Translate.vc / Francês → Turco / Evie
Evie tradutor Turco
615 parallel translation
Evie?
Evie?
Je vous croyais déjà en route pour Hollywood, avec tout ce que Eve a acheté.
Tanrı aşkına, Evie ile şu an Hollywood'a gidiyorsunuz sanıyordum. - Hollywood mu? - Evie şu harika şeyleri satın aldı ya!
- Comment va Evie?
- Evie nasıl?
Tu n'es pas mon Eve.
Sen, Evie değilsin.
Je n'ai jamais vu Eve faire ça.
Evie'nin böyle bir şey yaptığını hayatımda hiç görmedim.
Viens, Eve!
Haydi Evie.
Chérie, fais ce que ta mère te dit.
Evie, hayatım. Evie, annenin dediğini yap.
Evvie, ramène-toi et fais la vaisselle!
Evie! Evie, çabuk ol! Daha kahvaltı bulaşıkları yıkanmamış.
S'il avait vécu un petit peu plus, Pee-Wee t'aurait vue devenir femme.
Peewee biraz daha dayanabilseydi senin gerçek bir kadın olduğunu görebilecekti, Evie.
Evvie... Qu'est-ce qui te prend?
Evie sorun ne?
Evvie!
Hey, Evie?
L'enterrement est terminé.
Cenaze sona erdi, Evie.
Il faut que tu saches que les hommes ne sont pas tous comme Grand-père.
Öğrenmen gereken bir şey var, Evie. Bütün erkekler büyükbaban gibi değildir.
Écoute, Evvie... Ne laisse personne te serrer comme ça.
Bak, Evie hiç kimsenin seni böyle tutmasına izin vermemelisin.
Evvie, si tu ne veux pas d'ennuis, viens ici.
Evie, sorun istemiyorsan, buraya gel.
Evvie, on s'en va.
Evie, gidelim.
Viens, Evvie.
Buraya gel, Evie.
N'aie pas peur.
Evie, korkma.
Bonjour, Evvie.
Günaydın, Evie.
Tu vas pouvoir jeter cette vieille veste.
O eski ceketi atabilirsin, Evie.
Tu n'es plus une enfant.
Artık bir çocuk değilsin, Evie.
S'il te pose des questions sur moi, ne réponds pas.
Evie, eğer sana benimle ilgili bir şey sorarsa cevaplama.
Evvie fait votre lit.
Evie size temiz çarşaf seriyor.
Evvie, tu as des idées fausses sur l'endroit où tu vas aller.
Biliyor musun, Evie bence gideceğin yerle ilgili yanlış fikirlerin var.
Evvie, le révérend t'a parlé de moi?
Evie, rahip sana benimle ilgili bir şey söyledi mi?
Tu es mignonne, Evvie.
Sen iyi bir kızsın, Evie.
Bien sûr, Evvie.
Elbette. Elbette görüşürüz, Evie.
Je tiens à ce que vous sachiez, vous et ceux que ça intéresse, que samedi, j'emmène Evvie faire des courses, comme promis.
Bilmelisiniz, Peder siz ve ilgilenen kim varsa cumartesi söz verdiğim gibi Evie'yi alışverişe götürmek niyetindeyim.
C'est à Evalyn de décider, M. Miller.
Sonuçta, Bay Miller, kararı verecek olan Evie.
- Ca suffit, Eve.
- Yeter, Evie.
Il y a trop de monde.
- Çok kalabalık Evie.
Il y a déjà eu la guerre civile à Benavis. Ça pourrait recommencer.
Öyle ama, vaktiyle Benavís'te iç savaş vardı, Evie, yine iç savaş çıkabilir.
On en a déjà deux.
Zaten 2 çocuğumuz var, Evie.
Evelyn, calme-toi.
Şimdi Evie, toparla kendini.
Evelyn, partons d'ici.
Evie, buradan defolup gidiyoruz! Üçümüz de.
J'en peux plus...
Yapamıyorum! Bekle beni Tom! Evie!
Evelyn! - J'en peux plus...
Evie, devam etmeliyiz!
- Aide-moi.
Evie, neyin var?
Evvie!
Evie!
Viens par ici.
Evie!
Salut, Evvie.
Selam, Evie.
On va avoir de la compagnie.
Evie, görünüşe göre bir misafirimiz var.
J'ai ce fusil.
Evie, bunu aldım, tamam mı?
N'aie pas peur, Evvie.
Korkma, Evie.
Evvie, regarde-moi.
Evie!
Evvie fera votre lit.
Evie yataklarınızı hazırlar. Hadi, Evie.
Dépêche-toi.
Acele et, Evie.
Evvie, c'est quoi?
Evie, bu neydi?
Approche!
Evie, buraya gel.
Rends-moi service.
Evie, bana bir iyilik yap.
Ils s'en vont.
Gidiyorlar Evie.