Translate.vc / Francês → Turco / Hearst
Hearst tradutor Turco
555 parallel translation
En quoi diffère-t-il de Ford, Hearst ou M. Tout-le-monde?
Ford, Hearst ya da herhangi birinden ne farkı vardı?
Hearst, de la prison.
Eyalet çiftliginden Hearst.
J'ai reçu un appel de la prison... et Hearst m'a dit que Bubber s'était évadé.
Bir süre önce eyalet çiftliginden bir telefon aldim. Hearst, Bubber'in kaçtigini söylüyor.
Le contrôle des armes, la déclaration sous serment de Patty Hearst.
Silah kontrolü, Patty Hearst'ün yeminli ifadesi...
L'Armée de libération œcuménique a enlevé Patty Hearst, non?
- Evrensel Özgürlük Ordusu. Bunlar Patty Hearst'i kaçıranlar değil mi?
Ils ont finalement attrapé Patricia Hearst.
Sonunda Patricia Hearst olayı çözüme kavuşmuş.
Pas comme toi dans l'affaire Patty Hearst.
Senin yaptığın gibi, üç kez gelip Patty Hearst'ü gördüklerini söyleyerek değil.
Punjab! Appelez William Randolph Hearst.
Punjab, William Randolph Hearst'ü bul!
Ici, à San Simeon, le foyer de rêve... du nabab de la presse écrite, William Randolph Hearst... où les célébrités de tous les échelons de la société... bronzent ou jouent.
William Randolph'un muhteşem hayal-ülkesinde... sosyetenin bildik simaları günlerini gün ediyorlar.
Voici Marie Dressler, avec M. Hearst.
Marie Dressler ve Bay Hearst.
Jimmy Walker arrive à se montrer... la barrière enchantée de M. Hearst.
Jimmy Walker Bay Hearst'ün çekim alanında görünüyor.
Voici Dr Fletcher et Leonard Zelig... qui font une partie avec Bobby Jones... sur le terrain de golf de M. Hearst.
Dr. Fletcher ve Leonard Zelig... Bobby Jones'la beraber Bay Hearst'ün golf sahasında atış yapıyorlar.
L'année du Watergate, de l'enlèvement de Patty Hearst et celle où Hank Aaron a battu le record de Babe Ruth.
Watergate skandalını, Patty Hearst'ün kaçırılmasını ve Hank Aaron'un, Babe Ruth'un rekorunu kırışını gördüğümüz yıl.
Permettez, Mr Hearst, nous sommes trop généreux trop ouverts.
Devam edebilirsem, Bay Hearst. Biz çok fazla cömertiz. Çok açığız.
Je vous prie de m'excuser, je me lève tôt
Bizi bağışlayın Bay Hearst. Erken ayrılmak zorundayım.
Pour son premier film, Welles explore les multiples facettes d'un grand patron de presse, William Randolph Hearst, dont la fortune et le pouvoir menacent la démocratie américaine.
Welles, ilk filminde medya baronu William Randolph Hearst'ün birçok yüzünü yansıtmak istedi. Hearst, zenginliğini ve nüfuzunu istismar ederek Amerika'nın demokratik geleneklerini hiçe sayıyordu.
Opportunité pour Welles de rappeler la grande sympathie de Hearst pour les dictateurs.
Bu filmle, William Randolph Hearst'ün diktatörlere olan yakınlığını hatırlatmak için Welles'e bir fırsat doğmuş oldu.
Sur l'affaire Patty Hearst, un morveux coiffé en brosse a occupé mon bureau un mois.
Patty Hearst olayında... kısa saçlı züppe ordusu büromu işgal etti.
Prenez William Randolph Hearst, par exemple, qui a dit à ses photographes.
William Randolph Hearst'e bak,
J'allais parler du chien à M. Hearst.
Ben Bay Hearst'e köpeği soracaktım.
Deux gamines ont été étranglées en seize jours. C'est mon boulot de trouver l'assassin.
Bay Hearst, son on altı gün içinde iki genç kız boğularak öldürülmüş halde bulundu.
M. Hearst est moins bouleversé aujourd'hui.
- Bay Hearst, bugün biraz... -... gergin görünüyor.
Autrement dit, votre histoire pue.
- Yani Bay Hearst, hayalet... -... köpek hikâyeniz tutarsız.
L'inspecteur Owens et moi parlons avec Henry Hearst.
Dedektif Owens'la ofisimdeyiz Bay Henry Hearst'le konuşuyoruz.
Comme vous voudrez.
Her neyse. Hearst.
Henry Buchanan Hearst. 57 ans.
Henry Bikenen Hearst. - 57 yaşındayım.
Associé principal du cabinet Hearst, Dean et Dumet.
Şehir merkezindeki Hearst Dean ve Dumec'in... -... ortaklarından biriyim.
Il n'a pas dit'spécial'...
Bay Hearst özel demedi.
Je dois présenter le bon citoyen Henry Hearst dans, voyons, 29 minutes.
Bir bakalım 29 dakika sonra.
Vous dites :'Le coupable, le responsable, le tueur'! Donnez un nom à ce fantôme. Henry Hearst, avocat!
Neden durmadan "bunu yapan adam, bunun sorumlusu katil" diyorsun, neden şunun adını koymuyorsun Henry Hearst, vergi avukatı.
Voici un homme qui, avec sa jolie femme, Chantal Hearst,
Takdim edeceğim kişi buraya sevgili eşi Chantal Hearst'le geldi.
Ne sous-estimez pas la décision de Hearst et de son cabinet de mettre votre tête au sommet d'un mât pour que toute l'île la voie.
Victor, bu işin sonunda Henry Hearst ve Hukuk Şirketi'nin kafanı kesip bir direğe geçirdiğini ve ibret olsun diye bütün adayı dolaştırdığını görmek istemiyorum...
Parlons des chambres à part.
Pekâlâ Bayan Hearst. Biraz ayrı yatak odalarından bahsedelim.
Pour l'avoir vu parler à votre nièce, vous ne faites plus l'amour avec lui depuis deux ans. Ce n'est pas un peu sévère?
- Bayan Hearst, kocanızı yeğeninizle konuşurken gördünüz diye odanızdan attınız ve... 2 yıldır onunla yatmıyorsunuz sizce çok zalim değil misiniz?
Ramenez Mme Hearst chez elle.
Birkaç adam al, bayan Hearst'ü evine bırakın.
Elle est votre carte de visite. Le couple de Porto Rico. Henry et Chantal Hearst.
Onunla birlikteyken hep ön plandasın, Porto Riko'nun gözde çiftisiniz, Henry ve Chantal Hearst mü...
On a une nouvelle Patty Hearst sur les bras?
Yani Patty Hearst olayına benzer bir olay mı bu?
Le pire syndrome de Stockholm depuis Patty Hearst.
Patty Hearst'ten bu yana en ağır Stockholm Sendromu.
Ça n'a même pas réussi à Patty Hearst, et elle avait de l'argent et un flingue.
Patty Hearst'ün para ve tabancası olduğu halde bir beresi bile yok.
C'est tout comme Patty Hearst. Patty Hearst est allée en prison.
Ama polis tarafından aranıyor.
Ma mère est derrière tout ça.
Sookie, Patricia Hearst.
Et moi, je ferais une sieste si je trouvais mon lit.
- Hiç bu kadar eşyayı bir arada görmemiştim. Hearst'lerin malikânesinin, fakirhane versiyonu gibi.
Mais le Señor Hearst ne fait que critiquer Pancho Villa dans sus periódicos.
Ama senin Sinyor Hearst... en sus periodicos Pancho Villa için kötü şeyler yazıp duruyor.
Publications Hearst.
Hearst Yayınları.
Contrairement à votre patron, M. Hearst, cette société n'a pas l'intention de se mêler de la politique, étrangère ou intérieure.
İşvereniniz Bay Hearst'ün aksine... bu şirketin politikaya bulaşmak gibi bir derdi yoktur. İster iç, ister dış politika olsun.
Le Señor Hearst est aussi muy nervioso.
Sizin Sinyor Hearst muy nervioso.
Le Señor Hearst. Combien d'hectares il a?
Kaç hektarı Sinyor Hearst'ün dersin?
Hearst nous casse les couilles, rien d'étonnant.
Hearst beklendiği gibi taşaklarımızı kerpetene aldı.
Hearst reçoit Zelig et Fletcher... et leur montre comment les gens riches et célèbres... passent leur temps, et honorent leurs invités.
San Simeon'da, ünlü gazete sahibi...
Vous aussi, M. Hearst.
- Teşekkürler, Bay Hearst.
Commissaire.
Yüzbaşı, iyi vatandaş Henry Hearst'ü takdim etmeyi bekliyorum.