Translate.vc / Francês → Turco / Dépréssion
Dépréssion tradutor Turco
2,124 parallel translation
Elle faisait une dépression post-natale.
Onun durumu doğum sonrasıydı.
Après la naissance de Brianna, Trent a fait une dépression.
Brianna doğduktan sonra, Trent bunalıma girdi.
Dépression postpartum.
"Doğum Sonrası Depresyonu" gibi görünüyor.
Parfois, il ne fait qu'aggraver la dépression.
Bazen böyle şeyler olabiliyor, depresyon şiddetlenebiliyor.
Il semble que ses moments de dépression soient dus au divorce.
Görünüşe göre mani nöbetleri boşanmayla tetiklenmiş.
Je pense que c'était la dépression postpartum.
Büyük kısmı doğum sonrası depresyondu.
Apparemment, elle souffrait d'une légère dépression postpartum.
Doğum sonrası travma da yaşamış.
Les malades du cœur souffrent de dépression, se sentent frustrés.
Ama bu normal, çünkü kalp hastalarının belli bir düzeyde asabiyet ve depresyon yaşaması sık görülürmüş.
- Tu vois? Elle a failli faire une dépression.
Sinir krizi geçirmiyormuş.
Il avait été enfermé dans un institut psychiatrique après sa dépression nerveuse.
Hayır! Olamaz! Bırakın beni!
David Dash n'a pas pu venir aux funérailles parce qu'il a fait une dépression nerveuse.
David "Dash"'in neden cenaze törenine katılmadığı da.. .. çünkü kendisi o sıra, ciddi bir sinir krizi geçiriyordu.
Elle l'a plaqué en pleine dépression nerveuse.
Brian, davayı geri çekmem adaleti yanıltmak olur. Bu suça girer.
Puis je vois le chômage, les ponts, la dépression.
Ve sonrasında işsizlik, evsizlik ve depresyon görüyorum.
* Mal de tête, de cœur, dépression, rejet *
Baş ağrısı. Kalp ağrısı. Depresyon.
Inattention, hyperactivité, rages explosives... anxiété de séparation, sautes d'humeur, dépression, peu d'amour-propre.
Dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, sinir patlaması, ayrılık endişesi, ruh halinin çalkantılı olması, depresyon, kendine güvensizlik.
Le patient souffre de dépression, d'anxiété et de pensée désorganisée.
Hasta depresyon, bunaltı ve düşünce bozukluğundan şikayetçi.
Michel a fait.. ... une dépression.
Diğer salaksa büyük bir bunalıma girdi.
SAF, TDA, Dépression, mégalomanie délirante, Incapacité d'anticiper des conséquences, sérieux manque de bon sens, Socialement immature.
FAS, ADD, depresyon, kuruntulu megalomani, sonuçları tahmin edememe, ciddi sağduyu eksikliği, sosyal açıdan olgunlaşmamış.
Est-ce sa première dépression?
- Daha önce sorun olmuş muydu?
Dépression psychotique typique.
Psikoz ders kitabı.
Je crois qu'il faisait une vraie dépression nerveuse... et qu'il a plus tard inventé l'histoire du truc publicitaire pour se couvrir.
Sanırım delirmişti. Ciddi olarak... Anca sonradan insanları etkileyen bir kapak konusuyla ortaya çıktı.
- Liam est au bord d'une dépression. Une dont il pourrait ne jamais se remettre.
Liam büyük bir yıkımın eşiğinde, geri dönüşü olmayan bir yıkım.
"Liam McBride, qui s'est enfermé volontairement... après avoir fait une dépression durant une émission-causerie d'après-midi... RECHERCHE - LIAM McBRIDE CLANDESTIN DANS" JE SUIS FOU " a admis que c'était de la publicité pour son film.
"Bir Eğlence Programında kendisini kaybettikten sonra gönüllü olarak kendini hastanenin ellerine teslim eden Liam McBride, daha sonra bunların hepsinin" Yavaşça Deliriyorum " adlı yeni filminin reklamı olduğunu kabul etti.
En fait, il a fait une dépression à la suite de son traitement ici.
Aslında burada yaşanan tedavi yüzünden büyük bir çöküntü yaşadığıyla ilgiliydi.
TROUBLE DE DÉPRESSION MAJEUR
Devirli Ağır Depresyon Rahatsızlığı.
Elle a fait une grave dépression nerveuse.
Tamamen bunalımda.
Tu sais la différence entre dépression et récession?
Ya, psikojik baskı ile depreson arasındaki farkı biliyor musun?
Si tu bosses pas, c'est la dépression.
İşe yarayan şey depresyon. Doğru mu? Pekala, sen ne okuyorsun?
J'ai fait une grosse dépression après mon divorce, qui s'est terminé par le chômage.
Boşandıktan sonra çok feci depresyona girdim bu yüzden işimden de oldum.
La poésie l'a empêché de tomber dans la dépression, et favorise son retour sur scène avec les Doors.
Şiir kaydı sayesinde depresyondan kurtulur ve yeniden The Doors'la sahneye çıkmayı kabul eder.
Non, je pensais plus à leur propension à la dépression et au divorce.
o biraz zor. Hayır, depresyona, boşanmaya ve alkolizm olan eğilimlerini
Quand Mary sentit une présence sur le lit, une légère dépression, elle crut que sa fille venait lui parler de sa voyante.
Mary yatağında birinin oturduğunu hissettiği zaman üzerine bir kasvet çöktü. Kızının, kendisine falcı hakkında soru sormaya geldiğini düşündü.
Contre la dépression.
Depresyon ve kaygı tedavisinde kullanılan.
Je vais avoir un grave dépression nerveuse maintenant.
Az sonra ciddi bir sinir krizi geçireceğim. " Sözcü açıkladı :
Systèmes de réponses semblables, signes de dépression et d'instabilité.
Evet, tepki mekanizmaları, depresyon durumu ve dengesizlik hâllerindeki benzerlik gözümden kaçmadı.
Et si je fais une psychose post-partum et une dépression?
Ya doğum sonrası psikozu ve depresyonu geçirirsem?
La dépression post-partum est très insidieuse.
Doğum sonrası psikozu çok sinsidir.
Ca s'insinue en vous, ça peut être déclenché par le manque de sommeil, ensuite la dépression rend le sommeil difficile.
Sana gizlice yaklaşır, böylece uyku eksikliği ile tetiklenir,... sonra depresyon, uyumayı daha da zorlaştırır. Bu bir kısır döngüdür.
Cette femme était traitée pour dépression chronique.
Bu kadın kronik depresyon tedavisi alıyordu.
Vous savez peut-être qu'elle souffrait d'une dépression.
Onun ayrıca depresyonla mücadele ettiğini duymuşsundur.
Les victimes avaient tous les facteurs de risque de dépression port-partum.
Kurbanlar, bütün doğum sonrası depresyon risklerini taşıyorlar.
La dépression port-partum ne l'explique pas.
Yani, doğum sonrası bunu açıklamıyor.
J'ai fait une dépression.
Herşeyi mahvettim.
Alors, il fait une dépression?
Yani servis dışı?
Drogue et dépression?
Uyuşturucu ve umutsuzluk mu?
Ca m'a pris des semaines pour me remettre de ma dépression.
Sinirlerimin düzelmesi haftalar sürdü.
Les marchés remontent lentement aux niveaux de la pré-dépression.
Borsa tutarları kriz öncesi seviyelerine yavaşça tırmanıyor.
Une cure anti-depression * * * peter * * *
Depresyona çare? Her zaman kolsuz tişört veya atlet giyerdi.
Peut-être une dépression, la peur de la séparation ou une psychose.
Parker : Muhtemel evlat acısı, Kısmi depresif, kısmi psikolojik travma durumu.
Mais il avait une dépression non diagnostiquée, comme plus de 9 millions d'Américains.
Ancak maalesef, dokuz milyonun üzerinde Amerikalının yaşadığı tanımlanamayan bir depresyon geçiriyordu ki aslında tedavi edilebilirdir.
Mais son été en panne là depuis la dépression. Je suis hors d'ici.
Ekonomik çöküntüden beri aşağıda duruyordu.