English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Existent

Existent tradutor Turco

2,420 parallel translation
Les miracles existent.
- Hayat mucizelerle dolu.
Pour moi, jusqu'à un certain niveau, les lois n'existent pas.
Benim için tabiri caizse, yasalar etkisiz eleman.
Parfois les particules ferromagnétiques se réalignent autour des imperfections à l'échelle nanométrique qui existent encore... où l'arme a été estampillée.
Bazen manyetik demir talaşları küçük pürüzlere kusursuz bir şekilde yapışarak görünmezleri gösterir.
- Les dragons n'existent pas.
Dünya'da asla ejderhalar var olmadı.
Tu sais que les étoiles n'existent pas.
Yıldız diye bir şeyin olmadığını biliyorsun.
Vous n'avez rien de mieux à faire que de parler de la possibilité que les fourmis géantes existent?
Yok artık ya! Burada oturup dev karıncaların var olabilme ihtimalini tartışmaktan başka işiniz yok mu?
Et on est distraits, on en oublie que ces endroits existent.
Evet, ama sonra iş güce daldık, gerçekte böyle yerlerin olduğunu unuttuk.
C'est triste et embarrassant pour eux, mais ils existent.
Bu çok üzücü ve kafa karıştırıcı ama evet varlar.
C'était avant qu'ils aient les médocs qui existent aujourd'hui. Elle a fait de son mieux, mais mon père...
O zamanlar şimdiki gibi ilaçlar henüz yoktu ve sanırım elinden geleni yaptı
Le fait est que c'est lui qui a fourni les diamants à Carrodus, et c'est la seule tierce personne à savoir qu'ils existent.
Doğru, konu şu ki ; adam Carrodus'a ilk elden elmasları tedarik eden ve varlıklarından haberdar üçüncü şahıs.
Supposons que les fées existent.
Diyelim ki periler gerçek.
Les nègres n'existent plus.
Zenciler yok artık.
S'ils existent, ils seront à la base militaire de Fort Benning.
Kalacak yer, koruma imkânı varsa ordu kampındadır. - Fort Benning.
Ces agents existent, M. Castle.
Bu ajanlar gerçek, Bay Castle.
Prisée par les collectionneurs pour sa grâce hors pair une des sept qui existent encore.
Avrupa spor arabaları arasında ki sadece 7 tane üretilmiştir emsalsiz zarafeti ile koleksiyoncular tarafından çok değerli kabul edilir.
268 ) } Vos ennemis n'existent pas.
Olmayan düşmanları arıyorsunuz.
Personne ne sait qu'ils existent.
Tek problem kimsenin onların varlığından haberi olmaması.
{ \ pos ( 192,210 ) } Les extraterrestres de l'espace n'existent pas!
Uzaylı diye bir şey yoktur!
Les fossiles de robots n'existent pas.
Robot fosili diye bir şey yoktur.
J'ai entendu un bruit. Je crois que c'est un ovni. Les ovnis n'existent pas.
Baba, dışarıda sesler duydum ve sanırım bir U.F.O. gördüm.
Les raisons de votre rupture, petite Sloan, le bébé, n'existent plus.
Ve ayrılma sebeplerin.. Küçük Sloan ve bebek.. Artık onlar bir sorun değil.
Parce que mes raisons existent encore.
Çünkü benim sebeplerim hala sebep.
Je ne vois pas les particules subatomiques. Pourtant, elles existent.
Ben de atom altı parçacıkları göremiyorum ama yine de oradalar.
Deux guerres existent ici.
Bu ülkede 2 savaş var.
Notre lune est un corps géologiquement froid et mort, mais le puissant lien gravitationnelle qui existent entre une autre lune et sa planète parent a fait quelque chose d'incroyable.
Ay'ımız soğuk, jeolojik olarak ölü bir dünya, ancak güçlü çekim bağı başka bir uydu ve onun ana gezegeniyle arasında şaşırtıcı birşeyler var etmiştir.
Ils sont pratiquement éteints. Ils existent maintenant dans les livres et dans les mauvais films.
Neredeyse soyları tükenmiş durumda çoğunlukla kitaplarda ve berbat filmlerde yaşıyorlar artık.
- Non, ces gens-là n'existent pas.
Hayır. Psişik diye bir şey yoktur.
Les cours du soir n'existent pas.
Akşam okulu diye bir şey yok.
Les Bédouins existent ou c'est dans Star Wars?
Bedevi gerçek mi yoksa bir Star Wars karakteri mi? Bilemiyorum.
Tu as cinq minutes pour ruminer, pour pleurer et pour hurler tous les jurons qui existent.
Orada insanların sana söylediklerini düşünmek için beş dakikan var. Ağlamak, bağırmak ve hepsi hakkında kötü sözler etmek için beş dakikan var.
Des comptes-rendus similaires existent-ils dans d'autres cultures et d'autres religions à travers le monde?
Benzer kayıtlar dünyanın diğer köşelerindeki farklı medeniyet ve dinlerde de mevcut mu
Mais si des civilisations existent dans d'autres galaxies, est-ce possible qu'elles soient plus avancées que celles sur Terre?
Fakat diğer galaksilerde yaşam varsa, onların burdakinden daha ileri bir teknolojiye sahip olmaları mümkün mü?
Ces gens existent.
Gerçek insanların olduğu gerçek bir yerdeyiz.
J'y croyais pas au début. Si personne n'a vu ces EBET, comment être sûr qu'ils existent?
Madeline, madem bunları kimse görmediyse nasıl oluyor da sen var olduklarından bu kadar eminsin?
Les OVNIs n'existent pas, Shawn.
UFO diye bir şey yoktur, Shawn.
Telles que : "Les extraterrestres existent-ils?"
Mesela... Uzaylı diye bir şey var mı?
Quelque soit l'endroit où je vais sur la planète les gens me demandent : Les extraterrestres existent-ils?
Dünyada nereye gidersem insanların bana sorduğu soru, "Uzaylı diye bir şey var mı?"
Oui, de nombreux moyens existent pour annoncer de mauvaises nouvelles.
Evet, kötü haberlerin iletilmesinin çeşit çeşit yolları vardır.
Il faudrait une antenne satellite pour accumuler cette énergie. Et les satellites n'existent pas.
Fakat böyle bir enerjiyi ortaya çıkarmak için devasa bir uydu anteni gerekecek ve uydular henüz icat edilmedi.
Que les gens n'attendent pas que je craque ou que je voie des choses qui n'existent pas.
Beni bekleyenleri delirtmeyi ya da saçma sapan hayaller görmeyi istemem.
- Les fantômes n'existent pas.
Hayır, hayır, hayalet diye bir şey yoktur.
Les fantômes n'existent pas.
Hayalet diye bir şey yoktur.
Mais une chose que je peux vous dire..... les monstres existent.
Ve sana bir şey söyleyebilirim canavarlar gerçek.
Des poitrines de cette taille et forme n'existent pas dans le monde réel.
Bu şekil ve boyuttaki göğüsler gerçek dünyada yok.
Les fleurs poussent, des arbres sont abattus, des bébés naissent, mais... les avocats existent.
Çiçekler açar, ağaçlar kesilir bebekler doğar fakat avukatlar da vardır.
J'admets que les aliens existent, mais leur présence était exceptionnelle.
Uzaylıların varlığını inkâr etmiyorum. Ama orada yaptıkları gereksiz.
Ils existent peut-être.
Belki de vampirler gerçektir.
Ils existent pas.
Eskimo evine şömine koyamazsın!
Trouvez d'autres membres, s'ils existent.
Tamam, Bay Spencer eğer mevcutlarsa, diğer üyeleri bulmaya çalışalım.
Ainsi le voyage qui a débuté avec la recherche de l'eau nous a mené à des mondes lointains qui je pense existent probablement.
Bu kapı, kestirme gibi davranıp, uzak mesafelere seyahati göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleştirmeyi sağlar.
Ces types existent.
Öyle adamlar var ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]