English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Hanover

Hanover tradutor Turco

189 parallel translation
Le tapis rouge est déjà posé devant l'église... Papa brûle d'avoir des armoiries sur les confitures qu'il fabrique.
Hanover meydanı, St. Georges'un önünde halı serildi bile ve babam da reçel etiketinde bir arma için deli oluyor.
Obtenez-le!
Michigan Tugayı niye Hanover'de?
" Je dois vous informer de votre promotion au rang de Général de Brigade.
Derhal Hanover'e gidip Michigan Süvari Tugayının kumandasına geçin.
Stuart attaque Hanovre
Hanover mi? Stuart.
Elle chantait au Hanover Club, à Londres, et elle va me chanter la même chanson.
Londra'daki Hannover Kulüp'te şarkı söylüyordu ve bu gece aynı şarkıyı söyleyeceğine söz verdi.
Si t'as envie de me voir en marié... viens a l'église St-George, a 10 h.
Hey Eliza, gelip bu sabah başgöz edilişimi görmek ister misin? St. George kilisesi, Hanover Meydanı, saat 1 0.
Nous n'utilisons plus cet indicatif depuis presque deux ans.
" İki senedir Digby kullanılmıyor. Bizi Hanover'e aktardılar.
Ces duchés offriraient un accès vers la mer fort utile pour Hanovre.
Böylece Hanover'in denize çıkışı olacaktı.
Je me cachais depuis une heure, pour t'observer.
Aslında Hanover Street'de 1 Saat'den fazla bekledim, ve seni izledim.
L'accusation appelle : Hanover Fiste!
İddia makamı Hanover Fiste'i çağırıyor!
- Je m'appelle Hanover Fiste.
- Ben Hanover Fiste.
Hanover, calmez vous.
Hanover, sakin ol.
Okay, Hanover, tu vas l'avoir.
Tamam Hanover. İşte geliyor.
- Merci, Hanover.
Teşekkürler Hanover.
- Et Hanover...
Ve Hanover...
À Hanover, trésor. À l'aéroport.
Hanover, hayatım.
Comme la Maison de Hanovre sur Terre, tous atteints d'hémophilie.
Tüm fertlerinde de hemofili olan... Dünyanızdaki Hanover meclisine benziyor.
Rejoignons Donna Hanover devant la résidence des Mullen.
Ayrıntılı bilgi için, Mullen'ın evinin önündeki Donna Hannover'a bağlanıyoruz. - Lanet olsun.
Avec Colleen Hanover, spécial-élections.
Özel seçim haberimizi yapan Colleen Hanover'a bağlanalım.
"Hamelin, dans le duché de Brunswick, " est sise tout près d'Hanovre.
" Hamelin kasabası ünlü Hanover şehrinin yanındaki Brunswick'tedir.
Dans ces bateaux, c'est facile d'appeler à l'aide.
Bilirsin Hanover Böyle bir geminnin yarrdım çağırmak için yarım düzine seçeneği vardır
Relax, c'est un bateau de croisière, pas de guerre.
Sakinleş, Hanover. Bu bir seyahat gemisi - Silaha ihtiyacınız olmayacak
La maison est vide.
Lanet! Hanover, Kimse yok.
- Il y a cette chose. - Vous vous connaissez?
Hayır.Saçmalık değil Bay Hanover Gerçekten var
Hanover avait un complice pour tout bloquer.
Bu geminin sahibiyim Hanover bu gemide birinin iletişimi keseceğini biliyordu
Oui. Manny Hanny était un de mes clients. Tu sais, les Manufactures de Hanovre.
Evet, Manufacturers Hanover Bankası Manny Hanny benim müşterimdi.
Michael Hanover, arrêté pour vol à main armée il y a neuf ans.
Michael Hanover, dokuz yıl önce silahlı soygun suçundan kaydı alınmış.
Alors il m'a ordonné de te trouver, et de te counduire à Hannover Street, où il t'attend.
Seni bulup Hanover sokağına götürmemi istedi, seni orada bekliyor.
Hanes Jamaïca Limited a confirmé hier le doute, annonçant officiellement la fermeture à Hanover.
"... 500'ün üzerinde işçi bugün işsizler sınıfına girdi "... "Hanoverdaki fabrikanın kapandığı dün resmi olarak duyuruldu."
Vendu par Hanover Sampson à plusieurs magasins discount.
Çeşitli indirim mağazalarında, Hanover Sampson tarafından satılmış.
Mesdames et messieurs... aidez-moi à accueillir à la soirée de comédie du motel du lac Hanover... l'homme le moins recherché par la CIA, Chuck Byrn.
Beyler ve bayanlar... Lütfen, Hanover Lake Otel'deki komedi gecemizde, C.I.A.'in En Aranmayan Listesinin bir numaralı adamı, Chuck Byrn'ı hep beraber alkışlayalım.
Tu sais, je continue à aller voir le Dr Hanover trois fois par semaine.
Biliyorsun Bren, hala haftada üç kez Dr. Hanover'ı görmeye gidiyorum.
Parce que le Dr Hanover pensait que le travail serait plus fructueux si je coupais les ponts avec toi quelque temps.
Çünkü Dr. Hanover... bir süre seninle ilişkimi kesersem... daha yapıcı şeylere yönelebileceğimi söyledi.
- A B Bakery, à East Hanover.
AB Fırını, 10. Karayolu, Doğu Hanover.
Selon l'annuaire inversé, Ie propriétaire du 702, Star Island est Michael Hanover, Sr.
Rehberi tersten çalıştırınca Michael Hanover Sr. diye biri çıkıyor.
Michael Hanover, 1526, 5th Ave.
Michael Hanover, Beşinci Cadde, 1526 Numara.
- Vous en avez une?
Hanover'larda üç tane vardı.
- Oui et les Hanover trois.
Ben seninkini istiyorum.
Cherchez ce qui n'est ni aux Hanover ni à Penrod.
Hanover'lara veya Penrod'a ait olmayan her şeye bak.
Qui aurait un double des Hanover ou du portier?
Ancak Hanover'larla veya kapıcıyla çok samimi olan biri anahtarlardan birini ele geçirip kopyalatmış olabilir.
Le tueur a été plus sage avec les Hanover.
Ama Hanover'ları öldürürken katil biraz daha tereddüt etmiş. Bunun farkındayız.
Autre chose? Mike Hanover avait un coeur finalement.
Mike Hanover'ın bile bir kalbi varmış.
Pourquoi Mr Hanover était si bleu?
Bay Hanover'ın o kadar mavileşmesine neyin sebep olduğunu öğrendin mi?
On a su que vous aviez une liaison avec Michael Hanover Sr.
Sanat yönetmeni de Michael Hanover Sr. ile ilişkin olduğunu söyledi.
Trouvé sur le siège dans lequel Hanover a été tué.
Mike Hanover'ın üstündeyken öldürüldüğü koltukta bulundu.
Washington et Baltimore tomberont.
Stuart Hanover'e saldırdı
Dieu merci!
- Hanover'de Stuart'a saldırıyor!
Laissez ça.
Michigan Süvari hücumları Hanover'de püskürtülmüştür.
C'est vrai, M. Hanover!
- Saçmalık
Donnez ça au labo ADN. Quand avez-vous vu les Hanover?
Hanover'ları en son ne zaman gördün?
Le sperme n'est pas celui de Mike Hanover.
Meni Mike Hanover'a ait değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]