Translate.vc / Francês → Turco / Importante
Importante tradutor Turco
7,625 parallel translation
Le docteur Bauer sait à quel point la fille est importante pour moi.
Dr. Bauer, kızın ne kadar önemli olduğunu biliyor.
Elle est trop importante.
O çok önemli.
Viv, j'ai une question très importante.
Viv, sana önemli bir sorum var.
Vous développez une importante station balnéaire.
Burası Keys ve siz büyük bir tatil köyü yapmak istiyorsunuz.
La première fois que j'ai pris une arme et décidé que ma vie était plus importante qu'une autre.
Elime ilk silahı alıp... kendi hayatımın herkesinkinden mühim olduğuna karar verdiğim an.
Alors, votre grand-mère est vraiment importante.
- Ninenizin maşallahı varmış.
Elle est importante, Ron.
Şöhretin daniskası o Ron.
Il nous reste une dernière chose, la plus importante.
Geriye kalıyor tek bir şey. En önemli şey.
Je serai triste de te voir quitter cette ville pour beaucoup de raisons... et une des plus importante est que tu as créé un puzzle que même moi je n'ai pas pu résoudre.
Sen buradan giderken pek çok nedenden ötürü çok üzüleceğim açıkçası. Öyle ki bu nedenlerden biri benim bile çözemeyeceğim bir bulmaca yaratmış olman olacak.
Tu es toujours numéro un dans la catégorie la plus importante.
Sen hala en önemli kategoride bir numarasın.
Des fois, quand quelqu'un franchit une étape importante, en essayant quelque chose un peu difficile, ils ne sont pas prêts à le partager avec les autres.
Bazen birisi büyük bir adım atacağı zaman biraz zor bir şeylerle uğraştığı zaman diğer insanlarla bunu paylaşmaya hazır olmayabilir.
Parce que c'est arrivé à une de mes cousines, et j'étais là, comment ne peut-elle pas apprendre la leçon la plus importante de Sixteen Candles?
Doğum Günüm filmindeki en önemli dersi nasıl öğrenemediğini sormuştum.
Et ce n'est pas la leçon la plus importante.
Ayrıca da bu, 16. Doğum Günüm'ün en önemli dersi değil.
Et pas que pour la bouffe, bien que j'aie appris que la bouffe était très importante.
Ve konu sadece yemek değil, daha çok öğrendikçe daha büyük bir yemeğin parçası olacağım, değil mi?
Dashell, tu sais que je ne veux pas de copain en ce moment. L'école est trop importante.
Dashell, sen çok iyi bir insansın ama, derslerime odaklanmam lazım.
Comme nous compter les heures À l'inévitable, la bombe incendiaire tragique de Mission East nous nous joignons maintenant général de Lyon Pour cette mise à jour importante.
Doğu Bölgesi'ne yapılacak olan trajik ve kaçınılmaz bombardımana saatler kalmışken önemli gelişmeleri öğrenmek için General Lyons'a bağlanıyoruz.
Je ne suis pas assez importante pour mériter ton attention, vu toutes les choses horribles qui se passent dans le monde.
Bu dünyada çok fazla kötü şeyler olurken ilgini hak edecek kadar önemli biri olmadığımı biliyorum.
Comment une télé peut-elle être plus importante qu'un lit?
Televizyon yataktan nasıl daha önemli olabilir ki?
Je sais à quel point ta carrière est importante à tes yeux.
Kariyerinin senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Ma carrière est importante à mes yeux... mais elle ne comptera jamais autant que toi.
Kariyerim benim için önemli. Ama asla senin kadar önemli olmayacak.
J'ai moi-même raté une correspondance assez importante en 2005. Je serais marié aujourd'hui si les portes de ce métro ne s'étaient pas fermées. avant que je puisse avoir son numéro.
Ben de 2005 yılında elle tutulur bir bağ yakalamıştım biriyle tren kapısı kapanmadan önce onu yakalasaydım şu anda evli olurdum.
Activité navale importante au quai Ouest.
Batı iskelesinde yoğun donanma faaliyetleri var.
Ace est une partie importante de ma vie.
Ace benim hayatımın büyük bir parçası.
Une partie importante de sa vie.
Hayatının büyük bir parçası.
- J'ai une réunion importante et je peux pas partir sans mes clés.
- Büyük bir iş toplantım var ve bu anahtarlar olmadan hiçbir yere gidemem.
C'est la chose la plus importante.
Bence en önemli şey bu.
Je veux dire, la réponse n'est en fait pas très importante.
Aslına bakarsanız, cevabın pek de bir önemi yok.
J'ai un mission pour toi muy importante
Sana bir görev vereceğim.
- Qu'est-ce que c'est?
Muy importante. - Neymiş?
Je pensais que c'était moi la seule chose importante pour toi. Et toi.
Senin için bir anlamı olan tek şey ben değil miydim?
Vous pensez que je ne suis qu'une pauvre bonniche... qui ne comprend rien à rien... alors que vous êtes si intelligente et importante.
- Nicki... - Beni kara cahil, taşralı bir aptalın teki ve kendini de çok akıllı ve çok önemli biri sanabilirsin.
C'était le premier pas pour rétablir une longue et très importante relation d'affaires.
Uzun soluklu ve çok önemli bir iş ilişkisi kurmanın ilk kuralı budur.
Une étape importante.
Bu çok önemli bir adım.
et la chose la plus importante à se rappeller est que je ne te ferais jamais du mal
Ve Hatırlanması en önemli olan şey de, Seni hiçbir zaman incitmeyeceğim.
Lorsqu'on est dans un espace restreint, la propreté est importante Et, mon hygiène est impeccable.
Yakın kesimlerde temizlik önemlidir ve... benim hijyenim kusursuzdur.
La raison la plus importante pour laquelle je veux aller sur Mars, c'est parce que je crois qu'en tant que scientifique, c'est mon devoir de repousser les limites du savoir humain.
Marsa gitmek istememin en büyük sebebi bir bilimadamı olarak inanıyorum ki, bilimin sınırlarını zorlamak benim için bir görevdir.
Tu es très importante pour moi, mais nous sommes des gens très différents.
Seni çok önemsiyorum ama ayrı dünyaların insanlarıyız.
Pour mon père, la santé physique était aussi importante que la santé mentale.
Babam için, zihinsel sağlık kadar fiziksel sağlık ta önemliydi.
La guerre aussi est une histoire importante.
Hayir, tabii savas da önemli bir hikaye.
- La chèvre est importante?
- Keçi mi önemli gerçekten?
Mais tu sais que t'as une décision importante à faire.
Ama vermen gereken çok önemli bir kararın olduğunu biliyorsun.
C'était la partie la plus importante de votre mission.
Görevinizin en önemli kısmı buydu.
C'est une décision importante.
Önemli bir karar olduğunu biliyorum.
La chose la plus importante à propos du jeu, c'est que tu dois les montrer à personne.
Oyunu kazanmakta en önemli şey bunu kimseye göstermemek.
C'est juste une personne importante sur une affaire. Deux affaires.
- Sadece bir davayla bağlantılı birisi.
Cette déclaration est importante.
Bu konuşma benim için önem arz ediyor.
Et c'est la chose la plus importante. de trouver quelqu'un que tu aimes.
Ve en önemlisi de bu sevdiğin birini bulmak.
Je suis en plein milieu d'une interview très importante, et ce n'est pas une urgence.
Çok önemli bir görüşmenin ortasındayım ve bu acil bir durum değil.
J'ai perdu la chose la plus importante une fois.
Bir keresinde ben de hayatımdaki en değerli şeyi yitirmiştim.
Barrow dit qu'il reçoit des questions de donneurs inquiets à propos de l'implication importante d'Algie.
Barrow, Algie'nin ameliyatıyla alâkalı... -... öfkeli donörlerden sorular aldıklarını söyledi.
Tu as une décision importante à prendre. Je comprends.
- Vermen gereken büyük bir karar var.