English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Dîn

Dîn tradutor Turco

2,131 parallel translation
Le poids de l'opinion académique est contre nous.
Din adamları evliliğimize karşı çıkıyor.
Religion. Intéressant.
Din sorusu, ilginç.
M. Cranmer, Sa Majesté a décidé de vous nommer son aumônier personnel.
Bay Cranmer, Majesteleri sizi din işleri danışmanı olarak atadı.
Le parlement veut le nommer autorité suprême, aussi bien spirituelle que temporelle.
Bildiğin gibi parlamento onu hem dini hem de din dışı konularda tam yetkili yapmak üzere.
Il n'y aurait plus d'Église, plus de religion, plus de vie spirituelle dans ce royaume.
Eğer başarırsa, bu ülkede ne kilise kalır, ne din kalır ne de ruhani bir yaşam!
Je suis un homme de Dieu. Lâchez-moi!
Ben din adamıyım!
- Taisez-vous!
Ben din adamıyım!
Il a été aumônier des Boleyn.
Bir zamanlar Boleynler'in din görevlisiymiş.
Ce serment tient aussi lieu de reconnaissance de la suprématie du roi en toutes choses, spirituelles et temporelles.
Bu genelge aynı zamanda Kral'ın hem dini hem de din dışı işlerde egemenliğini de kapsıyor.
Il est vrai que vous êtes un laïc, et non un clerc, mais dans cette affaire, je ne pourrais me fier aux préjugés d'un homme d'Eglise.
Din adamı olmadığın ve laik biri olduğun doğru ama bu konuda hiçbir din adamına güvenemem.
C'est aussi une façon de montrer aux gens qu'ils vous doivent l'obéissance, selon la loi de Dieu et des hommes.
Ayrıca insanlara kul olarak din ve ahlak kuralları çerçevesinde size itaat etmelerini ve minnet duymalarını gösterecek bir araçtır.
Les ecclésiastiques devront attaquer les cultes superstitieux qui s'entourent d'images et de reliques.
Tüm din adamlarına, heykellere ve kutsal emanetlere batılca tapınan insanlara karşı çıkmaları bildirilecek.
"tu veux des enfants?", sa religion ou son côté préféré du lit.
"Çocuk ister misin?" "Din konuları. Yatağın hangi tarafında yatmayı istersin?"
L'islam ne veut pas la guerre, c'est une religion très humaine.
Islam savas degil Din bir çok insan.
La race, la religion et le statut social ne signifient plus rien.
Köken, din ve sosyal çevrenin artık bir önemi yok.
Avez-vous lu des livres sur la religion, des livres non écrits par des Témoins?
Yehova Şahitleri tarafından yazılmış herhangi bir din kitabı okudun mu?
C'est la parole de la religion.
Bunlar bir din adamının sözleri.
Si vous êtes converti, vous le savez.
Din değiştirmiş olsaydınız bilirdiniz.
Dans la course au profit, où règnent manipulations, calculs profits, bilans, avocats, argent... Nous voulons toujours plus! Aller encore plus loin, encore plus haut, le plus haut possible.
Kar için ırk, din yaşam tanımıyoruz... kar diye, bilanço hesapları, avukatlar, para ve... değerli saydıklarınız için değerli saydıklarınız için hep dha fazlasını hep fazlasını istiyoruz bu şekilde devam edersek yaşam alanlarımız yok olacak yaşamı tüketiyoruz
Ça n'a rien à voir avec la religion, mais avec le fait que tu es un lilliputien qui vit encore avec sa mère.
Bunun din ile bir alakası yok. Sadece senin hâlâ annesiyle yaşayan mini minnacık bir adam olmanla alakalı.
Ce temple sera abandonné à jamais.
Din eviniz ilelebet terk edilecek.
Attention, il se peut qu'ils nous e-c-o-u-t-e-n-t.
Hey, dikkatli ol. Liyor-din olabilirler.
T'auras du mal à trouver une religion qui les tolère.
Memnun kalacağın bir din bulmakta çok zorlanacaksın.
Les religions ont été source de conflits depuis des générations. - Alors on doit juste vivre avec ça?
Din, nesillerdir savaşların temelidir.
Est-ce une secte où une entreprise pyramidale...?
Bir din mi yoksa bir saadet zinciri mi?
Je sais que tu as toujours été partagée sur le fait que la thérapie est plus une discipline qu'une religion, mais tu as également dit qu'en tant que thérapeutes, on ne peut pas... vivre la vie de nos patients à leur place.
Bu konuyla ilgili senin her zaman iki fikrin olduğunu biliyorum terapi bir disiplinden daha çok aslında bir din gibidir ama ayrıca biz terapistlerin hastalarımızın hayatına müdahale demeyeceğimizi söylersin.
Donc j'ai fais voeu temporairement de pauvreté, de célibat et d'obéissance.
Böylece geçici olarak yoksulluk, din dolayısıyla evlenmeme, itaat yeminleri ettim.
Aux gardiens de la foi et de la religion? Aux médecins?
İnanç ve din kalecilerinden mi?
Je suis un homme de foi, pas un guerrier.
Ben din adamıyım, savaş değil.
Religion.
Din şeyi.
- Tu vas te convertir?
- Din mi değiştireceksin?
Depuis quand la religion joue un rôle dans la famille?
Din bizim ailemizde ne zaman konu oldu ki?
Nous voilà hélas en pleine guerre de religion!
Bir din çatışmasının içindeyiz. İstesek de istemesek de.
Ces foutues questions, ces histoire débiles de religion, pourquoi ça passe toujours avant tout le reste?
Hep bu saçma sapan din konuları! Neden her zaman, her şeyden daha önemli?
Tu avais parlé d'une conversion à l'islam, pas d'une circoncision.
Din değiştirmem gerektiğini söyledin, sünnet söz konusu değildi.
Le catéchisme!
Din.
Oui, il a frappé le frère Theo.
Din kardeşi Theo'yu yumruklamış.
On s'occupe des autres 10 %.
- O din.
Vous vendez de la religion.
Anladım, din satıyorsunuz.
Les deux imbéciles, vous continuez de parler religion, ou vous voulez jeter un coup d'oeil à ça?
Siz iki dangalak din hakkında tartışmaya devam mı etmek istiyorsunuz yoksa buraya gelip şuna bakacak mısınız?
Liberté de culte.
Din hürriyeti var.
- La religion c'est pour les pédés.
- Din, gaylere göre demek.
Quand la religion a-t-elle créé des soucis?
Din ne zaman bir soruna neden olmuştur ki?
Vous rigolez? Tuer un homme de Dieu, ça porte la poisse.
Din adamı vurmak uğursuzluktur.
- La Marine n'envoie pas un aumônier?
Donanmanın din işlerinde görevli birini göndermesi gerekmez mi?
- Ça n'enquête pas, les aumôniers.
Din işleri görevlileri soruşturma yapmaz, McGee.
La dernière fois, tu me parlais de la religion.
Son konuştğtmuzda bana din hakkında soru soruyordun.
Mon opinion de la religion rejoint celle de Clarence Darrow.
Konu din olunca Clarence Darrow'un fikirlerine katılıyorum.
Sexe, politique, religion.
Seks, politika, din var.
Sur l'éthique, la politique, et la religion.
Ahlak, poltika ve din konularında.
Tu ne veux pas qu'Amy les croise parce qu'ils sont dévots, c'est ça?
Onları deşifre etmek istemiyorsun çünkü din kardeşisiniz, doğru mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]