English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Dun

Dun tradutor Turco

324 parallel translation
Comme Ie nom de ce tacot de tramway qui passe dans Ie Quartier.
Mahallede dan-dun dolanıp duran o tramvayın adı gibi.
Des ours intelligents avec des idées géniales.
Brainy Bruin'dun yeni geliştirdiği bir numarası var.
Un Apollon.
Bir Apollon'dun!
Tu étais un Saxon.
Sen de bir Sakson'dun.
Vous apprendrez ˆ me connaître. Je suis dans Who's Who, Dun Bradstreet... Voil ˆ.
Tanıyacaksın tabi.Kim Kimdir ve Dun Bradstreet dergilerine bakabilirsin...
Vous parlez d'dun plaisir! - Ouvrez la bouche, madame, et taisez-vous!
Ağzınızı açın ve rahat durun, bayan.
Non, pas depuis hier soir.
Hayir, dun geceden beri gorusmedik.
Hier soir, vers 22h30.
- Dun gece, yaklasik 22 : 30 da.
- Nous avons fait la fête hier soir.
- Dun gece parti yapmistik.
- Hier soir.
- Dun gece.
- C'est vrai, hier soir.
Dogru, dun gece.
- Mais notre chien est mort hier soir.
- Ama dun kopegimiz oldu...
Les rapports de Dun et Bradstreet montrent qu'ils ont capitalisé à un million de dollars.
Dun and Bradstreet raporlarının gösterdiğine göre 1 milyon dolar sermayeleleri var.
- Rod, c'est ça? - Oui, Rod Tucker.
- Sen, Rod'dun değil mi?
L'autre jour, vous étiez Sherlock Holmes.
Son seferinde Sherlock Holmes'dun.
Dun...
Dun...
Selon Mme Hunsaker, vous étiez bien placés hier soir pour observer les responsables de cet... exploit.
Bayan Hunsaker dedi ki, dun gece ikiniz ilgi cekmek icin yapilan bu olaydan sorumlu olanlari gormus olabilirmissiniz.
Oui, on s'est parlé hier.
Evet, dun konusmustuk.
Tu étais Glenn Close et j'allais trouver mon lapin au feu.
Sen Glenn Close'dun ve ben de evcil tavşanımı sobanın üzerinde bulacaktım.
Pendant un moment, dans tes quartiers, durant le rituel... tu as été un Klingon.
Bir an için... kamarandayken ritüel sırasında tam bir Klingon'dun.
La princesse m'a apporté les documents de ma mère, que je n'ai pu obtenir hier.
Prenses Sarachina bana annemden para ve evrak getirdi. Çünkü onları dun alamamıştım,
Avec ça, je peux toucher la bite dun oiseau-mouche.
Kuşu şeyinden vurabilirim.
C'est ditticile pour vous, je sais. Mais peut-être est-ce le début dun nouveau chapitre de votre vie.
Bu belki de yaşamınızda yeni bir sayfa açar.
- Je finis avec eux, et je t'accompagne à Dehra Dun pour passer 3 ou 4 jours avec tes enfants.
- Bu kısmeti kaçırıyorum. Seninle Dehra Dun'a geleceğim ve çocuklarınla 3-4 gün geçireceğim.
Nous avons vendu notre maison à Dehra Dun et avons construit une demeure au milieu de nos champs.
Dehra Dundaki evi sattık ve bizim arsanın ortasına bir ev yaptık.
Dernière évasion de Dehra Dun.
Dehra Dun'dan son kaçış. Rolf Harrer- -
Quand je suis avec vous, Ku-Dun.
Senin huzurundayken, Kundun.
- Vous êtes humaine à présent.
Borg'dun... Ama şimdi insansın.
Vous m'avez dit que je devais me défendre, alors j'ai pensé à tous ceux qui m'ont fait du mal.
Dun ona sinirlenmistim Kendimi savundum, Ve bana karsi kotu olan insanlari dusundum.
T'as super bien joué, hier.
Dun gercekten guzel oynadin, Bobby.
Hier, le Michigan, décimé par des blessures, a fait jouer son porteur de serviette.
Dun, Michigan, pascisinin sakatligindan sonra, havlucusunu oynatmaya karar aldi.
J'étais avec toi de 2h à 4h cette nuit.
Dun gece 2 ile 4 arasinda seninle beraberdim.Onlara bunu soyle.
Mais depuis que j'ai suriné cette lopette de mytho, ma cote Dun et Broadstreet a explosé, putain.
Ama o boşboğazı bahçede şişlediğimden beri, burası benim Dun ve Broadstreet'im oldu. Hayat pahalandı demek istiyorum.
En fait, c'est Dun et Bradstreet.
Aslında o Dun ve Bradstreet. Neyse, iki türlü de söyleniyor.
e petites villes dun pays lointain nous vinmes, poursauver un monde embrasé.
Bizler, uzak ülkelerin küçük kasabalarından kendimiz için onuru dünya için barışı kurtarmaya geldik.
ans de petites villes dun pays lointain nous dormons, etnous croyons en ce monde qu'on a vaincu pour vous.
Bizler, uzak ülkelerin küçük kasabalarında uyuruz ve senin koruman için kazandığımız bu dünyaya güveniriz.
- T'as bien niqué le tien, hier
- Daha dun becerdin amcani.
Ihistoire dun incendie, de leau qu'il fallut pour léteindre, et dun plongeur du nom de Delmer Darion.
Reno Gazetesinde... bir yangının... yangını söndürmek için gerekli olan suyun... ve Delmer Darion adında bir dalgıcın haberi vardı.
Comme relaté par le médecin-légiste, ilmourut dun infarctus entre le lac et larbre.
Savcı'nın belirttiğine göre... göl ve ağaç arasında bir yerlerde, kalp krizinden ölmüştü.
Le narrateurpense humblement qu'ilne peuts'agir dun simple fait divers, ça ne peut être un accidentbanal.
Ve, benim naçizane fikrime göre... bu, "herhangi bir olay" değildi. Bu, "basit bir rastlantı" olmasın.
Ihistoire dun plongeur, et un suicide.
Ve bir dalgıcın... Ve de bir intiharın.
Je voudrais profiter de ta présence pour parler un peu.
Dun senle konusmaya firsatim olmadi. Konusmamiz gereken bazi seyler var.
Il me faut encore 3 ryos pour le butin d'hier.
Ne parası? Üç gümüş para. DÜn geceki malların ödemesi.
HIER, AUJOURD'HUI ET DEMAIN
DÜN BUGÜN YARIN
Si tu attends que je m'excuse pour la nuit dernière... Je ne peux pas.
DÜn gece için üzgün olduğumu... söylememi bekliyorsan... bunu söyleyemem.
Comme tu es Tang Yuh, ton clan nous laisse tranquilles.
Çünkü sen Tang Yu'dun
PAS PU BAISER HIER SOIR
DÜN GECE KIZ GÖTÜREMEDİM
SOUVENIRS GOUTTE À GOUTTE
DAHA DÜN GİBİ
J'ai parlé à George hier soir.
Dun gece George'la konustum.
" Tard hier soir, et la nuit d'avant...
DÜn gece ve ondan önceki gece...
Allumez la lumière, Ku-Dun.
Hayır, pek sayılmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]