English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Few

Few tradutor Turco

57 parallel translation
Pourrais-je vous dire quelques mots?
Might I have a few words?
Elle sera morte dans quelques heures.
She'll be dead in a few hours.
"You were a few steps away from me, I was a few steps away from you"
Sadece bir kaç adım uzaktaydın bende bir kaç adım uzaktaydım.
Ceci est la vraie apparence de'A Few Good Men'.
İşte bu "Birkaç İyi Adam"'ın gerçek yüzü.
La fierté de'A Few Good Men'. Un aimable frère et l'ange gardien de la paix, le futur leader de l'ordre judiciaire.
"Birkaç İyi Adam"'ın gururu... bir çeşit koruyucu meleği barışın, aynı zamanda da kardeşi... ve kanuni düzenin gelecekteki lideri.
Et elle souhaite entendre "Pit in" avec "A few dance more".
Bizden "A few dance more" adlı parçayı istemiş.
On dirait que Jake a taché son slip en pensant à Janey.
Jake made a few paint stains in his pants thinking about Janey.
Dans quelques heures Reine du bal on me proclame
In a few hours I'll be queen of the prom
Non, mais Val était dans Top Gun avec Tom Cruise et Tom dans Des Hommes d'Honneur avec moi.
Hayır, Val Tom Cruise'la beraber Top Gun'da oynamıştı ve Tom da benimle beraber A Few Good Men'de oynadı.
In the next few minutes, you re going to learn about an amazing...
Birazdan, inanılmaz birşey öğreneceksiniz..
That time of hear thou mayst in me behold When yellow leaves, or none, or few do hang
" Beni ömrümün sonbaharında görebilirsiniz, aynı o sarı yaprakların, ya da hiçbir yaprağın, ağaçlardan sarkmadıkları dönem gibi
* Paris and London for * * a few days *
Paris ve Londra'da. Son aşkımdın sen.
J'interviendrai dès qu'il en aura besoin.
I'll save him after the first few Stay right here
Si seulement j'avais pris l'option éjection.
I wish I'd have spent a few extra bucks and gotten the ejection package.
On peut y aller quelques minutes.
We can just stop by for a few minutes.
I wonder that persons think they love can not Nor do pretend, or at least have enough respect for the children to talk to the few Sometimes you meet where they take the children on the other.
Bu beni hep şaşırtır, birbirini sevdiğini düşünen kişilerin rol bile yapamaması ya da en azından çocukları için yeterli nezakette bulunması sadece arada bir, başkalarını görmek zorunda kaldıklarında birbirleriyle konuşmaları çocuklarını ziyaretten aldıklarında.
j'avais 20 000 dollars dans ce tiroit, give or take a few.
Burada ne kadar paradan bahsediyoruz?
We'll be calling standbys in a few minutes soon.
Bir kaç dakika içinde son çağrımızı yapacağız.
Voici les quelques choses que je préfère
* These are a few of my favorite things *
Voici les quelques choses que je préfère...
* These are a few of my favorite things... *
I have to iron out a few wrinkles avec le traiteur, mais ensuite j'ai bien l'intention de vous retrouver.
Yemek firmasıyla biraz işlerim var ama ondan sonra sizi bulacağım.
J'essaie juste de t'appeler FEW Faith Evans Wallace
Sana sadece FEW Faith Evans-Wallace demeğe çalışıyorum
Fais pas ça!
- Bekle, FEW.
- Bébé, attends. Fay-Fay.
Bekle, FEW.
Laissons mariner un peu Mikhail. Ça le prédisposera à accepter mon offre.
Let Mikhail sweat for a few minutes and be in a perfect position to agree to my proposal.
Just a few more hours
* Sadece bir kaç saat daha *
♪ And now these few presidents ♪
# Ve şimdi şu birkaç başkan #
♪ Oh, these few presidents ♪
# Oh, şu birkaç başkan #
"If you don t drop a few, girl, " You won t make it past age forty. "
* Birkaç kilo vermezsen eğer, kızım aşamayacaksın kırkını *
'Cause all we got is these few stolen seconds
* Çünkü tek elimizde olan bu kaçamak anlar *
♪ These are a few of my favorite things ♪
# Bunlardır işte En sevdiğim şeylerden birkaçı #
sauf que t'as de la chance, peu de gens l'ont.
Except you're in a position very few guys ever get in.
Quelques lignes de code informatique qui peuvent déverrouiller toutes les portes
A few lines of computer code that can unlock any door.
♪ l've made a few ♪
* Ben de yaptım birkaç tane *
♪ We went back inside, sat down, had a few drinks ♪
* İçeri girdik beraber, oturduk, bir, iki kadeh içtik *
It looks like he was focused on one message from a few months ago.
Görünüşe göre, bir kaç aydır Bir mesajına yoğunlaşmış.
♪ l've even invented a few ♪
♪ Bir kaç kez uydurmuştum ♪
♪ To a precious few ♪
♪ Az ve değerli ♪
♪ And these few precious days ♪
♪ ve bu değerli bir kaç günü ♪
♪'cause the past few days have come too fast ♪
* Çünkü son günler çok hızlı geçti *
♪ so here s a few simple steps to help with that ♪
İşte bunu sağlamak için yapacaklarınız ;...
And few have ever gone
* Sebep olsa acıya *
♪ And though the sun is rising ♪ ♪ Few may choose to leave
* Bazıları gitmeye karar verebilir, güneş yükseldiğinde *
In these past few days
* Geçtiğimiz son günlerde *
Je dois dire que, c'est A Few Good Men ici.
- Birkaç iyi adam hemen şurada.
Tu étais comme Tom Cruise dans "Des hommes d'honneur"
A Few Good Men fimindeki Tom Cruise gibiydin,
♪ you get a little drunk ♪ and maybe start a few fights ♪
* Biraz sarhoş olup, birkaç kavga başlattın *
♪ ain t going home till I check a few more sins off of my list ♪
# Günahlar listemden birkaçını çizmeden eve gitmiyorum.
♪ ain t goin'home till I check a few more sins off of my list ♪
# Günahlar listemden birkaçını çizmeden eve gitmiyorum.
Oh, quite a few.
Bilmiyorum.
Allez, FEW, ouvre la porte.
FEW, aç kapıyı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]