English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Fîls

Fîls tradutor Turco

83,235 parallel translation
C'est mon fils!
O benim oğlum!
C'est mon fils, ce n'est pas un voleur.
O benim oğlum, hırsız falan değil.
Mon fils n'est pas un voleur.
Oğlum hırsız değil.
J'étais avec son fils, il m'en aurait parlé.
Oğlunun yanından yeni ayrıldım. Bir şey söylerdi.
J'ai la responsabilité de ce fils qu'elle a laissé.
Arkasında bıraktığı oğluna bakma gibi bir sorumluluğum var.
T'oublies de dire que t'as failli nous faire tuer, mon fils et moi.
Oğlumun ve benim ölümüme sebep olduğun kısmı atladın.
C'était le fils de Norma.
Norma'nın oğlu.
Ton fils.
Senin oğlun.
C'est ton fils.
Ama o oğlun senin.
Son fils, Miguel, y était.
Ama oğlu Miguel oradaymış.
Carlos Mejia a ordonné l'assassinat de Cali... pour se venger de la mort de son fils.
Carlos Mejia, Bryan Mills'ın kardeşini öldürmek için anlaşma yapmış. Böylece Mills, Mejia'nın oğlu öldüğünde yaşadığı acının aynısını yaşamış oldu.
Vous avez tué mon fils.
Oğlumu öldürdün.
Votre fils est mort son pistolet pointé à la tête d'un agent de la DEA.
Oğlun bir DAE ajanının kafasına silah dayadığı için öldü.
Il a tué mon fils!
- Oğlumu öldürdü!
En laissant derrière moi un frère... une femme... un fils...
Ağabeyimi eşimi ve oğlumu arkamda bıraktım.
S'il n'était pas mort pendant toutes ces années, pourquoi aurait-il abandonné son fils?
Bunca yıldır dışarıda yaşıyorsa niye oğlunu terk edip gitti?
J'ai un fils, Lincoln.
Benim bir oğlum var Lincoln.
Michael, il est avec notre fils, là.
Michael, şu anda Jacob oğlumuzla birlikte.
C'était en toi, fils.
İçine işlemişti, oğlum.
Tu es si obsédé par Michael que tu exposerais mon fils!
- Michale'a kafayı o kadar taktın ki benim oğlumu riske atıyorsun!
Et si ça peut te consoler, notre fils ne sera pas l'un d'eux.
Ve eğer teselli olacaksa, onlardan biri oğlumuz olmayacak.
Laissez mon fils partir.
Oğlumu bırakın gitsin.
Laissez juste mon fils partir.
Ama oğlumu bırakın da gitsin.
Il a enlevé notre fils.
- Sara... - Kaçırdı oğlumuzu.
Le fils de Dieu, et tout ça.
Tanrı'nın oğlu falan filan sandım.
J'ai un moyen de récupérer notre fils, Sara.
Oğlumuzu geri almanın bir yolunu buldum, Sara.
Il nous tient, ton fils et moi, d'une main de fer.
Ben ve oğlun adamın elindeyiz.
Je ne donnerai jamais mon fils.
- Oğlumu asla vermem.
C'est pas ton fils, il l'a jamais été.
O senin oğlun değil, hiçbir zaman da olmadı.
Mais on sait que tout ça, c'est du vent, car tu sais que j'ai quelque chose de bien plus grande valeur pour toi : ton fils.
Ama ikimiz de, senin tehdidinin içi boş olduğunu biliyoruz çünkü bende, senin için daha önemli olan bir şey var, o da oğlun.
Je dois trouver mon fils.
Oğlumu bulmam lazım.
C'est un homme mauvais et il a mon fils.
O kötü bir adam ve oğlumu kaçırdı.
Un moyen de récupérer mon fils.
Oğlumu geri almamın bir yolunu biliyor olmaısın.
Vous êtes sûr que mon fils est là?
Oğlumun burada olduğundan emin misin?
Où est mon fils?
Oğlum nerede?
Va en paix, fils.
Sakin ol, oğlum.
On a notre fils.
Oğlumuzu aldık.
Dans l'attente d'un nouveau Nightblood, Moi... Roi Roan d'Azgeda, fils aîné de Nia, petit-fils de Theo... je suis gardien du trône
Başka bir Karakan yükselene kadar ben, Azgeda kralı Roan Nia'nın en büyük oğlu, Theo'nun torunu tahtın geçici sahibi ve Ateş'i tutanım.
Qui appelle son fils Waldo?
İnsan çocuğuna Waldo diye ad koyar mı?
Mère, Eli est-il réellement votre fils, ou l'avez-vous volé dans un zoo?
Anne, Eli sahiden de öz oğlun mu yoksa hayvanat bahçesinden mi alıp geldin?
Votre femme et votre fils aussi.
Karın ve oğlun da öyle.
Avec mon fils adoré, bien sûr!
Sen de geliyorsun oğlum!
C'est le beau-fils de Pedro Garcia!
Bu Pedro Garcia'nın damadı!
- Sale fils de pute!
- Orospu çocuğu!
Le mariage de votre petit-fils était splendide.
Torununuzun düğünü mükemmeldi.
Et mon fils, il est tombé amoureux d'un homme.
Ve oğlum da başka bir erkeğe aşık oldu.
Salut, fils.
- Merhaba, oğlum.
C'est ma femme, mon fils.
Tamam mı? Burada benim karımdan, benim oğlumdan bahsediyoruz.
Avec de la chance, votre ami et mon fils seront libres dans une heure.
Şansımız yaver giderse, arkadaşınız ve oğlum bir saat içinde özgür olacak.
- La couverture sur les fils.
- Battaniye, kabloları kapatıyor.
Tu as tué son fils.
Oğlunu öldürdün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]