English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Irak

Irak tradutor Turco

2,727 parallel translation
En Irak, on utilisait ses techniques de lecture pour identifier les insurgés.
Irak da, onun yüz okuma tekniklerini, isyancıları belirlemekte kullanırdık.
Il y a cinq mois en Irak... vous avez défoncé une porte rouge avec votre escouade.
Beş ay önce, Irak da,... Ekibinle kırmızı bir kapıdan geçtin.
- Patron, la voiture est enregistrée... au nom du vice-caporal Roman Vega, basé à Quantico, il revenait de sa 2ème affectation en Irak.
- Araba Onbaşı Roman Sega'ya kayıtlı. Quantico'da görevli. Irak'a ikinci seferinden yeni dönmüş.
- Entre l'Irak et l'Afghanistan, les services de renseignements de notre pays sont débordés...
- Irak ve Afganistan arasında kendi milli istihbaratımız yetersiz kalıyor.
Capitaine? Il venait de rentrer, il y a 15 jours, de son 4eme déploiement en Irak.
Evet, Irak'taki 4. seferinden 2 hafta önce dönmüş.
Il ne l'est plus depuis sa blessure en Irak.
Irak'ta yaralandıktan sonra bırakmış.
Elle a servi en Irak en tant que sergent.
Irak'ta çavuş olarak görev yapmış.
La prison est peuplée à 10 % de vétérans, 12 000 d'Irak ou d'Afghanistan.
Hapishane nüfusunun % 10'unu gaziler oluşturuyor. 12,000'i Irak ve Afganistan'dan geldi.
Ce sera bientôt pareil pour ceux qui ont servi en Irak et en Afghanistan.
Yakında Irak ve Afganistan'da savaşanlara da bu olabilir.
S'il y a une chose qu'on apprend en Irak, c'est à faire une bombe.
Irak'ta olmanın sana öğreteceği tek şey varsa o da geliştirilmiş infilak aygıtı yapmaktır.
Ça perturbe trop mentalement. C'est pour ça que tu n'en as pas?
O yüzden mi çocuğun olmadı, Irak yüzünden mi?
L'Irak? D'abord, c'était l'internat. Puis, l'Irak.
Eh, önceleri sebep ihtisasımdı, sonra da Irak.
Plus beau jour de ma vie. Et ça inclut mon mariage, la naissance de mes enfants, et le jour où on a libéré l'Irak.
Hayatımın en güzel günüydü, düğünüm çocuklarımın doğumu ve Irak'ı serbest bıraktığımız gün de dahil.
Ils reviennent de mission en Irak.
Irak'taki aktif görevlerinden yeni döndüler.
Ces huit derniers mois, j'ai fait des autopsies sur six vétérans. Quatre qui avaient combattu en Irak, deux en Afghanistan.
Son sekiz aydır, tam altı gazi üzerinde otopsi yaptım, ikisi Irak'tan, diğer ikisi de Afganistan'dan.
Elle attend sa nouvelle affectation. Probablement au sud de l'Iraq.
Yeni görevini beklediğini söyledi muhtemelen Güney Irak'a falan.
L'été est dur en Irak.
lrak'ta yaz felaket geçer.
Si vous pouviez dire qu'il a quelque chose qui l'empêche de repartir en Irak...
Bir şey bulabilirsen ya da bir şey var dersen. lrak'a dönmesine engel olacak bir şey.
Je suis Nathan Wilson, ancien béret vert, copain de Jon Craig lors de vacations dans la Zone Verte.
Nathan Wilson, eski yeşil-berelilerden. Irak'taki günlerimizden, Jon Craig'in arkadaşıyım.
Un fed m'en a parlé quand on était dans la Zone Verte.
Irak'ta, Jon'la birlikte çalışırken bir Federal ajandan dinlemiştim tüm bunları.
On va en Afghanistan et en Irak pour chasser les terroristes, mais on les laisse ramper dans notre propre jardin.
Teröristleri haklamak için Afganistan'a Irak'a gideriz ama kendi arka bahçemizde dört nala koşmalarına izin veririz.
Dans le renseignement en Iraq entre 2003 et 2005.
Irak'ta,'03'ten'05 yılına kadar istihbaratta çalışmış.
Michael a eu de mauvais moments à son retour d'Iraq, et mon mari a été le seul à qui il s'est confié.
Michael, Irak'tan geldikten sonra zor zamanlar geçirdi. Kocam onun güvendiği tek insandı.
Deux tours en Irak, chapelain militaire.
Irak'ta iki dönem boyunca orduda din görevlisiydim.
Repars en Irak ou en Afghanistan, là où les gens se font exploser.
Irak ya da Afganistan'a git. İnsanların birbirlerini havaya uçurduğu yerlere.
Il y découvre un groupe de vétérans américains de la guerre d'Irak.
Çocuk mağarada Irak savaşı yüzünden yurdundan uzak kalmış Amerikan gazilerini buluyor.
Tu devrais dégager des routes en Irak, pas chercher des témoins du FBI à Miami.
Irak'ta yollardan mayın temizliyor olmalısın, Miami'de FBI tanıklarını avlıyor değil.
Cole, tu étais démineur en Irak, non?
Cole, sen Irak'ta bomba uzmanıydın değil mi?
J'ai.. J'ai déjà vécu ça en Irak.
Bunu Irak'ta da yaşadım.
Mais combien avez-vous donné pour l'Irak?
Peki, Irak'a ne kadar ayırdığınızı biliyor musunuz?
Afghanistan, Liberia,... Irak.
Afganistan, Liberya Irak.
On est revenus d'Irak vivants et maintenant, il y a un type qui décide de tuer des gens ici dans un hôpital, l'endroit le plus sûr au monde.
Irak'tan sağ salim dönmeyi becerdik, şimdiyse dünyadaki muhtemel en güvenli yer olması gereken bir hastanede, eli silahlı bir adamlayız.
4,000 miles à l'ouest de la Chine, un autre conte d'êtres célestes influençant la civilisation peut être trouvé, cette fois dans l'actuel Irak.
Çin'in yaklaşık 6000 km batısında, Göksel varlıkların efsanesinden etkilenmiş başka bir medeniyet bulunabilir, şimdi olan şey ise günümüz Irak'ında oluyor.
- C'est plutôt l'Irak, non?
- Irak demek istemedin mi?
C'était lors d'une opération spéciale en Irak.
Irak'ta özel görevdeydim.
Il n'y a pas de honte à dire ce que tu as vu en Irak.
Irakta neler olup bittiğinden bahsetmenin ayıp bir yanı yok.
Hélas, il est allé combattre en Irak.
Ne yazık ki savaşmak için bir seneliğine Irak'a gitti.
Les Danois sont inquiets du nombre de demandeurs d'asile depuis la guerre en Irak.
Birçok Danimarkalı, Irak savaşı sonrasında mülteci sayısının artmasından endişeli.
En Irak, on déguisait les dignitaires en chauffeurs.
Irak'ta, biz yüksek mevkideki adamları şoför gibi giydirirdik.
L'Irak?
IRAK mı?
Le chargé d'affaires irakien a proposé de le remplacer.
Irak maslahatgüzarı onun yerini almak istiyor.
Tu sais combien me paient la Libye et l'Irak?
Libya ve Irak Devletleri bana ne ödüyor biliyor musun?
Je me fous de l'argent de l'Irak.
Irak parası beni bağlamıyor.
Si tu restes avec les Irakiens, tu devras lui rendre des comptes.
Irak'ta kalırsan onlara ne diyeceksin?
C'est un coup des services secrets irakiens.
Bu Irak İstihbaratının işi. Arkasında onlar var.
Il est financé par les services secrets irakiens.
Irak İstihbaratı tarafından finanse ediliyor.
Plus d'une fois, les services irakiens ont voulu nous prendre en traîtres.
Bir çok kez Irak İstihbaratı, arkamızdan vurmayı denedi.
Qahtaniya, Irak.
Kahtaniye, Irak.
On sait que la mère d'Avi n'a pas été tuée en Irak.
Avi'nin annesinin Irak'da ölmediğini biliyoruz.
On sait que la mère d'Avi n'a pas été assassinée en Irak.
Avi'nin annesinin Irak'ta öldürülmediğini biliyoruz.
- En Irak.
Irak'ta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]