Translate.vc / Francês → Turco / Hattie
Hattie tradutor Turco
354 parallel translation
Ça me rappelle qu'Hattie vient.
Bak aklıma ne geldi. Kuzen Hattie bu sabah geliyor.
Tu ne peux pas savoir.
Hattie, bir bilsen.
Voilà Hattie, elle peut m'aider.
Hattie geldi hayatım. Belki o yardım edebilir.
Qu'on envoie une nuisette en dentelle noire à Toots Malone, à l'hôtel Géant.
Hattie Carnegie ara ve ona Mammoth oteldeki Civciv Malone'a dantelli bir gecelik göndermesini söyle.
Oui... peut-être sa tante Hattie.
Evet... Belki Hattie teyzesi.
Hattie Quimp!
Hattie Quimp!
" Sœur Henrietta,
Kardeş Hattie diyeceksin. Kardeş Hattie.
Mais je dois aider Henrietta et je le ferai.
- Seni ilgilendirmez. - Hattie'ye yardım etmek beni ilgilendiriyor ama.
Henrietta, je monte.
Hattie, senin için yukarı geliyorum.
Retournez en Irlande... et laissez-moi dans ce bel endroit,
- İrlanda'ya geri dön. Ben Hattie Flusky'nin harika evinde yaşayayım.
Ne soyez pas froussarde.
Korkak olma Hattie.
Je vous accompagne ou irai-je avec Henrietta?
Beni de yanınızda götürün. Hattie'ye şehri göstersen iyi olur.
J'ai écrit à ma sœur, voulez-vous ajouter un mot?
Hattie, kız kardeşime mektup yazıyordum bir kaç kelime eklemek ister misin?
Ne faisons pas attendre le Gouverneur.
Hadi ama Hattie. Valiyi bekletmek istemezsin.
Enchanté. Hatty Consitty.
Memnun oldum Hattie değil mi?
Henrietta a fait un triomphe, elle dîne avec le Gouverneur.
Durum çok iyi, Hattie şimdi validen bir yemek daveti aldı.
Si vous persistez, je devrai accomplir mon devoir.
Leydi Hattie, eğer bu öyküde ısrar ederseniz görevimi yapmak zorunda kalacağım.
"Avec l'affection de Tante Hattie."
- Hattie haladan sevgilerle. - Hattie hala, ha?
Kay, regarde ce que Tante Hattie t'envoie.
Kay, gel de Hattie halanın sana ne gönderdiğine bak. Geri gönderebilirsiniz onu.
Pas de fleurs!
Alo, Hattie hala!
Allô, Tante Hattie!
Gelemediğine üzüldüm. Ne?
Où êtes-vous, Tante Hattie?
Teşekkür ederim. Hattie hala, tren istasyonunda.
Tante Hattie est à la gare. Va la chercher.
Ev çalışanlarınıza mutfaktan uzak durmalarını söyleyin.
Elle me prépare un verre de bicarbonate.
İkisine birden sahip olamazsınız! Hattie hala.
le mariage ou le bicarbonate.
Alo, Hattie hala. - Tren istasyonunun önünde beklersen -
- En haut. On va venir vous chercher.
Hattie hala tren istasyonunda...
Tante Hattie est à la gare.
Merhaba, Joe! Ne yapmaya çalışıyorsun?
Les voitures sont là.
Hattie hala sabahtan beri istasyondaymış. Kiliseye nasıl geleceğini soruyor.
Tante Hattie, elle veut savoir comment arriver à l'église.
- İlk arabayı biz alırız. Kay'le peşimizden gelirsiniz. - Ellie!
À la gare, il y a un lac... euh, des taxis.
Parasını ben ödeyeceğim. Pekâlâ, Hattie hala. Pekâlâ.
Bons vœux à Joe et Hattie.
" Joe ve Hattie'ye selamlar. Çarşamba görüşürüz.
Je me rappelle un type, au Texas, il refaisait son lacet, et une mule de 20 ans, nommée Hattie, lui a donné un coup de patte au visage.
Texas'da bir arkadaşımı hatırlıyorum çizmelerini bağlamak için eğildi ve Hattie adında 20 yaşındaki bir katırdan suratına çifte yedi.
- Hattie, Sybil va bien?
Bir dahaki düşüşte görüşürüz.
- Elle est encore tombée, grand-mère!
Hattie, Sybil iyi mi?
Lorsque que je l'ai ramenée à la maison, Hattie m'a dit que le médecin était simplement resté à la dévisager durant tout le temps de la consultation.
Hattie bana, onu eve götürdüğümde, doktorun yaptığı tek şeyin onunla olduğu bütün süre boyunca oturup ona bakmak olduğunu söyledi.
Oui, il paraît. Hattie.
Anlıyorum.
Le pilier de la ville.
Hattie. Kasabanın direği.
Prenez notre Hattie.
Eh, git Hattie'mizi getir..
Je me souviens, Hattie.
Şimdi hatırladım, Hattie, hatırladım.
Il dit qu'il a quelque chose pour Hattie, mais ne veut pas me montrer.
Hattie için bir şey getirdiğini... ama bana göstermeyeceğini söylüyor.
Hattie, ton ami gentleman est là.
Hattie, beyefendi bir arkadaşın geldi!
Où est Oliver?
Merhaba Ed, merhaba Hattie. Oliver nerede?
- Tu ne penses pas que...
Hattie düşünmedin ya?
Pourquoi êtes-vous debout?
- Hattie, bana geldiğini söylediler.
- Au revoir, Hatty.
- Hoşça kal Hattie. - Hoşça kal Charles.
Désolé que vous ne soyez pas là.
Bir dakika, Hattie hala.
Vous êtes là!
Neredesin, Hattie hala?
Allô?
Vay canına, Hattie hala, neredesin?
Tante Hattie?
Delilah!
Pas nous, Hattie.
Gelemeyiz Hattie.
Hattie!
Hattie!