English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Garrity

Garrity tradutor Turco

377 parallel translation
Ton M. Garrity est gentil d'avoir pensé aux enfants.
Johnny, arkadaşın Bay McGarrity'nin çocuklara bu şekerleri göndermesi çok hoş olmuş.
Quand j'aurai vu comment elle va, tu iras chez M. Garrity.
İyi olup olmadığına bakar bakmaz, McGarrity'e git. Benim işimi de yapmaya çalış.
En revenant, va chez M. Garrity.
Dönerken McGarrity'e gitmeyi unutma.
Gil Renard, tout pour la chasse.
Ben Gil Renard. Renard ve Garrity Av Malzemeleri.
Gil Renard, fournitures pour la chasse.
Ben Gil Renard. Renard ve Garrity Av Malzemeleri'nden.
Renard Garrity.
"Renard Garrity." Bu, yerel bir firma değil mi?
Tu as du pouvoir, ici, Garrity.
Güçlü bir adamsın, Garrity.
Garrity.
Hey, Garrity.
Je bosse ici.
Garrity. Burada çalışıyorum.
Il y a une boîte près de mon bureau.
Hey, Garrity, masamın yanında bir kutu var.
Bougez vos culs et allez aider le chef. Garrity!
Yağlı Porto Rico kıçını kaldır da diğer taraftaki şefe yardım et.
Occupe-toi de ce véhicule.
- Garrity! - Evet? Küçük parmakların çalışsın biraz, şu motora git.
Voyons, Garrity.
Hadi, Garrity.
Et cette mère célibataire au troisième?
Garrity, üçüncü kattaki piliçi düşünüyordum,
Et toi, Garrity?
- Evet, aslana oynayacağım. Sen Garrity?
Oui, mais j'ai déjà pris Franco, Garrity et mon beau-frère.
Evet, ama biliyorsun, şimdiden Franco, Garrity ve kayınbiraderim var.
Celle de Garrity fait 20 et un peu plus.
Garrity'ninki 20'den biraz uzun. Sen kendi aletini hiç ölçtün mü, Tommy?
Garrity, trouve Franco et lavez la Suburban.
- Hey. Garrity, git Franco'yu al ve aracı yıkayın.
- Tu me dragues, Garrity?
Bana mı asılıyorsun, Garrity? Hayır.
Ce n'est pas un hôtel, Garrity, ni une crèche, Franco.
Burası bir hotel değil, Garrity, ve kesinlikle kreş de değil, Franco.
Garrity, tu laisses ta copine et tu viens avec nous?
Garrity, bayan arkadaşınızı bırakıp yanımıza gelir misiniz, lütfen?
Ceci étant une caserne, tu comprends qu'y mettre le feu est la dernière chose à faire?
Garrity, burasının bir itfaiye olduğunun, ve en son yanmasını istediğimiz yerin burası olduğunun farkındasındır umarım.
Garrity.
Garrity.
On pousse Garrity à draguer un trans.
Garrity travestiye gidiyor.
Je ne me ferais pas trop d'illusions.
Evet ama Garrity, ben olsam beklentilerimi yüksek tutmazdım.
Il faut qu'on parle, ça a assez duré.
Bak, Garrity, konuşmamız gerek. Bu çok uzun süredir devam ediyor.
- Garrity, un peu de nerf.
Hadi, Garrity. Biraz gücünü kullan.
Buddy Garrity.
Buddy Garrity.
Garrity, je veux un mandat pour ouvrir et fouiller tous ces casiers aussi vite que possible.
Garrity, en kısa sürede bu kilitlerin açılıp araştırılmaları için yetki istiyorum.
C'est une idée de Garrity, n'est-ce pas?
O ölmedi ki. Garrity'nin fikriydi, değil mi?
Garrity, donne moi ce flingue.
Garrity, bana silahını ver.
Vous, vous vérifiez avec Garrity à l'hôpital.
Sen de hastanedeki Garrity'i kontrol et.
Garrity, pourquoi n'avez-vous pas pris votre portable?
Garrity, neden cep telefonunu açmıyorsun?
Et bien elle ne peut pas être plus incroyable que celle que je viens d'avoir avec Garrity.
Garrity ile yaptığımdan daha inanılmaz olamaz.
- Sous le nom de Donald Garrity. - Garrity.
Donald Garrity adına.
Le même nom que sur le chèque de Raymond Sites.
Garrity... Raymond Sites'e verilen çekte de aynı isim vardı.
Il a loué une camionnette de 8 m chez Avis, à Homewood.
Garrity. Avis dışında Homewood, Kaliforniya'da 25-fitlik minibüs kiralamış.
Je cherche pas une strip-teaseuse.
- Garrity, bana striptizci değil, hemşire lazım. - Hayır, hayır.
Demander à Garrity!
- Garrity'den yardım istiyorum.
Bon. Garrity! J'aurais jamais cru te dire ça.
Baksana, Garrity, bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama...
Les rameurs et les tapis de course que j'ai demandés?
Sana söylediğim Barfiks ve koşu bandı makineleri nerede bakalım, Garrity?
Pense à la fonte, pour demain.
Garrity, ağırlıkları sipariş et. Yarın gelmelerini istiyorum.
Garrity, inspecte le dernier étage avec le bleu.
Garrity, çömezi al yanına, en üst kata çık, aşağıya araştırarak gel.
Garrity, fais le rapport.
Davey, git ve bunu rapor et.
Sean Garrity, bonjour.
- Ben Sean Garrity.
Garrity, de la connerie abyssale.
Garrity ise bütün salakça laflara.
Offre une tasse de café à M. Garrity.
Bay McGarrity'nin kahve isteyip istemediğini sor Francie.
- Où est Garrity?
Garrity nerede?
Sean Garrity.
Sean...
- Garrity!
Garrity!
Garrity.
Bingo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]