Translate.vc / Francês → Turco / Hum
Hum tradutor Turco
8,735 parallel translation
- Hum-hum. - Un petit câlin avant d'aller travailler?
İşten önce hızlıca sevişmek ister misin?
- Attends! - Hum?
Oh, bekle.
- Hum-hum.
- Mm-hmm.
- Je suis désolée. - Hum...
Üzgünüm.
Et une bonne, hum?
Ve güzel bir tane.
Harceleur, probablement. Hum.
Muhtemelen takip hastası.
- On a dû expulser cette petite créature. - Hum.
Bu minik canavarı tahliye etmem gerekiyordu.
Hum, écoutez.
Bak.
Ok, écoutez, hum, Je supposais qu'après deux ans... vous pourriez être prête à parler de lui.
Tamam. Bak. Birkaç yıl geçtikten sonra..
Voilà. hum.
Evet.
Hum, ouais.
Evet...
Hum?
Tamam.
- Hum... - Tu plaisantes?
Şaka mı bu?
- C'est juste une allumeuse. - Mm-hum.
Alay ediyorum.
Hum. Marche de la honte.
Utanç yürüyüşü.
Hum. Qu'est-ce que vous avez eu jusqu'à présent?
Elinde ne var?
- Hum. - Ils font un grand dîner de Pâques.
Büyük bir paskalya yemeği yapıyorlar..
- Eh bien, le gars était un poète. - Hum.
Adam bir şairdi.
Hum, c'était... intéressant.
Evet. Çok.. ilginçti.
Non, je... non, hum... peux-tu retourner à la maison?
Hayır, ben... Ben yapa... Eve gidebilir misin, lütfen?
Hum, Je ne... de quoi tu parles?
Ben.. Neden bahsediyorsun?
Hum, Je ne saurais pas.
Hiç bir fikrim yok.
- Hum-hum? Je dois savoir...
- Sana sormam lazım...
- Hum? Au billard, tu sais jouer?
- Bilardo oynar mısın?
- Hum. - Comment va l'immobilier?
- Emlakçılık nasıl gidiyor?
Hum, dois-je vous rappeler que j'en réponds à M directement.
Doğrudan M'e bağlı olduğumu hatırlatabilir miyim?
Hum, je vais vérifier à nouveau, monsieur.
Şey... Hemen bakayım efendim.
Hum, ça semble assez directif.
Doğrudan konuya girdiniz.
Hum, ouais, je ne sais pas pourquoi.
Evet. Neden etmedim bilmiyorum.
- Hum... - Est-ce que ce sont tes clés!
- Bunlar senin anahtaların mı!
Hum, cela signifie que vous...
Bunun anlamı sen bir...
Celui qui a écris ça, hum, plûtot bon, vous pensez pas?
Kim yazdıysa oldukça güzel olmuş. - Gerçekten mi?
- Sérieux? - Um-hum.
Ciddi misin?
Peut-être qu'il existe un moyen de faire de Brody un exemple. Hum?
Belki onu örnek yapmanın bir yolu vardır.
Y a pas un chat. Hum.
Burası boşalmış.
Le chef essaie de tout organiser, selon ses normes. - Hum, hum.
Şef her şeyin kendi kuralına göre olmasına çalışıyor.
- Hum, hum. Une équipe de techniciens va venir nous installer de nouvelles interfaces pour améliorer le système de surveillance.
Merkezden bir teknik ekip geliyor her şeyi gözleyebilelim diye yeni vericiler takacaklar.
On finira par les coincer de toute façon. Hum-hum.
Bunu verip bir gün daha izleyelim.
Hum... Dedans, je reviens plus en détail sur les coulisses du tournage.
Orada bunlar tüm ayrıntısıyla anlatılıyor.
Hum... Même elle ne se souvient de rien.
O bile hatirlamiyor.
Hum, ce train est directe jusqu'à Melbourne, avec des arrêts à Hay, Ouyen et Birchip.
Bu tren Hay, Ouyen ve Birchip'ten geçerek Melbourne'a gidiyor.
- Hum? - Avec tous ces coups de feu... ils ont touché personne.
O kadar silahlı çatışmaya rağmen kimse vurulmamış.
Joli. - Hum-hum. - Joli, joli.
Güzel, çok güzel.
Vous avez revu votre psychiatre depuis que vous avez arrêté le traitement? - Hum-hum.
İlaçlarını almayı bıraktığından beri psikiyatristinle görüştün mü?
- Hum-hum.
Bozukluğunuz var mı acaba?
Hum.
Evet.
- OK. - Hum-hum.
- Tamam.
- Hum.
Sen de David.
Hum...
Öğrenmeden ölecek olmam iyi olacak.
- Hum.
Tamam, peki.
- Hum-hum.
- Barda olacağız.