Translate.vc / Francês → Turco / Humé
Humé tradutor Turco
182 parallel translation
Avez-vous humé son odeur?
Onu kokladın mı?
Hume-moi ça.
adamım şu kokuyu aldın mı.
Tu rigoles? Hume, c'est de l'ambroisie.
Kokla bak, ilahların yemeği.
David Hume sifflait plus de brune Que Schopenhauer et Hegel
David Hume kafaya dikerdi Schopenhauer ve Hegel'i
David Hume sifflait plus de brune
David Hume kafaya dikerdi
Dr Robert Hume.
Doktor Robert Hume.
Le numéro du Dr Robert Hume, H-U-M-E, Tall Cedar Road.
Dr Robert Hume'nin numarası, H-U-M-E, on Tall Cedar Caddesi.
Dr Robert Hume, H-U-M-E, Tall Cedar Road, n'est pas dans nos fichiers.
Dr. Robert Hume, H-U-M-E, on Tall CedarRoad, kontrol ediyorum.... Hiçbir kayıt bulamadım.
- Je cherche le Dr Robert Hume.
- Dr. Robert Hume'yi arıyordum.
Emmett Fitz-Hume, officier d'information de l'État.
Bu Emmett Fitz-Hume. Eyaletteki bilgilendirme görevlisi.
- Emmett Fitz-Hume.
Emmett Fitz-Hume.
Fitz-Hume!
aaah! Fitz-Hume!
Emmett Fitz-Hume.
Emmett Fitz-Hume.
De la part de M. Fitz-Hume.
Pakistan'daki haber kaynağımızdan Bay Ruby'e bir çağrı var. Bay Fitz-Hume'dan
Tout est sous contrôle, M. Fitz-Hume.
Herşey kontrol altında Bay Fitz-Hume.
Fitz-Hume est prisonnier des gardes tadjiks par votre faute.
Operasyon mu? Dinle! Fitz-Hume şu an..... otoyol devriyesi tarafından gözaltına alındı..... hem de senin yüzünden.
Fitz-Hume!
Fitz-Hume!
Fitz-Hume!
Fitz-Hume! Boyer!
Les portes s'ouvrent, j'aperçois le négociateur américain,
Konferans odasının kapıları...... açılıyor. Birleşik Devletler delegelerinden Bay Emmett-Fitz Hume'u
M. Emmett Fitz-Hume.
.. görüyorum.
- M. Fitz-Hume?
Bay Fitz-Hume.
- Merci, M. Fitz-Hume.
Teşekkür ederim, Bay Fitz-Hume.
M. Emmett Fitz-Hume, chef négociateur en désarmement, regagne ces pourparlers qu'il dit en "phase délicate".
Bay Emmett Fitz-Hume, Hükümetin baş müzakerecisi... Şu an silahsızlanma ile ilgili bir müzakere yapıyor.
J'ai entendu le Dr Hume...
Dr. Humes demişti ki...
Je hume de la bonne pitance!
Ben, yiyecek kokusu alıyorum.
Le Dr Hume fut très bon et très compréhensif.
Dr. Hulme, fevkalade nazik ve anlayışIı bir kocaydı.
Le Dr Hume est l'être le plus noble et le plus merveilleux que je connaisse.
Dr. Hulme, hayatımda tanıdığım en asil ve güçIü insan.
Bouquet de jasmin, je te hume.
Yasemin demetim, bırak içime çekeyim seni.
Je hume des empreintes d'ordures!
Burada bir serserinin parmak izleri olmalı.
Seraient-ce des saucisses que je hume là?
Oh sosis kokusu mu alıyorum?
Cher ami, toute la journée je hume les odeurs de votre remarquable cuisine.
Sevgili arkadaşım. Bütün gün boyunca, senin olağanüstü yemeklerinin kokularını teneffüs ettim.
Vous avez l'Encyclopédie paranormale de Hume?
Hume'un Paranormal Ansiklopedisi var mı?
Avec le Schmenkman 5000, vous tireriez du jus de H. Cronyn.
Schmenkman 5000 o kadar iyi ki Hume Cronyn'nun suyunu sıkabilir.
Hume Cronyn.
Bu meyve sıkacağı o kadar iyi ki Hume Cronyn'nu bile suyunu sıkabilir.
Hume Cronyn?
Hume Cronyn?
D'après Pete Hume, vous êtes un pro de la montagne.
Pete Hume, dağları senden iyi bilen yok, dedi.
Hume-moi ce caillé.
Şu lor peynirini kokla.
On hume...
Kokla.
Ça, c'est Corbeau Russel, Corbeau Cameron, Corbeau Diddley, Hume Corbeaunyn, Gregory Peck.
Şunun adı Russell Crow, Cameron Crow, Crow Diddley, Hume Crow-nyn, Gregory Peck.
Trimble, Hume, McGuiness.
Trimble, Hume, McGuiness, Tanrı aşkına.
York a appelé Harry sur un téléphone portable.
York'un, Harry Hume'u aradığı numara, bir cep telefonuna ait.
- Contre Hume-Fogg.
- Hume-Fogg'lara karşı.
Tu aimes Britt Hume, non?
Brit Hume'u seversin, değil mi?
Tu sais très bien que j'adore Britt Hume! ( présentateur à la fox )
Maalesef Brit Hume'u sevdiğimi biliyorsun.
Êtes-vous un disciple de Hume, M. Utter?
Bay Utter, siz Hume'un öğrencisi misiniz?
C'est excellent!
Bu David Hume'du.
Voila ce qu'était David Hume.
Favorimdir.
Un de mes préférés et je ne dis pas ça parce que Hume était Ecossais et que le nom de jeune fille de ma mère était McCammon
Bunu Hume İskoç ve annemin kızlık soyadı MacCammon'du diye söylemiyorum.
Hume ce bon air marin.
- Havayı kokla. Deniz kokuyor.
Hume Cronyn...
Hadi.
Il y a 300 ans, à l'époque des Lumières, les scientifiques et les philosophes, de Galilée à David Hume ont eu le courage de défendre les principes intellectuels et la raison.
300 yıl önce, aydınlanma çağından önce Galileo'lan David Hume'ye kadar bilginler ve felsefeciler entelektüel prensipler ve mantık için diretmek adına cesaret sahibiydiler.