Translate.vc / Francês → Turco / Es
Es tradutor Turco
434,484 parallel translation
T'es-tu déjà noyé?
Boğuldun mu hiç?
Donc, j'imagine que tu es la prochaine?
Öyleyse, sıradaki sen misin diye düşünüyorum?
Veux-tu voir ce qu'il arrive quand tu es trop en retard pour sauver ton amie et les autres?
Ne olduğunu görmek ister misin? Küçük arkadaşını ve herkesi kurtarmak için çok geç olduğunda?
Certains moments... Tu es arrivé.
Sen döndün.
Tu es... si forte.
Sen çok... güçlüsün.
Tu es incroyable.
Harikasın.
Car tu es un Cyberman.
Çünkü sen bir Sibersin.
- Es-tu forte au lancer?
- Atış yapıyor musun?
Je le sais, et je sais ce dont tu es capable.
Senin olduğunu biliyorum ve ne yapabileceğini biliyorum.
- Tu es sûre?
- Emin misin?
Tu es comme moi maintenant.
Artık benim gibisin.
Jamais je ne croirai que tu es vraiment mort.
Gerçekten öldüğüne asla inanmayacağım.
Tu es marié à quelqu'un pendant 30 ans.
30 sene biriyle evlisin.
Tu es avocat, détermine-le!
Avukat olan sensin bir yolunu bul!
Tu es très critique.
Çok hassassın.
- Tu es un oompa loompa - Ouais, mec.
- Sen Oompa Loompas'dasın.
Tu es mort.
Sen öldün.
Tu es trop sexy quand t'es sur quelque chose.
Bir şeye değinirken çok seksi oluyorsun.
Tu y es allé aussi?
Skookum Kampı! Sen de mi gittin?
Tous tes anciens coéquipiers de foot pensent que tu es mignon aussi.
Eski futbol takımı arkadaşların da çok tatlı olduğunu düşünüyor.
Tu es en direct.
Canlı yayındasın.
Tu es ici parce que tu es sexy!
Buradasın çünkü çok seksisin!
Tu es un fantasme sexuel.
Sen bir seks fantezisisin!
Liv, t'es prête à déjeuner?
Liv, öğle yemeğine gitmeye hazır mısın?
Pourquoi es-tu en vie?
- Nasıl hala hayattasın?
Tu es un zombie.
Sen bir zombisin.
J'ai été si hanté par la façon dont tu es mort que j'ai essayé de te sortir de ma tête complètement.
Ölümün sürekli aklımdaydı ve tamamen unutmaya çalıştım.
Manny dit que tu es toujours en forme.
Manny hâlâ çok iyi göründüğünü söylemişti.
- Tu sais, quand tu t'es pointé, t'avais rien avalé de la semaine.
- Bu hiç adil değil. - Evime geldiğinde haftada bir bile et yiyemiyordun.
Qui essaie de convaincre tes propres fils que tu n'es pas la salope sans coeur que tu sembles être?
Peki ya göründüğün gibi taş kalpli bir kaltak olmadığını oğullarına inandırmaya çalışan kim?
T'es restée combien de temps avec Craig?
Ne zamandan beri Craig'le kalıyorsun?
T'es dégueu et je ne veux pas que les flics viennent taper à la porte.
Pissin. Ayrıca narkotiğin kapımı çalmasını istemiyorum.
- T'es cool?
- İyi misin?
T'es toujours sur ces conneries de karma?
Sen hâlâ şu karma saçmalığında mısın?
Pourquoi t'es pas honnête avec moi?
Neden bana dürüst olmuyorsun?
Quoi? Je dis, "Fais ce que tu fais toujours, t'es le meilleur pour ça."
- "İstediğini yap, çünkü bu konuda çok iyisin" dedim.
C'est quand la dernière fois que t'es allé repérer l'Union Bank?
Union Bankası'nı en son ne zaman gözlemledin?
Mais... toi t'es toujours là?
Ama sen hâlâ burada yaşıyorsun?
T'es allé en prison à cause de Baz.
Sen hapse Baz'ın yüzünden girdin.
T'es pas obligé.
Gelmek zorunda değilsin tabii.
Emma, tu es là?
Emma, orada mısın?
Tu n'es pas ma mère.
Sen benim annem değilsin.
Et bien, voici la vérité, mon cher. Ce n'est pas parce qu'elle était une héroïne que tu en es un.
Doğrusu şu ki tatlım... onun kahraman olması seni de öyle yapmaz.
Et maintenant je vais te montrer précisément ce que tu es.
Şimdi sana tam da olduğun şeyi göstereceğim.
Après tout, tu es devenu un garçon si fort, et loyal.
Ne de olsa çok sadık, güçlü bir evlat oldun.
Es-tu ici pour la nostalgie, ou est-ce que tu veux quelque chose?
Buraya nostalji yapmaya mı geldin... yoksa benden istediğin bir şey mi var?
Tu es vraiment tombé bien bas.
Daha fazla alçalamazdın.
Tu es prêt à sacrifier ton bateau dans un jeu?
Oyun için gemini riske atar mısın?
On dirait que tu t'es dit ça pendant un bon moment.
Uzun süredir kendine de bunu söylüyormuş gibisin.
Tu es la Sauveuse.
Sen Kurtarıcı'sın.
Ne t'es tu jamais demandé pourquoi la Fée Noire collecte toute cette poussière?
Kara Peri'nin bu kadar tozu... neden topladığını hiç düşündün mü?