English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Hancock

Hancock tradutor Turco

323 parallel translation
Et vous, M. Hancock?
Ya siz, Bay Hancock?
Si vous le dites, Hancock.
Sen öyle diyorsan Hancock.
Hancock, des fous se moquent de moi dans les bois, mon plan ne tient plus debout sans les jeeps, les communications ne marchent pas.
Hancock ormanda bana gülen delilerle karşılaştım. Ciplerin ulaşmamsıyla, orijinal planım mahvoldu. İletişimim tamamen bozuldu.
- En voilà deux autres.
- Hancock, iki tane daha. - Tamam.
Ici Hillary Brown, ABC News, depuis l'USS Hancock, en Mer de Chine.
Hillary Brown, ABC haberleri. USS Hancock uçağı. Güney Çin Denizi.
- Hancock.
- Hancock.
Hancock.
Hancock.
Ça pourrait être Westerburg, si tu fais signer ça, à tout le monde.
Herkese John Hancock'u gösterirsek Westerburg'da çalabilir.
J'étais en haut avec Nigel, et puis sur le canapé avec Ronnie et alors, Vaughn, raide pété, m'a pelotée dans un coin.
Önce üst katta Nigel'la sonra kanepede Ronnie'yle, sonra Ron Hancock, halının üstünde beni çileden çıkardı.
Aidons plutôt le général Hancock.
General Hancock yardım edelim mi?
J'aimerais vraiment parler avec Hancock.
Yaşlı Hancock'la tekrar konuşmak isterdim.
Le général Meade.
General Meade, efendim. Hancock.
Hancock. Il fait tellement noir que je n'y vois goutte.
Burası çok karanlık, hiçbir şey göremiyorum.
Nous savons désormais que le général Hancock commande les troupes centrales.
Şimdi biliyoruz ki, General Hancock Birleşmiş Merkezler'in sorumluluğunda.
Meade, Hooker, Hancock et... oserai-je?
Benim insanlarım Hollandalıydı. Ve sizdeki bazı muhalifler. Meade, Hooker, Hancock ve...
Et Hancock?
Hancock hakkında ne biliyorsunuz?
Vous vous souvenez de Myra, la femme d'Hancock?
Myra'yı hatırlıyor musun? Hancock'un karısı?
Je suis allé vers Hancock.
Ben Hancock'a gittim.
J'envoie à Myra Hancock un petit paquet qu'elle ouvrira dans le cas où je mourrais.
Myra Hancock'a ölümümde açması... için bir paket... gönderiyorum.
Ce sont les hommes d'Hancock.
Bunlar Hancock'un çocukları.
C'est Hancock là-bas.
Hancock orada.
Vous ferez un rapport au général Hancock. Suivez-moi.
General Hancock'a rapor var efendim Beni takip edin lütfen.
Le général Hancock monsieur.
General Hancock efendim.
Je voudrais voir le général Hancock.
General Hancock'la konuşmak istiyorum.
Vous savez où se trouve le général Hancock?
General Hancock'u nerede bulabileceğimi biliyor musunuz?
Pourrez-vous dire au général Hancock que le général Armistead lui envoie ses regrets?
General Hancock'a, General Armistead'ın... pişmanlığını ilettiğini söyler misin?
Le paquet donné à Longstreet pour Myra Hancock contenait sa bible.
Myra Hancock için Longstreet'e verilen paketinde İncil'i vardı.
On est tous différents, M. Hancock.
Hepimiz birbirimizden farklıyız Bay Hancock.
Sans texte, juste un tampon... Fort Hancock, Texas.
Boştu, fakat üzerinde Fort Hancock, Texas yazıyordu.
Fort Hancock, Texas.
Fort Hancock, Texas, lütfen.
Thomas Jefferson, James Madison et _ Hancock ont élaboré la constitution.
Thomas Jefferson, James Madison ve Hancock hepsi sendikanın kurucularıydı.
M. Callahan, j'ai besoin de votre paraphe.
Callahan bey, sizin John Hancock'a ihtiyacım var.
On dit "paragraphe".
Herbie Hancock o.
Le plus grand gratte-ciel du Midwest, après la tour Sears, à Chicago, ou la tour John Hancock.
Orta batının en uzun gökdeleni. Şeyden sonra Chicago'daki Sears ya da John Hancock binasından.
Et maintenant, une bonne vieille signature.
Ve şimdide yaşlı John Hancock. - İşte buyur.
- Toi, John Hancock?
- Ne dersiniz, John Hancock?
L'emploi de la mosaïque pour les urinoirs rappelle notre fresque de 27 m du Hancock Building.
Evet, pisuardaki mozaik uygulamalarınız bize Hancock binasında yaptığımız panoyu hatırlattı.
J'avais une réunion dans la tour Hancock.
Hancock Binası'nda bir toplantım vardı.
Mettez donc votre paraphe là-dessus.
- Neden şuna bir John Hancock kondurmuyorsunuz.
Vous connaissez la patinoire de Hancock?
Bu sıralar ilgilendiğin biri var mı?
C'est rue Warren, pas Hancock.
Hancock'ta değil, Warren'da.
C'est rue Hancock, j'y suis allé.
Hancock'ta. Oraya gitmiştim.
A la réunion de l'association des propriétaires de Hancock Park.
Evet, biliyorum. Hancock Park Kurul toplantısına gidiyorum.
- On en a tué quelque-uns à Hancock Park, il y a quelque mois.
Bir kaç ay öne Hancock Park'ında bir kaç tanesini öldürmüştük.
Tu veux dire l'avion, le bus ou la terrasse panoramique de l'immeuble John Hancock?
Mm-ımm. Ve sende yapabilirsin.
Hancock?
Hancock?
Général Hancock.
General Hancock.
Hancock survécut à ses blessures de Gettysburg.
Hancock Gettysburgh'den yaralı kurtuldu.
Pile à la frontière.
Fort Hancock tam sınırda.
M. Hancock.
Bay Hancock.
Je veux juste ta signature.
Sadece bir imza istiyorum küçük John Hancock.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]