Translate.vc / Francês → Turco / Former
Former tradutor Turco
1,638 parallel translation
Tu étais prêt à former une armée avec elle pour les combattre.
Bu insanlarla savaşmak için ordu kurmak istediğinde, ilk ona gittin.
Si ces fenêtres ne se sont pas brisées lors du choc avec l'eau, il peut s'être former une poche d'air ou quelque chose.
Araba suya çarptığında camlar kırılmadıysa... hava boşluğu benzeri bir durum oluşmuştur.
Mais, tu sais, si... Si on essaie, plus ou moins, de se rapprocher, tu sais, pour former un vrai couple, vivre ensemble nous permettrait de voir ce que ça donnerait.
Eğer niyetimiz yakınlaşmaksa, neye benzeyeceğini görmek için birlikte yaşamaktan iyisi var mı?
J'ai soutenu la décision d'Elisabeth de former une alliance avec Michael, et j'ai soutenu sa décision de déposer toutes ces... personnes... sur cette planète.
Elizabeth'in Micheal ile ittifak kurma kararını destekledim... ve diğer kararını da destekledim... bu insanları... o gezegene koymasını.
On pourrait faire un entraînement physique très strict de trois ans... et passer beaucoup de temps ensemble toi et moi à former des liens affectifs.
Kolları sıvayıp baba oğul zaman geçirerek üç yıllık sıkı bir program yapabiliriz.
Un caillot a dû se former sur ses points de suture et monter au cerveau.
Dikişlerinde oluşan bir pıhtı beynine ulaşmış olmalı.
Les machines moléculaires commencèrent à s'emboîter, s'assemblant pour former des organismes encore plus complexes, pour finalement évoluer en la forme la plus efficace et performante qu'ils connaissaient.
Moleküler makineler birbirlerine kilitlenmeye başladılar, kendilerini monte ederek daha karmaşık organizmalara dönüştürdüler. ... sonunda bildikleri en etkili ve verimli biçime evrimleştiler.
Jusqu'à ce qu'ils soient assez nombreux pour former une entité indépendante viable, je dirais, oui.
Düzgün bağımsız bir varlık oluşturacak yeterli sayıya ulaşana kadar, öyle derim evet.
J'étais obsédé par la musique et j'essayais désespérément de former un groupe.
Müzikle çok ilgiliydim ve çaresizce bir grup kurmak istiyordum.
Je parlais toujours de former un groupe et de trouver des gents avec qui jouer mais Krist ne voulait pas.
Bir grubum olmasını istediğimi sürekli belli ettim. Bir şeyler çalmak istiyordum ; ama Krist hâlâ benim en çok istediğimdi.
Ils semblent former un cordon autour de l'impala.
İmpalanın çevresinde âdeta bir kordon oluşturuyorlar.
Ces dépôts s'accumulent jusqu'à former des décorations qui pendent du plafond.
Bu tortu arttıkça kalsit, tavandan sarkan dekoratif bir biçim alır.
Des structures comme celles des cavernes de Carlsbad en Amérique du Nord peuvent mettre des milliers d'années à se former.
Kuzey Amerika'nın Carlsbad Mağarası'ndaki bu gibi yapıların oluşması binlerce yıl sürmüştür.
Il pourrait former un cercle complet.
Yani, tam bir çember oluşturuyor olabilir.
Nous devons former des groupes.
Gruplara ayrılmalıyız.
Nous devons former des groupes.
- Gruplara ayrılmalıyız
OK, c'est là où former des équipes entre en jeu..
- Tamam, ekiplere ayrılmak da burada devreye giriyor.
En janvier 2006, des élections eurent lieu. Les Palestiniens votèrent pour le Hamas, qui obtînt le nombre nécessaire de sièges pour former un gouvernement, qui jusqu'ici était dirigé par l'OLP.
Ocak 2006'da, seçimler yapıldı ve Filistinliler hükümeti kurması için Hamas'a gerekli sayıda koltuk vererek, FKÖ hükümetine kapıyı gösterdiler.
Je regrette que nous n'ayons pas fait un examen définitif plus tôt, mais dans ce cas : la taille du bébé, son orientation, les os qui continuent de se former, il faut le plus souvent attendre jusqu'au second trimestre avant d'en être certain.
keşke daha önce keskin bir dönüm noktası olsaydı, ama bunun gibi birşey- - bebeğin büyüklüğü, ve dönmüş hali, kemikler hala oluşmakta- - genellikle ikinci üç aylık döneme kadar sürer.
Vous apporter une multitude d'expériences variées dans votre vie quotidienne vous émettez des pensées qui vont former littéralement votre avenir, vos futures expériences.
Şu anda yaptıklarınız, düşüncelerinizin ortaya çıkışıdır, ve bunlar gelecek yaşantınızı da oluştururlar.
C'est pour cette raison que la personne qui se cogne le pied dès le matin en se levant du lit a tendance de former une spirale -
Bu yüzden insanlar yataktan kötü kalkarlarsa, bir döngü başlatırlar
Ce sont des rituels ennuyeux pour former une toute nouvelle génération de snobs.
Yeni nesil kendini beğenmiş züppeleri eğitmek için yapılan sıkıcı törenlerdir.
Et on a une façon de faire les choses, un cursus pour former de jeunes docteurs, même toi.
Her şeyin bir yöntemi var. Genç doktorları, hatta seni bile şekillendirmenin bir programı var.
Tu ressens le besoin de me "former"?
Beni şekillendirme ihtiyacı mı hissediyorsun?
Vous savez, nous pourrions former une équipe.
Biliyorsun, bir takım olabiliriz.
D'habitude cela mets des mois à se former, ça dépend des infiltrations d'eau par ici.
Genelde oluşması aylar sürer.
Je ne connais pas celui qui lui a demandé de former une équipe. Mais il n'est pas d'ici. - D'où?
Ondan ekibini toplamasını isteyen adam kim bilmiyorum Fakat buralı değil.
Vous savez quoi? On devrait former notre groupe.
Bakın ne diyeceğim, bence grup kurmalıyız.
Pourquoi ne pourrait on pas former une équipe?
Sabahtan beri yardım etmeyi öneriyorum sana.
Mais avant, ils doivent former des couples.
Ama, önce birer eş bulmalılar.
Des maillons se mettent ensemble pour former une chaîne de 15 mètres de long.
Bireyler birbirine bağlanıp 15 metre uzayabilen zincirler oluşturuyor.
Un maître peut former un pacte avec lui grâce à son sceau.
Komuta sihirleri bulunan başka Ustalarla anlaşma bile yapabilirler.
Je pense qu'on va former une grande équipe.
Bence seninle harika bir takım olacağız.
On va former une équipe.
Bir takım gibi olacağız.
Je veux que tout le monde soit bien au fait de ce qu'on fait. Je vais parcourir vos dossiers et former une unité spéciale.
Dosyalarınızı inceleyip, bir takım oluşturana kadar,... farklı bölümlerde çalışan herkese ihtiyacım olacak.
Pouvez-vous former Kayla en vitesse pour la liaison avec moi au bureau?
Bunu hızlandırmak için Kayla'yı odama gönderebilir misin?
Et s'il y a deux choses que Castro sait, c'est comment paraître chic en vert et former des médecins.
Castro'nun bildiği iki şey varsa o da yeşiller içinde iyi görünmek ve eğitimli doktorlarıdır.
Alors, nous allons former une équipe?
Ünvanı mı paylaşacağız?
C'est pourquoi toi et moi, on doit s'aider, peut-être former une équipe.
İşte bu yüzden senle ben bir araya gelip birleşmeliyiz.
Combien de mots on peut former à partir de Yoo-hoo, ce genre de choses.
Ya işte yoo-hoo dan kaç kelime üretebilirsin gibi şeyler.
Donc vous avez l'expérience pour diriger et former?
O zaman kontrol ve eğitim konusunda tecrübeniz var?
Superviser, former, hum... diriger, observer, regarder, voir.
Kontrol, eğitim, şey, denetleme,... gözleme,... izleme, görme.
- Va former le nouveau.
- Şimdi git yeni elemanı eğit.
Ils vont former un si joli couple.
Çok güzel bir çift olacaklar..
Bien, puis ça commence à former un creux.
Tamam, şimdi bu ikisi çöküyor.
Ça aurait permis à Julian de se former.
Julien için çok iyi olurdu.
Oui, mais ce n'est pas grave car on peut former une famille de bien des façons, et le fait que vous m'ayez choisie me rend spéciale.
Evet, fakat sorun değil çünkü ; aileler farklı şekillerde oluşturulabilir. Ve beni seçmiş olmanız, beni özel kılar.
Nous allons vous montrer ce qui peut arriver quand 32 nations s'unissent pour former une alliance volontaire.
"Kısa bir süre için, gönüllü müttefiklik oluşturan..." "... 32 ulusun uydularının bir araya gelerek... " "... neler yapabileceğini göstereceğiz "
Et il devait également te former pour que les changements dans ma vie n'interviennent qu'à Noël, au moment de faire les chèques.
sonra da seni eğitmesi gerekiyor ki hayatımdaki tek değişiklik noel için prim çekini yazarken olsun.
tous les deux, former une coalition.
Ya da, sen ve ben bir koalisyon kurarız.
Tu peux le former.
Ama eğitilebilir.