Translate.vc / Francês → Turco / Fucking
Fucking tradutor Turco
155 parallel translation
Donne ça à ta pute de femme.
Bu karını fucking.
"A bloody steak, sir? " And what about some fucking potatoes? "
" Kanlı biftek, efendim... iyi seçim, peki yanında bulamaç patatese ne dersiniz?
Ça déconne sec maintenant.
lt's a lot of fucking laughs now.
Je me rase pas la chatte, pas de fist-fucking... et surtout pas d'éjaculation dans la figure.
Bir taraflarımı tıraş etmem, kaba kuvvet yok ve kesinlikle yüzüme gelinmesini istemem.
Voir Saint Pierre et gerber? Ecoute, you two-bit fucking actor.
Dinle, seni lanet olası aktör.
Tu veux ma photo? Moins de Fucking et plus d'attention
Az laf çok iş lütfen!
Fist fucking.
Kol sokma.
Le beurre et l'argent du beurre. Tout le tralala.
Lock, stock - the fucking lot.
Tout Tout, tout est fucking étrange Et elle est entièrement hors de contrôle Et je suis effrayé.
Her şey her şey, her şey son derece tuhaf. Ayrıca son derece rayından çıkmış durumda. Ve ben korkmuş durumdayım.
Tout est si fucking rigide, ici.
Burada her şey çok sıkıcı.
Si fucking rigide.
Çok resmi.
Si fucking rigide...
Çok resmi...
Fucking rigide...
- Çok resmi...
T'excite pas.
Keep your fucking knickers on!
Il est trop fucking hot.
Kadın : Kahrolasıca çok tehlikeli.
Sodomie, urologie, fist-fucking.
Sapıklık, altın duş, sidik s * kişi...
Je dirais même une grosse daube ambulante.
I'd say you're one big fucking train wreck.
Saloperies d'ados!
Fucking teenagers.
C'est pas des conneries Putain, venez m'aider
I'm not kidding Somebodyplease fucking help me
Fucking cotton dicks!
Lanet olsun, lanet olası dedektifler.
Tu apprends... et détends-toi, un peu!
öğreniyorsun. Just smell some fucking roses already.
On a dû lui faire un fist-fucking.
Kendini yumruklatmıştı.
La NFL ou Nègre Foutrement Lourd.
Aslında NFL'in açılımı şu : Nigger Fucking Large ( Hayvan gibi Zenci )
Turn the fucking camera off!
Kapat şu lanet kamerayı! Kapat!
Tu veux que je passe d'un Marty à un Night-fucking-Shyamalan?
Benden Marty yerine M. Night-s * kik-Shyamalan'a mı gitmemi istiyorsun? Sen nerede öğrenim gördün?
C'est ça ta fucking day d'ouvrage, aujourd'hui!
Bugünkü işin bu!
Qui baise Josh Becker? ( quiproquo sur'fucking Josh Becker':'putain de...'ou'en train de baiser')
Josh Becker kimle?
And I : "God, Krist at least not you have defined a fucking heroin who kills her newborn or forget in a taxi!"
Ve ben dedim ki : "Tanrım, Krist en azından sana eroin bağımlısı demiyorlar bebeğini öldüreceğini ve onu takside bırakacağını söylemiyorlar!"
Gardez vos mains fucking vers le bas.
Kahrolası ellerini indir.
Fucking shit, c'est tout ce qu'elle...
Kahretsin, sadece...
Where's the fucking touches pour ce cas?
Kahrolası tezgâhın anahtarları nerede?
Fucking stupid bitch.
Kahrolası aptal sürtük.
Quelle touche fucking...
Hangi lanet anahtar...
Fucking Andy!
Lanet olası Andy!
You're such a fucking loser.
Kahrolası bir zavallısın.
Jésus-Christ, Bobby, it s fucking si tôt.
Tanrı aşkına, Bobby, sabahın körü.
Boo se réveille, you fucking s'asseoir avec lui.
Boo uyanırsa, oturup başında beklersin ona göre.
Quand vous m'avez rencontré, mon plus grand espoir a hérité d'une maman et bijouterie Pop dans un centre commercial fucking à Westchester.
Seninle tanıştığımda, en büyük beklentim, Westchester'de lanet bir alışveriş merkezindeki anne babadan kalma bir kuyumcu dükkânını devralmaktı.
Maintenant, je considère que lamentables pour que, ce bureau immobilier, J'étais pratiquement un Gofer fucking, et je suis abattant six chiffres maintenant. Je suis intelligent.
Şu, şu emlak bürosundaki berbat işe girdim, bütün ayak işlerini ben yapıyordum ama şimdi yılda 100,000 $ civarında kazanıyorum.
Vous avez mis le cul dans l'ancienne salle du fond, vous videz la voûte, l'argent, les plateaux et vous le dump dans un sac fucking.
Moruğu arka odaya kapatıyorsun, kasayı boşaltıyorsun nakit parayı, mücevher tepsilerini, hepsini kahrolası bir torbaya atıyorsun.
Pick up the phone fucking, vous fucking faggot.
Aç şu lanet telefonu seni kahrolası ibne.
- Je t'ai posé une question fucking.
- Sana kahrolası bir soru sordum.
Chris, go fucking attendre dehors.
Chris, çık git, dışarıda bekle.
You fucking crazy?
Kafayı mı yedin sen?
Si vous l'aimiez, vous devriez payer sa pension alimentaire pour enfant fucking.
Onu sevsen lanet olası nafakasını ödersin.
Je sais que tu es là, décrochez le téléphone, vous fucking faggot.
Orada olduğunu biliyorum, aç şu telefonu, seni kahrolası ibne.
Je fucking kill you.
Seni gebertmeliyim.
It s fucking pas juste!
Hiç ama hiç adil değil!
Signifie que j'ai été un autre fucking guy.
Başka bir adamla yatıyorum demek.
Petite amie de Bobby's fucking a un frère, d'accord.
Bobby'nin kız arkadaşının lanet bir kardeşi var, duydun mu?
Les Who. Les anciens Who. Ten Years After.
Eski Who Ten Years After, Santana, Thin Lizzy Aerosmith, Hot'fucking'Tuna.