Translate.vc / Francês → Turco / Foggy
Foggy tradutor Turco
173 parallel translation
La femme de Foggy Tate m'a donné un mouchoir.
Sersem Tates'in karısı bana mendil verdi.
"A Foggy Day In London Town" me fait toujours penser à ma femme.
"Londra'da Sisli Bir Gün" dendiğini duyduğum zaman, karım aklıma geliyor.
Super, ce gros plein de soupe affalé sur tes genoux.
Foggy Bottom'dan dönene kadar o koca şişmanı dizinde oturmayı dene.
C'est Phileas, en réalité Bien, Foggy, j'aie entendue dire que vous êtes inventeur
Aslında Phileas evet, Foggi, senin bir mucit olduğunu duydum.
Le champion de la société de débats Foggy Bottom cette année est...
Ve bu yılın Islak Popolu Müzakere Cemiyeti Şampiyon'u...
Le Foggy Grog.
Foggy Grog.
Ni Foggy Mountain Breakdown.
"Foggy Mountain Breakdown" değil.
J'ai passé la formation d'examinateur médical US dans un bureau à Foggy Bottom dans un effroyable laboratoire qui se situe dans un complexe appelé watergate.
Bir tesisteki berbat bir laboratuarda, daha yaygın olarak bilinen ismiyle Watergate'de.
On a une maison de ville dans le quartier du Fond Brumeux.
Foggy Bottom'da ev satın aldık.
Foggy, Foggy, Foggy.
Foggy, Foggy, Foggy. - Tamam.
- Oui. - Foggy.
- Foggy.
C'est affreux de dire ça, Foggy.
- Korkunç bir şey söylemiş Foggy.
Foggy.
- Foggy...
Arrête de donner des cigares à ma mère.
Anneme puro hediye etmeyi bırak artık Foggy. Niye?
Voici mon associé, Foggy Nelson.
Bu da ortağım Foggy Nelson.
Je suis Matt. Lui, c'est Foggy.
- Ben Matt, bu da Foggy.
C'est une arrestation idéale.
Büyük bir tutuklama bu Foggy.
Mais s'il y a une belle femme à la personnalité douteuse dans la salle, Matt Murdock la trouve, et c'est fichu pour Foggy Nelson.
Ama ne idüğü belli olmayan çok güzel bir kadın varsa Matt Murdock onu bulur ve Foggy Nelson acı çeker.
Ne le dites pas à Foggy.
Foggy'ye söyleme yeter.
- On a le même âge, Foggy.
- Aynı jenerasyondayız Foggy.
Je suis votre secrétaire, Foggy.
- Ben senin sekreterinim Foggy.
Ce n'est pas l'appartement, Foggy.
- Sorun dairemde değil Foggy.
Non, Foggy.
Olamaz. Foggy...
Ce n'est pas la peine, Foggy.
- Bunu yapmana gerek yok Foggy. Neyi yahu?
Comme l'a dit Foggy, nous aimons choisir nos clients.
Foggy'nin de dediği gibi, müvekkillerimiz konusunda oldukça seçiciyiz.
On a accepté de le représenter.
Temsil etmeyi kabul ettik Foggy.
Désolé, Foggy.
Özür dilerim, Foggy.
- Ce n'est pas ça, Foggy.
- Amaç o değil Foggy.
La femme d'Ed l'a quitté.
Ed'in karısı terk etti, Foggy.
- On s'en sort bien, Foggy.
- Burada gayet iyiyiz, Foggy.
A demain, Foggy.
Foggy, yarın görüşürüz.
C'est l'avocat Señor Foggy?
Burası Bay Foggy hukuk bürosu mu?
Non, Señor Foggy.
Hayır, Bay Foggy.
Oui, je dis à Foggy de ne plus lui en donner...
Evet, Foggy'ye vermemesini söylüyorum ama...
Foggy et toi pouvez aider, tu crois?
Sen ve Foggy gerçekten yardım edebileceğinizi mi sanıyorsun?
Foggy-Nours!
Foggy Bear!
Tu aurais fait un malheur ici, Foggy-Nours.
Burada çok sağlam iş çıkarabilirdin Foggycik.
Foggy-Nours?
Foggycik mi?
Señor Foggy, vous...
Siz Señor Foggy, siz...
Elle... C'est un dîner aux chandelles? Je crois que oui, Señor Foggy.
Bu bir randevu mu? Sanırım biraz öyle Señor Foggy.
Hé, Foggy...
Foggy...
Foggy.
Foggy...
Foggy, vous saignez.
Foggy, kanaman var.
Foggy!
Foggy!
C'est Foggy.
Ben Foggy.
Je pense que Foggy sera lanceur pour les Mets d'ici la mi-saison.
Bence Foggy'nin adı bir dahaki sezona Mets'le geçmeye başlar.
À chacun ses secrets, Foggy.
- Herkesin sırları vardır Foggy.
Foggy...
Haydi, gidelim.
Il y a de nombreuses années,
Yıllar önce, Birleşik Devletler Adli Tabip eğitimimi Foggy Bottom'daki merkezde tamamladım.
C'est quoi, ton problème?
- Derdin ne senin? - Adam ismini bile söylemedi Foggy.
Foggy Nelson.
Ben Foggy Nelson.