Translate.vc / Francês → Turco / Habits
Habits tradutor Turco
2,601 parallel translation
Vous avez l'air différente avec vos habits sur vous.
Kıyafetlerinizle daha farklı görünüyorsunuz.
Et si je mets de la peinture sur les habits que tu m'as donnés?
Bana verdiğin kıyafetlere boya bulaştırırsam ne olur?
J'aime les habits qui respirent.
- Nefes alan kıyafetleri seviyorum.
Les voitures, les habits.
Arabalar, giysiler.
Portons des draps, au lieu d'habits requérant du détergent.
Deterjan gerektiren giysiler almaktansa, hepimiz çarşaf giymeliyiz.
Il portent des habits de travailleurs... des masques et des gants.
İşçi kıyafeti giyip... maske ve eldiven takıyorlar.
Mange seul, parle à personne, toujours les mêmes habits.
"Yalnız başına yemek yer, arkadaşı yoktur, hep aynı kıyafetleri giyer."
Ses habits sont sales, c'est les seuls qu'il a
Onun sahip olduğu sadece kirli kıyafetler.
Les défenses du périmètre sont réglées sur longue portée, et j'ai pris des habits de rechange pour faire la nuit.
Çevresel savunmalar... Uzun mesafeye ayarlı ve gece mesaisi için yanımda temiz çamaşır getirdim.
Pour voir si ses vieux habits m'iraient.
Onun eski kıyafetleri bana olacak mı bakacağım.
Chéri, tes habits sont propres, pliés et prêts pour le voyage.
Tatlım, giysilerin yıkandı, katlandı ve bavula konmaya hazır.
- Cours toujours. - Et je t'interdis de mettre ces habits.
Öyle bir şey olmayacak ve bu kıyafeti giymeyeceksin.
Si je déchire ces habits je suis morte.
Bu kıyafetlere bir şey olacak olursa, öldüm demektir.
Tu lui voles ses habits? Il est pas mort.
Yani, elbiselerini çalıyor musun?
C'est génial de faire des habits pour les filles en surpoids.
Ve şişman insanlar için elbise tasarlaman da gerçekten çok güzel.
J'ai une nouvelle vie, de nouveaux habits, et les seules à savoir ce qui m'est arrivé sont ma meilleure amie Stacy et mon ange gardien, Fred.
Yeni bir yaşamım ve gardrobum var, Ve bana neler olduğunu bilen insanlar sadece Arkadaşım Stacy ve koruyucu meleğim, Fred.
J'ai une nouvelle vie, de nouveaux habits, et les seules à savoir ce qui m'est arrivé sont ma meilleure amie Stacy et mon ange gardien, Fred.
Yeni bir yaşamım var, ve yeni bir gardrob. Ve bana neler olduğunu bilen insanlar sadece Arkadaşım Stacy ve koruyucu meleğim, Fred.
Le moyen le plus rapide de réparer vos habits troués.
Tekrardan eski haline getirmenin en hızlı ve etkili yöntemi!
J'ai une nouvelle vie, de nouveaux habits, et les seuls à savoir ce qui m'est arrivé sont ma meilleure amie Stacy et mon ange gardien, Fred.
Yeni bir hayatim, yeni bir gardrobum oldu ve gerçekte bana ne oldugunu bilenler arkadasim Stacy ve koruyucu melegim Fred.
J'ai une nouvelle vie, de nouveaux habits, et les seuls à savoir ce qui m'est arrivé sont ma meilleure amie Stacy et mon ange gardien, Fred.
Yeni bir hayatım ve gardrobum var. Başıma gerçekte ne geldiğini bilen insanlar sadece arkadaşım Stacy ve koruyucu meleğim Fred.
- Ce ne sont que des habits. - "Des habits", inspecteur?
Sadece kıyafetler mi, Dedektif?
Les habits sont la civilisation.
Kıyafet uygarlık demektir.
Où sont mes habits?
- Giysilerim nerede?
Vous n'avez rien. La police scientifique va vouloir prendre vos habits.
CSI senden üzerindeki elbiseleri çıkarmanı isteyecek.
J'ai besoin de tes habits et d'un échantillon de ton ADN.
Elbiselerini istiyorum ve ayrıca DNA örneği almalıyım.
Les habits de femmes se vendent toujours. Chose à savoir.
Hayatın bir numaralı kuralı, kadın modası her zaman satar.
Ça me désole de dire ça, mais faut que tu mettes plus d'habits.
Belki de çıkarmalıyım Hayır, hayır, hayır, hayır! Aman Tanrım. Bunu söylediğime inanamıyorum ama daha fazla kıyafet giyinmelisin.
"On dit à Olivier qu'il pouvait disposer de ses vieux habits..."
Güzel iş Monk
Ce soir dans "Crimes Authentiques", l'horrible histoire de la famille Weinblum, un homme de famille respectable qui aime mettre des habits de femme est surpris par sa fidèle épouse.
"Gerçek Suçlar" da bu gece.. Weinblum ailesinin korkunç hikayesi, Kadın elbiseleri giymekten hoşlanan onurlu bir aile babası, sadık karısı tarafından yakalanıyor.
Pas de divorce et tu peux jeter les habits qu'elle t'a fait acheter.
Boşanma yok. Ve sana aldırdığı kıyafetleri giymek zorunda kalmayacaksın.
"et des habits trop courts. Je suis black Balboa,"
Elbiseleri küçülmüş benim adım siyah Balboa
Permettez-moi de brosser vos habits.
Elbisenizi fırçalama onurunu bana verin.
Les habits de docteurs. Les internes... sexys.
Doktorlar, seksi stajyerler.
Je me baignais chez Dale. Il trouve ça drôle de me prendre mes habits.
Dale'e yüzmeye gittim ve şu an kıyafetlerimi almanın komik olduğunu düşünüyor.
On s'est réconciliés, il m'a rendu mes habits et m'a acheté cette chaîne de cheville.
Kıyafetlerimi geri verip bana bu halhalı alınca barıştık.
Porter des habits sexy.
Çekici kıyafetler giymek.
Tu laisseras mon dîner dans le four et mes habits repassés pour le lendemain avant de partir.
Sadece fırında yemeğimi bırak. ve gitmeden ertesi gün giyeceklerimi hazırla.
Arrête de me tirer. Quand je serai grand, je t'emmènerai t'acheter des habits.
Büyüdüğümde, ben de etrafta seni çekiştirip elbiseler alacağım sana.
Marge... j'ai appris que vos habits ne vous allaient pas, car vous avez de petites fesses.
Marge, güzelim. Duydum ki pantolonların üzerinde durmuyormuş. Çünkü kıçın çok ateşliymiş.
Chez vous, elle vous cherche des habits.
- Senin evinde, giysilerini getirecek.
Des habits et du maquillage.
Kıyafet ve makyaj.
- Je t'apporterai des habits.
- Bir elbise bulup, seni saklayacağız.
Astique mon armure, lave mes habits et nettoie ma chambre.
Zırhımı parlatman, elbiselerimi yıkaman ve odamı temizlemen gerek.
Je vous prépare des habits.
Gidip sana giyecek bir şeyler getireyim.
C'est le plus rayonnant, le plus enivrant, le plus... beau matin que j'aie jamais vu. Vos habits?
Bu hayatım boyunca gördüğüm en güneşli, en güzel kokulu, en güzel gün.
Ou, tu vas secouer les vêtements que tu portes, car tes habits sont chez toi.
Ya da, ya da, üstündeki şu şeyleri temizleyelim ki evine kadar gitmek zorunda kalma.
Tu oublies où sont tes habits?
Eşyalarının nerede olduğunu mu unuttun?
vous allez tous venir à ma fête de Noël juste après les exams, ou allez-vous passer chez vous mettre vos habits de Noël?
Sorucuk : Hepiniz finallerden sonraki noel partime geliyor musunuz,. yoksa evde noel elbiselerinizi çıkartmaya bir son verecek misiniz?
J'ai un bébé à la maison, un autre là-dedans, et encore un... qui veut que je bosse, élève ses gosses, achète ses habits, fasse à manger, gère sa vie et ait encore toute mon énergie
Evde bir bebeğim var. Burada bir bebeğim var. Bir tane de karşımda var!
La moitié de ces habits sont à moi.
Bunların yarısı benim.
Ta personnalité, tes habits et ton adresse.
Kişiliğin elbiselerin ve adresin.