Translate.vc / Francês → Turco / Index
Index tradutor Turco
510 parallel translation
La Dre Petersen a déjà mangé, si l'on en juge par la moutarde qui reste sur son index. Je dirais des hot-dogs à une station-service.
- Dr. Petersen'ın parmağındaki hardala bakılırsa zaten yemiş yemeğini muhtemelen sosisli sandviç.
Je vous mettrai à l'index dans tout le pays.
- Ve seni tüm ülkede kara listeye aldırırım.
J'ai été renvoyé cet après-midi, à 5h22... et mon nom va être mis à l'index en lettres dorées... pour que je ne travaille plus jamais dans l'édition.
Bu akşamüzeri 5.22'de kovuldum ismim kara listenin en başına altın harflerle yazıldı. ... bir daha yayınevlerinde çalışamayacağım.
Il croit que moi aussi, il va me mettre à l'index.
Beni de kara listeye koymayı düşünüyor.
- Mis à l'index de la presse... et je ne pourrai plus jamais en faire partie.
- Hayat boyu kara listeye alındım artık dergilerde çalışamayacağım.
C'est peut-être un faux nom. Sers-toi des index. Et vous, où allez-vous?
Takma isim olabilir ama yine de başlangıç
La réponse doit être dans le Times Index.
Bunun için Times'ın dizini derim.
Peg, le Tribune Index. Montrons-lui ce qu'est un cerveau humain.
Peg, Tribune dizini, son dört arka kopya.
D'abord l'index de la main droite
Önce sağ elinin işaret parmağı.
Puis-je seulement inviter les gens que tu as autorisés, ou faut-il que je contrôle leur index?
Sadece güvenlik izni verdiğin kişileri mi davet edebilirim? Yoksa sabıka kayıtlarını mı kontrol etmeliyim?
Donne-moi l'index.
Kart indeksini verir misin?
Elle est l'accoucheuse des fées... et elle vient, pas plus grosse qu'une agate à l'index d'un magistrat... se poser sur le nez des hommes... pendant leur sommeil.
O... ebesidir perilerin. Belediye Kurul üyesinin parmağındaki akik taşından da küçük olan yaratıkların çektiği arabasıyla gelir. Uyuyan adamların burunları üzerinde gezinir.
- Il a un index?
- Fihristli mi?
Index droit.
Sağ işaret parmağı.
Un morceau de viande entre le pouce et l'index de la main gantée. Le faucon se penchera et attrapera la viande avec son bec.
"Eldivenli elinizde bir parça eti başparmağınız ile işaret parmağınız arasında tutarak doğana uzatırsanız, olasılıkla eğilip gagasıyla eti kapacaktır."
Les études du terrain ont révélé un index de densité qui... attendez, je prends l'appel dans mon bureau... puis l'aménagement des éboulements de roche comment calculez-vous...
Yüzey araştırmaları, bize yoğunluk indeksini şu şekilde göstermiştir... Bekle, ofisimden bir arama yapacağım. ... ve sonra kayaların çöküntüsü üzerinde düzenleme yapıldı.
Nous avons un index k magnétique, répondez par un code trois.
Manyetik "K" maddesi tespit ettik. Onu bulunca, kod 3'ü veriniz.
Mis à l'écart, certes... mais pas à l'index.
Ama hala işimdeyim.
Le pouce et l'index signifient "e".
Baş parmağını ve işaret parmağını böyle yaparsan manası "e"
Il était à l'index pendant 200 ans en raison d'une certaine duperie pratiquée par Galilée.
Olay, Galile'nin yaptığı bir düzenbazlık nedeniyle, 200 yıl sürüncemede kaldı.
La foi, c'est important, et tu dois ne plus presser ton pouce contre l'index.
Hayır, Kaspar. Dini makaleler daha önemli. Ayrıca, konuşurken parmaklarını birbirine bastırmaktan da vazgeç!
Tortius, commence les travaux en te basant sur ce devis, index é sur l'augmentation des prix.
Tortius. Bu tahminleri temel alarak işe başla fiyatlardaki farklılıkları düzelterek.
Giacomo Casanova, coupable d'exercice de magie noire, de posséder des livres mis à l'index, d'être l'auteur d'écrits hérétiques, de mépriser la religion.
Kara büyü yapmaktan kilise tarafından yasaklanan kitapları bulundurmaktan inanışa ters düşen ve dini kötüleyen yazılar yazmaktan suçlu bulundun.
- Un index.
- Bir ipucu
- Un index?
- İpucu?
Pour vous à l'étranger, sachez qu'une affiiche de la 1 ère Guerre mondiale... montrait l'Oncle Sam avec l'index pointé pour inciter les hommes à s'engager.
Birinci Dünya Savaşı sırasında yabancı ülkelerde Sam Amca'nın bir resmi.. .. vardı, parmağıyla gösterirdi. Orduya donanmaya katılmaları için gençlere seslenirdi : "Seni istiyorum."
La condamnation de mon manuscrit par la dactylographe... m'atteignit d'autant plus qu'elle avait été formulée avec douceur. Ecrivain débutant, j'étais mis à l'index par ma première lectrice.
Daktilografın kitabımı kınaması, bunu nazik bir şekilde yaptığı için bana en büyük acıyı vermişti.
Si Gary veut vous poser une question, il portera son index gauche à son sourcil gauche.
Gary sözünüzü kesmek veya bir soru sormak isterse... sol işaret parmağını sol kaşına götürür.
Si on fait les malins, on sera mis à l'index.
Eğer aptalca bir şeye kalkışırsak, bizi emekliye ayırırlar.
Index rapide...
Hızlı arama fihristi...
L'index : Survivre à la mort par asphyxie, trente secondes après avoir été expulsé d'un vaisseau spatial précise : A condition de retenir sa respiration, il est possible de survivre une trentaine de secondes dans l'espace.
Bir uzay gemisinden atıldıktan 30 saniye sonra havasızlıktan ölmek konusundaki kayıtta ise :
Tenez-le entre le pouce et l'index.
Başparmağınla işaret parmağın arasında tut.
Vous étiez à l'index.
Biraz olsun minnet beklerdim senden.
Je peux affirmer, en regardant le creux entre votre pouce et votre index gauche, que vous avez décidé de ne pas investir votre petit capital dans une mine d'or.
Sol elinin başparmağıyla işaret parmağı arasındaki boşluğu gözleyince, küçük birikiminle altın madenlerine yatırım yapmayı düşünmediğini söyleyebilirim.
Vous aviez de la craie entre le pouce et l'index au retour de votre club hier soir, vous utilisez de la craie en jouant au billard, pour faire glisser la queue.
Geçen gün gece yarısı kulüpten dönünce, başparmağınla işaret parmağın arası tebeşirliydi. Bilardo oynarken ıstakanın kolay kayması için, tebeşirlemiştin.
L'Avocat tenait une épingle à cheveux entre le pouce et l'index.
Avukatın başparmağı ile işaret parmağı arasında bir toka vardı.
Lève l'index de la main droite.
Sağ elinin işaret parmağını uzat.
J'ai l'index Progeny sur l'ordinateur :
Bilgisayarda Soy indeksi var :
Il risque de perdre son index.
Tetik parmağını kaybetmiş olabilir.
Son humour et ses images de comédie... frisaient la mise à l'index.
Mizahı ve minyatürleri neredeyse dillere düşmüştü.
Vous êtes près d'Index, c'est ça?
İndeks yakınınızda mı?
Le Nikkeï a clôturé à + 90.
Nikkei Index dün gece 90 puanla kapandı.
C'est incroyable, la vitesse à laquelle vous avez fait ce... L'index des fichiers clients.
Bu rapor endeksini bu kadar çabuk aldığına inanamıyorum.
Voulez-vous poser votre index le long de cette trace?
Parmağınızı Profesör Cameron'ın bahsettiği izin üstüne koyar mısınız?
Lubrifiez avec soin... l'index et le majeur de votre main droite... et introduisez-les... dans le vagin de Claire Niveau.
Sağ elinin iki parmağını dikkatli bir şekilde yağla. Ve ikisini birden Niveau'nun vajinasına sok.
Il n'y a que le pouce et un bout de l'index.
Başparmağının bir kısmı ve işaret parmağı ve hepsi bu kadar.
L'index de classification ne parvient pas à l'identifier.
Araç sınıflama endeksimiz onu tanımlayamıyor.
Je tirerai bien une centaine de veaux de son index.
Tetiği çektiği parmağı için en az 100 buzağı alırım herhalde.
Index des accusés, 1983.
Davalılar endeksi, 1983.
Levez votre bras au niveau de vos épaules, fermez les yeux, et touchez votre nez avec votre index.
Kolunu kaldır Omzunun seviyesine, gözlerini kapat, Ve işaret parmağıyla burnunu göster.
Il n'y a pas un index?
- İçindekiler bölümü yok mu?