English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Gri

Gri tradutor Turco

2,479 parallel translation
La couleur grise?
Gri renk mi?
- C'est le bouton du dessus.
- Üstteki gri düğme.
Et, euh... tout ce que je vois est gris.
Her şey gri görünüyordu.
Ou plutot... se jeter a l'orage.
Veya şöylemi söylemeliydim, işindeki ilk gri.
Elle était à retaper et pleine de coups, mais...
Gri fünyeli ve siperliydi, ama...
Elle était grise et cabossée, mais l'avant avait vraiment de la gueule.
Gri fünyeli ve siperliydi ama baş kısmı olağanüstüydü.
Je ne me rappelle peut-être pas tout. On m'a quand même enlevé un peu de matière grise.
Şu an belki de kafamın arkasındaki küçük gri şey yüzünden olayları tam olarak hatırlayamıyorum, fakat şuna inanın ;
Je suis une nouille. Je suis prêt à payer 10 000 $ pour le bâton de Gandalf le Gris dans Les deux tours, alors...
Gri Gandalf'ın sopasını İki Kule'den almak için 10.000 dolar harcayan biriyim.
En effet, Gandalf le Gris n'est que dans La Communauté de l'Anneau.
Hele bir de Gri Gandalf sadece yüzük kardeşliğinde varken.
Sa bague magique, cadeau d'un paquet de céréales, était grise. D'après le tableau, ça signifiait qu'elle était songeuse, inconsciemment ambitieuse ou affamée.
Mary'nin mısır gevreği kutusunda bulduğu haleti ruhiye yüzüğü gri renkteydi bu renk, tabloya göre ya dalgın, ya şuursuzca hırslı ya da aç olduğunu gösteriyordu.
En casquette grise le mec des hot-dogs.
Gri şapkalı adam! Sosisli standındaki.
Un cheval blanc.
Gri bir at.
D'un côté, en costume gris et coiffé d'un feutre, se trouve le Tueur n ° 2, représentant la horde invincible de Nicola avec 20 soldats de l'armée rouge.
Bir köşede gri takımlı ve kırmızı şapkalı, 2 numaralı katil. Kırmızı Ordu'dan 20 kişiyle Nicola'nın yenilmez çetesini temsil ediyor.
En costume gris.
- Gri tüvit şapkalı. Gri tüvit.
Assise sur un porche quelque part, Emmett avec des cheveux gris à mes côtés, entouré par nos petits-enfants,
Verandada bir yerde oturmayı gri saçlarıyla yanımda Emmett'in olmasını etrafımda torunlarımın olmasını.
Cette fois, tout n'est pas noir ou blanc, mais plutôt de couleur grise. Je déteste les zones grises...
Bu bir "gri bölge" dedikleri böyle bir şeydir Ben gri alanlar nefret ediyorum.
Une des autres choses intéressantes sur la pharmacologie de DMT est qu'il est activement transportée dans le cerveau, alors vous pouvez imaginer quel est le rôle du DMT chaque jour, dans chaque perception et dans chaque activité.
DMT farmokolojisiyle ilgili ilginç noktalardan bir diğeri de aktif olarak beyne taşınmasıdır. DMT'nin günlük algısal aktivite üzerindeki etkisini merak ediyorsanız, çok fazla DMT psikedelik bir etki yaratırken, yetersiz DMT ise dünyayı donuk, düz ve gri görmenize yol açar.
Et c'était une possibilité, parce que le DMT clinique n'était pas un produit chimique utilisé par n'importe qui.
Bu gerçekten olasıydı çünkü klinik gri DMT, raflarda biryerlerde bulunup kullanıIan birşey değildi. Rick'e dedim ki :
Je veux 200 $ pour Judy, 100 pour les poneys, et 25 pour le cheval gris de Chaney, qui en vaut bien 40.
Judy için 200 dolar, artı midilliler için 100 dolar ve Tom Chaney'nin bıraktığı gri at için de 25 dolar alırım. Çok rahat 40 dolar ederdi.
Quant au cheval gris, il ne vous appartient pas...
Gri ata gelirsek, o zaten size ait değil.
Mon père l'avait prêté à Chaney.
Gri atı Tom Chaney'e babam ödünç vermiş.
Je paierai 225 $ et je garde le cheval gris.
225 dolar öderim ve gri at bende kalır ve midillileri de istiyorum.
Le cheval gris n'est pas à vous.
- Gri at senin değil ki satasın.
Pour le cheval, Me Daggett vous enverra une saisie conservatoire.
Avukat Daggett gri atın bana ait olduğunu ispat eder sonra da gasp davası açar.
Je reprends les poneys et le cheval gris, qui m'appartient, et je consens à verser... 300 $.
Midillileri ve zaten benim olan gri atı geri alıyorum. Anlaşma... 300 dolar veririm, ya kabul et ya git.
Alors il leur a révélé la cachette, un bocal sous une pierre dans un coin du fumoir.
Paranın, duman evinin köşesindeki gri taşın altındaki kavanozda olduğunu söylemiş.
Vous avez trouvé une pierre plate grise dans un coin du fumoir qui recouvrait un trou.
Duman evinin köşesinde yerdeki oyukla birlikte gri düz bir kaya buldun.
Une pierre plate grise qui recouvrait un trou. Vide.
Altında bir oyukla yarıya kadar kaldırılmış gri bir kaya ve oyuk da boştu.
- Vous oubliez le cheval gris.
- Gri atı unutuyorsunuz.
La berline grise là-bas.
Şuradaki gri sedan.
Hé, est-ce que ma chemise grise est propre?
Şey diyeceğim? Benim gri gömleğim temiz mi?
Bleu-gris avec des taches de panique.
Paniklemiş mavi-gri gözler.
Il doit être sous ce truc gris.
Şu gri şeyin altına gizlemiş olmalılar.
II a un feutre gris et une canne en forme de serpent.
Gri bir fötr şapkası ve yılan gibi oyulmuş bir bastonu vardı.
Il vient vers toi!
Sana doğru geliyor! Gri sedan!
Dans un SUV gris.
Gri bir arazi aracı sürüyorlardı.
Au sous-sol, dans la zone grise.
- Bodrumda, gri kutuda.
As-tu repéré des marques grisâtres, as-tu eu des crampes latérales ou ressenti une douleur répétée et lancinante dans le bas du dos?
- Gri mendili mi kirlettin, yanlarına kramp mı girdi yoksa çok kötü ve devam eden bir bel ağrın mı var?
Plus de différentiation entre matières grise et blanche.
Ak madde ile gri madde arasında kontrast kaybı var. Zekice.
Après la pluie, le beau temps.
Gri gökyüzü aydınlanacak. Güneşli günler gelecek. Göreceksin.
Tout est gris, pour moi.
Benim için hepsi gri renginde.
Le gris Dior ne va pas à tout le monde.
Herkes Dior Gri'sinde iyi görünmez.
Disons hors cadre.
- Gri alan da bir şeyler var...
Je vois du gris.
Gri bir şey.
Le bras a une couleur bleue-gris.
Mavi ve gri renkli gorunuyor.
James Robert Bleams, homme noir, entre 25 et 30 ans, 1,74 m, 86 kilos, il porte un jean bleu et un débardeur gris.
Şüphelinin adı James Robert Bleams, siyahi erkek, 20'li yaşlarında boyu 1.75, 85 kilo en son kot pantolon ve gri atletle görülmüş.
C'était un cheveu gris ou une souris?
Ne buldun? Gri saç mı yoksa fare mi?
Elle est grise. Vraiment? Grise?
Ama rengi griymiş Yani, gri?
Le gris serait une erreur, non?
Gri pek güzel olmaz, değil mi?
Une Lexus grise.
Gri renk bir Lexus.
On vit dans le gris.
Gri bölgelerde yaşıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]