English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Homer

Homer tradutor Turco

4,251 parallel translation
J'ai eu pitié de toi et qu'ai-je en retour?
Homer Simpson, sana acıdım ve karşılığında ne aldım?
T'inquiète pas chérie, je serai tes yeux.
Merak etme tatlım. Homer senin gözün olacak.
Jamais Homer Simpson ne mettra une robe et agira comme une nonne.
Homer Simpson elbise giyip rahibe gibi davranacak, imkansız.
À Homer et son papa!
Homer ve babasına!
Homer et son papa!
Homer ve babasına!
Vous vous rappelez quand je vous ai remariés après que Homer ait divorcé?
Homer ayrıldıktan sonra siz ikinizi tekrar evlendirdiğimi hatırlıyor musunuz?
Kirk et Luann se sont séparés, Homer, ayant peur qu'il nous arrive pareil, a préventivement demandé le divorce.
Kirk ve Luann ayrıldı, Homer bizim de aynısını yapacağımızdan korkarak, ayrılık için ilk adımı attı.
Qu'est-ce qui se passe?
Homer, neler oluyor?
Homer, c'est toi!
Homer, bu sensin.
Je n'arrive pas à croire qu'il m'ait laissée à ce moment.
Homer'in beni girişte terk etmesine inanamıyorum.
Homer voulait servir ces mini hot-dogs cocktail. Mais non... il me fallait des rouleaux de printemps!
Homer bu küçük sosislileri servis etmek istedi, ama, hayır, bahar dürümleri sunmak zorundaydım!
Une chose que j'ai apprise, c'est qu'on n'a pas besoin d'un mariage parfait quand on épouse l'homme que l'on aime.
Homer, öğrendiğim şey şu ki sevdiğin adamla evlenirken hoş bir düğüne gerek yok.
Homer est là.
Evet, evet Homer burada.
Tu cherches Homer?
Oh, oh, Homer mı demiştin?
- Comme on traite Homer?
Homer'a davrandığımız gibi mi diyorsun?
La voici, Homer.
İşte burada, Homer.
Bon, Homer.
Pekala, Homer.
Homer Simpson, tu es un grand finisseur!
Homer Simpson, güçlü bir bitiricisin.
- C'est quoi le problème?
Sorun ne Homer?
Hé, Homer avait raison.
Hey, Homer haklıydı.
On a un problème.
Homer, bir sorunumuz var.
Nous avons montré cette photo de vous à un panel de cinéphiles.
Homer, kardeşim ve ben senin bu resmini standart film izleyicilerinden oluşan karma bir gruba gösterdik.
Prenez ma main, Homer, et dites adieu à Homer graisseux.
Elimi tut, Homer, ve şişko Homer'a elveda de.
Adieu, Homer graisseux.
Elveda, şişko Homer.
Tu sais pourquoi tu manges?
Homer, neden yemek yediğini biliyor musun?
Buffal Homer, comme je disais à John Travolta, ma liste de clients est confidentielle.
Hey, açık büfe, John Travolta'ya da dediğim gibi müşteri listem gizlidir.
Il y en a moins à aimer, mais je t'aime encore plus!
Sevecek daha az Homer kalmasına rağmen seni eskisinden de çok seviyorum!
Super performance, Homer.
Muhteşem bir performans, Homer.
Homer Sapiens, je peux te parler?
Homer sapien! Biraz konuşabilir miyiz?
Où est Homer?
Homer nerde?
Homer! C'est mal barré!
Homer, bunun sonu iyi değil.
Homer! Attaque!
Homer, hajime!
Je suis Homer déguisé en Marge.
Ben Marge kılığına girmiş Homer'ım.
- Des amis d'Homer?
Homer'ın arkadaşları mısınız?
Homer s'est enfui en disant qu'il ne t'a jamais aimée.
Şey, Marge, Homer seni artık sevmediğini ve aslında hiçbir zaman da sevmediğini söyleyerek kaçtı.
Aidez-moi!
! HOMER :
Alors, Marge, Homer est parti depuis une semaine.
Marge, Homer bir haftadır yok, öyle mi?
J'espère toujours qu'Homer reviendra.
Hala Homer döner diye bekliyorum.
C'est une lettre d'Homer sur mon papier à lettres avec mon écriture, mon style et mes expressions.
Homer'dan benim not defterime, benim el yazımla benim deyimlerim ve konuşma kalıplarımla yazılmış bir mektup.
On dirait du Homer.
Gerçekten Homer'ın tarzı bu.
Ça veut dire que tu m'aimes toujours?
Homer, bu beni hala sevdiğin anlamına mı geliyor?
C'est bon, Homer.
Bu kadar yeter, Homer. ... "p" ile- -
"Mets à jour le répertoire, Homer".
" Telefon rehberini güncelle, Homer.
"T'as mis mes lentilles de contact à l'envers, Homer".
"Lenslerimi arkası gelecek şekilde koy, Homer."
Je préfère regarder les positions de la femme d'Homer.
Bart'ın annesinin iç çamaşırını yıkadığını görmeyi tercih ederim.
Quand j'avais ton âge, c'était le futur, car je suis plus jeune que toi. - Médite là-dessus.
Bilirsin Homer, senin yaşındayken gelecekte olacağım, çünkü senden gencim.
On est sur le point de vendre notre énergie à Paris, Milan, Dubaï, partout où il faut de l'électricité.
Homer, Paris'e, Milan'a, Dubai'ye enerji satmamıza şu kadarcık kaldı. Her yerde insanlar kaliteli enerjiyi görecekler.
Mon Dieu, Homer! Essaie de te détendre.
Aman Tanrım, Homer!
Aidez-moi ou tuez-moi.
HOMER : Yardım edin ya da öldürün!
Bon rapport de sécurité.
Güvenlik raporları çok iyi, Homer.
Bonne nouvelle!
Müjdemi isterim, Homer!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]