Translate.vc / Francês → Turco / Franchisé
Franchisé tradutor Turco
983 parallel translation
- Assez souvent pour rester franchisé.
- İmtiyazımı koruyacak kadar sık.
Parlez-moi en toute franchise.
Söylesenize, açık açık söyleyin.
Pourquoi ne pas avoir la franchise d'accepter votre moi inconvenant?
Neden içindeki o diğer ahlaksız senin varlığını kabullenmiyorsun?
Votre franchise est renversante.
Mutlaka bir tezgâhtarın ücreti 50 yenden fazla olan bir kimono kumaşını armağan edip edemeyeceğini biliyor olmalısın.
Avoir l'air d'un faux jeton à ce point-là... je te jure que c'est vraiment de la franchise!
Tam bir şarlatan, samimi söylüyorum!
A ceux qui eurent la franchise de voir les nuages de la guerre tandis que nous étions nombreux à voir l'arc-en-ciel...
Bir çoğumuz evimizde gökkuşakları görürken savaş bulutlarını erkenden gören açık sözlülere...
On considère souvent le médecin P.N. Comme... un compromis entre la franchise et l'écoute attentive.
Dr. Lee ve baylar, uçus hekimligi bir Hollandalï amca ile günah çïkartan bir papazïn birlesimi olarak tanïmlanmïstïr.
Pardonnez ma franchise.
Bu kadar açik konusmami affedin, ama gerçek bu.
Tu voulais la vérité, la franchise absolue.
Gerçeği söylememi istedin. Çünkü birbirimize saygı duyuyoruz.
Une certaine franchise, mais blessée, profondément blessée.
Saf ve samimi bir şeyler. Ama bir o kadar da acı verici.
Un petit peu de franchise, M. Leyden, s'il vous plaît.
Biraz açık konuşalım, Bay Leyden, lütfen.
Et puis-je vous dire combien j'apprécie votre franchise?
Çok iyi anlaşıldı, Bay Leyden. Açık sözlü olmanız çok hoşuma gitti.
Quelle franchise!
En azından dürüst bir cevap.
Pardonnez ma franchise mais nous n'appartenons pas à la même classe.
Başçavuş O'Rourke, açık konuşacağım için beni bağışlayın. Bir astsubay olarak, sizin sınıfınızla benimki arasındaki sınırı biliyorsunuzdur.
La franchise est une vertu cardinale.
Samimiyet en önemli meziyettir.
Cecilia, j'espère que vous ne serez pas choquée si j'affirme tout à fait franchement et ouvertement que vous paraissez la personnification visible de la perfection absolue. Cette franchise vous fait honneur.
762 pound 14 şilin ve kuruşu da var, geçen Ekim'den beri.
- Excusez ma franchise.
- Biraz açık sözlü olduğum için kusura bakma.
Moi, j'aime par-dessus tout la franchise.
Bende her şeyi dürüstçe konuşmaktan yanayım.
Ma franchise ne vous dérange pas, j'espère?
Bu kadar açık sözlü olmamdan rahatız olmadın değil mi?
J'aime sa franchise.
Onun samimiyetine güveniyorum. Çok dürüst gözüküyor.
Je regrette ma franchise, je te croyais une amie.
Dost olduğumuzu sanıyordum. İçtenliğimi yıktın geçtin!
J'admire votre franchise toute militaire.
Askeri dürüstlüğe hayran olduğumu söylememe izin verin.
Nous encourageons la franchise, la sincérité.
Açık sözlü, açık fikirli ve tabusuz olmalarına çalışıyoruz.
- J'apprécie votre franchise.
- İçtenliğinize hayran kaldım.
A présent, Catherine... vous allez tout raconter avec franchise.
Şimdi, Catherine gerçek hikayeyi anlatacaksın.
Ça me soulagerait... Pardonnez ma franchise.
Biliyorum kulağa hoş gelmiyor, ama o vakit sizi dert etmeden evlenebilirdim.
Madame, la modestie m'empêche de vous dire... que je suis largement connu pour ma franchise.
Uzun Amerikalı. Bayan, beni bunu size söylemekten ancak alçak gönüllülüğüm alıkoyabilir, açık sözlü biriyimdir.
- J'ai une réputation de franchise.
- Ben, yalan söyleyemem, Travis.
Vous voulez de la franchise?
Size dürüstlük nedir göstereyim.
Dignité et franchise en un jour!
Aynı günde hem haysiyet hem de dürüstlük mü!
Tu marches sur la crête entre la franchise et l'insulte... avec l'adresse d'une chèvre de montagne!
Gerçekle hakaret arasındaki sırtta... bir dağ keçisinin çevikliğiyle yürüyorsun!
Merci de ta franchise, David.
Açık sözlüsün. Teşekkür ederim David.
C'est la seule chose que je demande aux êtres, la franchise
Benim herkesten tek istediğim bu : sadece basit gerçekler.
J'ai dépassé ma franchise.
İş çığırından çıktı.
La franchise et la ruse c'est ce qui fait...
Beyin ve adele Zayıf ve güçlü. - Merlin, yardım et bana! - Budur dünyayı döndüren
Quelle franchise, Udono!
Ne olmuş yani?
Pardonnez ma franchise, chef Bunkichi, mais nous pensons que vous l'avez envoyé.
Açık sözlü olduğum için beni bağışlayın, Patron Bunkichi, fakat onu sizin gönderip göndermediğinizden emin olmalıyız.
Le trait fondamental de son caractère est la franchise. Il est franc envers et contre tout.
Karakterindeki en müthiş özellik ise dürüstlüğüdür hiçbir zaman vazgeçmediği dürüstlüğü.
Excusez ma franchise, mais je me sens un peu responsable aussi.
Açık konuşacağım bağışla, ama eğer bu işe gireceksem... kendimi kızdan sorumlu hissedeceğim.
- Ma franchise vous offense?
- Umarım kızmadınız.
en toute franchise.
Herkesin gözleri açık olacak.
Il nous fallait trouver un thème qui racontait le début de l'histoire de toute cette franchise.
Neredeyse efsane oldun. Anladım ki bir efsanenin eşi olmak istemiyorum. Vulcan'lar da Romulan'lar kadar gizemliydiler.
Tous les événements devaient correspondre à la chronologie de la franchise et des diverses séries.
Joanna McCoy da kutsal kitaptaydı.
" Je vais te parler avec franchise.
Ben de açık sözlü olacağım. "
En toute franchise, mon ami, je préfère votre rôle au mien.
Evlat, ciddi olmak gerekirse senin işini yapmak çok daha hoşuma gitti.
Bien que tu sois le roi... Je pourrais te répondre avec égale franchise si je le voulais.
Burada kral sen olsan bile arzu edersem en az senin kadar dobra bir cevap verebilirim.
Autant que je vous le dise avec franchise, je suis venu vous voir sans raison spéciale.
Olabildiğimce açık sözlü olacağım. Gelişimin özel bir nedeni yok.
Par manque de franchise.
Evet, ama daha önce kimse sana karşı dürüst olmamış. - Öyle mi?
Mais en toute franchise, je n'ai pas pu résister à ce qu'on m'offrait.
Daha dürüstçe, olasılığa karşı duramam.
- Non, la franchise.
- Ben dürüstlüğe önem veririm.
En toute franchise, Dr Hathaway, nous étions inquiets pour vous.
Açıkçası Dr. Hathaway, sizden biraz endişelenmiştik.