Heel tradutor Turco

Non, pas la police, c'est mon chien qui m'attaque!

Brownie! Heel! Aptal köpek!

Au pied!

Heel! Yavaş!

viens. Heel.

Gel.

Peut-être, mais j'ai toujours voulu être une Tar Heel!

Belki ama benim için Tar Heel'den farkı olmazdı.

I--I been drivin'all night my hand s wet on the wheel Th-there's a voi- - voice in my head that drives my heel

Tüm gece ellerim direksiyonda, araba sürdüm kafamda bir ses- -

Heel.

Gel oğlum.

Heel, viens, allez.

Gel oğlum, haydi, gidelim.

Il n'y a qu'elle qui comprenne le bushido de la reine.

Sadece Phoebe "bushido of the heel" i * anlıyor.

Couldn't stay all my life down at heel

* Kalamazdım o kıyafetlerle tüm hayatım boyunca

High-heel shoes

Uzun topuklu ayakkabılar

Il retrousse ses manches, embarque son casse-croûte et amène des emplois en Caroline du Nord.

O kollarını sıvar, öğle yemeği için kutuya bir sandviç koyar ve işleri Tar Heel State'getirir.

J'ai abandonné l'école de ka-heel.

- Kahil okulunu dondurdum.

Au Achilles'Heel.

Achilles Heel'da olacak.

Elle m'a invité à l'after au Achilles'Heel.

Beni şu Achilles Heel'daki olaya davet etti.

Des Great Smokey Mountains à la Baie de Pamlico, Je sais qu'il sera accordé une juste considération à tous ceux qui ont posé un pied dans le tribunal de Tar Heel.

Smokey Dağlarından Pamlico'ya kadar biliyorum ki Tar Heel kürsüsüne gelen herkes adil bir yargılanmayla karşılaşacaktır.

Heel!

Oturun!

Heel! Bon garçon.

Aferin.