English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / His

His tradutor Turco

5,623 parallel translation
Pareil?
Öyle bir his mi?
Je vous le dis, sergent. J'ai une bonne intuition.
Size söylüyorum, Komiserim, bunun hakkında içimde iyi bir his var.
Le sentiment est partagé.
- Bu his karşılıklıydı.
Mais bizarrement, il y a un autre sentiment qui est né en moi.
Ama tuhaftır, karnımı tekmeler gibi başka bir his duyuyorum.
Parce que maintenant il sait ce que c'est que de se faire rejeter.
Çünkü şimdi reddedilmenin nasıl bir his olduğunu biliyor.
J'ai l'impression que que t'es en colère.
Tahminde bulunmak istemiyorum ama sanki kzıgınmışsın gibi bir his var içimde.
Alors, ça fait quoi de se faire battre par une femme?
Bir kadının seni geçmesi nasıl bir his?
Mais il y a une logique.
Yine de bir his var.
C'est quand vous savez que des gens prennent soin de vous, comme votre médecin de famille, votre thérapeute, votre entraîneur personnel, votre nutritionniste, votre physiothérapeute, toute votre équipe de santé et de bien être.
İnsanların size göz kulak olduğunu bilmenin verdiği o his. Aile doktorunuz, terapistiniz kişisel antrenörünüz, beslenme uzmanınız fizyoterapistiniz sağlığınızı korumanız için gerekli herkes.
Je me rappelle ce que ça fait, penser que les dirigeants changent, et réaliser que quelqu'un joue un jeu plus profond qu'on ne pourrait l'imaginer.
Değişikliğe öncülük ettiğini sanıp, başkasının hayal bile edemeyeceğin kadar derin bir oyununda piyon olduğunu fark etmek nasıl bir his bilirim.
Pourquoi ais-je le sentiment que vous ne vous apprêtez pas à le rendre meilleur?
Neden, bunu daha iyi bir duruma getirmeyeceğine dair içimde bir his var?
Ce sentiment... cette croyance qu'il entre en contact avec toi, Phil, ce n'est peut-être pas de la foi. C'est peut-être autre chose.
Bu his sana ulaşmaya çalıştığı inancı kader olmayabilir Phil.
J'ai le sentiment que nous verrons une légère augmentation.
Ufak bir artış göreceğimize dair bir his var içimde.
♪ I saw a werewolf with a Chinese menu in his hand ♪
* Elinde Çince bir menüyle bir kurtadam gördüm
♪ ♪ I got a feeling that it s gonna be a wonderful day ♪ ♪ The sun in the sky has a smile on his face ♪
Günaydın, ABD d dMükemmel bir gün olacağını hissediyorum d dGökyüzünde güneş / / yüzünde bir gülümseme d d..
J'ai le sentiment que ce n'est pas le vrai Walter Wallen.
İçimde bunun gerçek Walter Wallen olmadığına dair bir his var.
Ce qui est un nouveau sentiment pour moi.
Benim için yeni bir his diyebiliriz.
Ça ne me plaisait pas.
Bu konuda içimde kötü bir his vardı.
Je sentais qu'elle était importante.
Daha büyük bir şeyle ilgisi olduğuna dair içimde bir his vardı.
Je savais que vous étiez spécial.
İçimde, sende özel bir şey olduğuna dair bir his vardı Harold.
Mes parents, des hommes que j'avais vus mourir, l'odeur des cigarettes d'oncle Lamb. Errol Flynn se balançant au bout d'une corde, la sensation de la pointe de mon poignard transperçant le rein.
Annem ve babam, öldüğünü gördüğüm adamlar Lamb amcamın sigarasının kokusu Errol Flynn'in bir ipin ucunda sallanması ve hançerimin ucunun böbreği delerken verdiği his.
♪ C'est un sentiment magique ♪
* Bu muhteşem bir his *
Un ressenti n'est pas une preuve.
His, kanıt değildir.
Je veux que tu te rappelles pour toujours ce que ça fait d'être avec ta femme.
Karınla beraber olmanın, Nasıl bir his olduğunu hatırlamanı istiyorum.
Sentir comme si - on voulait vous attraper?
Sanki birileri peşindeymiş gibi bir his?
Dites-moi quelque chose... qu'est-ce que ça fait de superviser un agent avec mon instinct?
Söylesene bir, benim içgüdülerime sahip bir ajanı yönetmek nasıl bir his?
C'est un grand sentiment, pas vrai?
Harika bir his, değil mi?
Ce n'est pas de l'espoir, c'est le pire sentiment.
Bu umut değil, en kötü his.
Sens de la mémoire?
His hafızası?
Et la deuxième fourchette ajoute vraiment une touche de classe.
Ve ikinci çatal, özel bir his oluşturmuş.
L'esprit en paix, c'est quand vous savez qu'on se soucie de vous.
Huzur. İnsanların size göz kulak olduğunu bilmenin verdiği o his.
Je ressens dans mon cœur que c'était... mal venu de le dire, surtout à deux femmes qui sont assises toutes les deux dans une chambre.
İçimde bunun söylenmeyecek bir şey olduğuna dair bir his var. Hele hele bir odada baş başa oturan iki kadına.
C'est nouveau pour moi de dîner avec quelqu'un qui partage mes opinions.
Hayır, Rose'un. Gerçi masada fikirlerimde yalnız olmamak benim için de yeni bir his.
Mais j'ai l'impression qu'il redevient celui qu'il est vraiment.
Ama içimde gerçekte olduğu kişiye döndüğüne dair bir his var.
- Bien, écoute ça... si je suis une salope, comment ça te fait de ne pas être respectée par une salope?
- Tamam şunu söyle bakalım. Ben bir kaltaksam, bir kaltak tarafından saygı görmemek nasıl bir his?
J'ai un mauvais pressentiment.
- İçimde kötü bir his var.
Mais quand Danny travaille sur mon dos, il ne se sent plus comme un profonde, rythmique, mouvement, vous savez?
Ama Danny genelde sırt bölgeme yapar bıçak saplanıyormuş gibi bir his verir.
♪ The sun in the sky has a smile on his face ♪ ♪ And he s shining a salute to the American race ♪
Gökyüzünde güneş, yüzünde bir gülümseme Amerikan koşuşturmacasına parlayarak selam veriyor.
C'est un beau sentiment.
Güzel bir his.
J'ai le mauvais pressentiment qu'on va encore se faire battre...
Dayak yiyeceğimize dair içimde kötü bir his var.
J'ai un mauvais pressentiment, Tommy.
İçimde bir his var Tommy.
Vous êtes ici car vous savez ce que perdre quelqu'un veut dire.
Buradasın, çünkü birini kaybetmenin nasıl bir his olduğunu öğrendin.
Je peux à peine t'expliquer comment je me suis senti.
Nasıl bir his olduğunu sana anlatamam.
Il est d'un milieu riche et voulait voir ce que c'est d'être pauvre et affamé.
Lükse bakar mısınız, fakir ve aç olmanın nasıl bir his olduğunu merak etti.
J'avais le sentiment que vous n'étiez pas totalement honnête avec moi, alors je vous ai suivi.
Bana tamamen dürüst olmadığına dair içimde bir his vardı... -... bu yüzden seni takip ettim.
C'est une réponse neuro-musculaire, dénuée de tout sentiment, émotion ou sens.
Bu herhangi bir his, duygu ya da manadan uzak ; nöromusküler bir cevap sadece.
C'est une bonne sensation, non? Faire ce qui est bon pour la ville. J'adore cette sensation.
Kasaba için bir seyler yapmak güzel bir his degil mi?
Tu n'as pas idée à quel point c'est libérateur.
Nasıl bir his olduğunu bilemezsin.
C'est une instinct viscéral.
İçimde öyle bir his var Nolan.
♪ CSI 14x22 ♪ Dead in His Tracks Date diffusion 7 Mai 2014
Çeviri :
Je ne pensais pas que je dirais ca un jour, mais Penny a decroche un travail aujourd'hui.
Bunu söyleyeceğimi hiş düşünmemiştim ama Penny bugün işi aldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]