English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Hackers

Hackers tradutor Turco

342 parallel translation
Bienvenue chez les hackers.
Karanlık tarafa hoş geldin.
- J'ai dû virer des hackers.
Bir iki dahi bilgisayar korsanıyla uğraşmam gerekmişti.
J'essaie de mieux cerner cette sous-culture de hackers.
Birkaç korsanın yardımına ihtiyaç var yada alt kültürden birilerine
Des hackers!
Korsanlar!
HS aujourd'hui, mais ex-caïd des hackers.
Zamanında müthiş bir bilgisayar korsanıydı.
Le hasard aurait réuni les deux plus grands hackers du monde?
Seninde aynı anda L.A.'de olma ihtimalin nedir?
Jour et nuit, une vague confédération de hackers et de programmeurs envoient des bouts de programmes à travers le monde, fabriquant ainsi les outils permettant de libérer les utilisateurs, en utilisant l'information ouverte et l'échange libre de technologie
Gece ve gündüz, Bir Serbest Birlik Hackerler ve programcılar dünya üzerinde en ufak kodu bile aradılar, bunlar yardımcıdır. bilgisayar kullanıcıları özgür olsun diye açık bilgiler kullanıyorlar ve teknolojiyi özgürce değiş tokuş ediyorlar.
J'ai rejoint... une joyeuse communauté de hackers, des gens qui aimaient programmer, qui aimaient découvrir ce qu'on peut faire avec un ordinateur.
Sürekli iyiye giden bir hacker birliği... burdaki insanlar, programcılığa aşık ve bilgisayarla yapabilecekleri herşeyi araştırmaya bayılıyorlar.
Les hackers sont des gens qui aiment jouer avec l'intelligence.
Hackerler akılla beyinle oynayan insanlardır.
Parce que les hackers qui avaient fabriqué le système à l'origine avaient réalisé que les mots de passe étaient un moyen qui permettait à l'administrateur de contrôler tous les utilisateurs.
Çünkü, hackerlar başkalarının sistemlerine girer adminlerin oluşturmuş olduğu şifreleri farkediyorlar.
Quand ils ont mis des mots de passe sur une des machines du MIT, moi et une poignée d'autres hackers qui n'aimions pas cela, avons décidé d'essayer une sorte de hack subversif.
MIT makinalarından birine şifre koydukları zaman Ben ve diğer hackerlar hoşlanmadık tabiki. Yıkıcı bir hack yapmaya karar verdim.
Au milieu des années 1970, un groupe de hackers et de passionnés d'informatique de la Silicon Valley ont fondé le "Homebrew Computer Club".
70'lerin ortalarında bir grup hacker ve Silikon Vadisindeki bilgisayar delileri Homebrew Computer Kulübünü oluşturdular.
À cause de problèmes légaux avec ATT et de la fragmentation du code source, les hackers et autres utilisateurs non institutionnels ont mis du temps à l'adopter.
Yine de, ATT ile olan yasal problemler ve kaynak kodlarının eksik olmasından dolayı hackerlar ve freelance kullanıcılar benimsemekte biraz zorlandılar.
Dieux de Linux, et les hackers de matériels ce sont réunis en symbiose.
Linux manyakları ve donanım hackerları takım elbiselerle almışlardı onu, o zaman oldu.
Nous jetterons ces sales licences pour toujours, hackers, pour toujours.
Bütün pislik lisansları atacağız Her zaman, hackerlar, sonsuza kadar,
Nous pensions que ça ferait une bonne photo pour la communauté des hackers.
Hacker topluluğu için güzel bir anı olacağını düşündük.
Les hackers se font souvent blâmer pour des choses qu'il n'ont pas faites.
Sanal korsanlar yapmadıkları bir şeyden dolayı suçlanıyordu.
Des hackers s'infiltrent dans les ordinateurs des gouvernements et des compagnies... volant et détruisant de l'information... vidant des comptes de banque, utilisant des cartes de crédit... extorquant de l'argent en menaçant de répandre des virus.
Sanal korsanlar, devlet kurumlarının ve özel kurumların bilgisayarlarına saldırarak, banka hesaplarına sızarak, kredi kartı limitlerini boşaltarak bilgi çalmakta, zarar vermekte ve gasp suçu işlemektedirler
Les hackers ne volent ni extorquent, ils jouent avec toutes sortes choses. Comme les serrures Simplex sur les boîtes FedEx.
Sanal korsanlar, FedEx kutularındaki Simplex kilitleri gibi kullandıkları şeylerden çalıp çırpmazlar.
Même si l'Amérique corporative a toujours été le terrain de jeu des hackers... c'était principalement pour le plaisir et l'exploration, et non pour les profits ou les dommages.
Sanal korsanlar Birleşik Amerika'yı mesken edindiğinden beri sonuç genellikle eğlence ya da keşif olmuştur ;
Nous planifions la première conférence "Hackers on Planet Earth" pour le mois d'août.
Ağustos'taki ilk Dünyadaki Sanal Korsanlar Kongresi için çalışıyorduk.
Ces étranges créatures du cyberespace... mieux connues sous le nom de hackers tenaient une conférence.
Kongreye gelenler, sanal dünyanın korsan olarak adlandırılan isimsiz üyeleriydi.
C'est un gros problème avec les hackers de nos jours.
Bu bugünlerde korsanlar için büyük bir problem.
Des experts en informatique privés disent qu'avec autant de hackers au travail... la préservation de la vie privée est presque impossible.
Bu alanda çalışan bilgisayar uzmanları ise bunun neredeyse imkansız olduğunu iddia ediyor...
Peut-être partageaient-ils l'avis de Bill Clinton... que les hackers sont aussi unidimensionnels que dans le scénario.
Bizden korkmuş gibiydiler. Belki de Bill Clinton gibi düşünüyorlardı yani sanal korsanların kolay lokma olduğunu.
C'est en quoi consiste vraiment le monde des hackers.
Bu korsanların kim olduğunun kanıtıydı.
En ayant une manifestation juste à l'extérieur de leurs bureaux, ils devraient écouter. Mais nous étions des hackers.
Şirketin ofisinde yapacağımız gösteriyle, dinlemelerini sağlayabiliriz.
Ils ne connaissent pas les faits sur les hackers.
Sanal korsanları tanımıyorlar.
Je dirais que les hackers... sont les communistes des années 1990... quand, en fait, si quelqu'un dit "hackers"... tout à coup vous avez le démon 666 au travers de votre tête.
Sanal korsanların 1990'ların komünistleri gibi algılanıyorlar. Eğer birisi sanal korsansa sizi şeytana kurban edecek gibi algılanıyor.
En route, nous avons décidé de faire un détour et arrêter à Defcon... la convention annuelle de hackers à Las Vegas.
Giderken yolu biraz uzatıp Dünya Hacker Kongresi'ne uğramaya karar verdik. Bu seneki geleneksel buluşma Las Vegas'taydı.
Freddie a dit que la majorité était causé par des méchants hackers informatiques.
Freddie bunu yapanların siyah şapkalı korsanlar olduğunu söylüyordu.
Le problème, bien sûr, c'est que les hackers n'ont pas les ressources pour faire ça.
Aslında problem sanal korsanların bunu yapacak altyapılarının olmaması.
C'est comme des hackers...
Sanal korsanlarla ilgili...
C'est environ mille hackers qui viennent ici. Je n'ai jamais entendu parler de ça.
Yaklaşık bin kadar sanal korsan buraya gelecek.
- Vous savez ce que sont les hackers? - Ouais.
- Sanal korsanlar hakkında bilginiz var mı?
Mais il y a des milliers de hackers- -
Dışarıdaki binlerce sanal korsandan- -
Les hackers sont corrects parce qu'ils sont des anarchistes, et c'est bien.
Sanal korsanlar öyle çünkü onlar anarşistler.
C'est comme le gouvernement qui le fait paraître comme un... C'est pour créer une mythologie sur les hackers pour qu'ils privent les gens de vie privée... et d'autres trucs du genre.
Hükümetin, sanal korsanların özel hayatı ihlal ettiğini ispatlamak için onun üzerinden politika yürüttüğünü anlatıyor.
Je ne sais pas, mec, certains de ces hackers... lorsque je suis sur mon ordinateur m'envoient toute cette merde en même temps.
Bilmiyorum, ben bilgisayar başındayken bu korsanlardan birisi bunlardan göndermişti.
Certains hackers se proclament "combattants pour le libre accès à l'information."
Bazı sanal korsanlar kendilerini "bilginin özgürlüğü için savaşanlar" olarak nitelendirirler.
Les Services Secrets américains surveillent certains hackers.
Birleşik Devletler Gizli Servisi bazı sanal korsanları gözetler.
Mais les hackers soutiennent que ce devrait être l'inverse.
Ama sanal korsanlar başka bir yolu olduğunu düşünüyor.
Et pour la première fois... des hackers ont marché dans les rues de 15 villes à travers le monde,
Sanal korsanlar ilk kez dünyada 15 şehirde kendilerini gösterdiler.
Nous poursuivrons les hackers... particulièrement lorsqu'ils causent des dégâts importants.
Bu tip suçluları özellikle ağır hasar bırakanları dava edeceğiz.
Mais qui peut vouloir la mort d'un des meilleurs hackers au monde?
Dünyanın en iyi hackerlarından birinin ölmesini kim ister ki?
Qui faisait de gros chèques à des hackers.
Öyle sayılır. Hackerlara milyonluk çekler sağlayan türden.
C'est débile. J'ai utilisé toutes les astuces des hackers et je ne peux rien faire... Et je parle d'un cryptage ultra-costaud.
Bulabildiğim tüm hacker dosyalarını kullandım ve burada ciddi şifre çözücülerden bahsediyorum.
Il y a environ 3 mois, notre distributeur de billet a été volés par des hackers.
3 ay kadar önce, ATM makinemiz birileri tarafından soyuldu.
probablement des hackers... sont rentrés et ont volé tout l'argent du distributeur au milieu de la nuit.
muhtemelen şifre kırıcılar... geldiler ve gece yarısı ATM makinesindeki tüm parayı aldılar.
Qui s'intéresse aux hackers?
Bilgisayar korsanlarının hikayesi dikkat çeker mi?
Nous sommes les Ghetto Hackers.
Getto Hackerıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]