Translate.vc / Francês → Turco / Jabba
Jabba tradutor Turco
237 parallel translation
Dis à Jabba que j'ai son argent.
Jabba'ya söyle parayı buldum.
Jabba a mis un prix si élevé sur ta tête que chaque chasseur de primes de la galaxie sera à tes trousses.
Jabba başına yüklü bir ödül koydu. Galaksideki bütün ödül avcıları peşine düşecek.
Dis à Jabba —
Jabba'ya söyle...
Jabba a terminé avec toi.
Jabba artık seninle uğraşmak istemiyor.
Si je ne paie pas Jabba, je suis mort.
Jabba'ya borcumu ödemezsem beni öldürecekler.
Vous conduirez le le capitaine Solo à Jabba dès que j'aurai Skywalker.
Ben Skywalker'ı yakaladıktan sonra..... Solo'yu Jabba'ya götürebilirsin.
Nous allons traquer Jabba et le chasseur de primes. Nous vous contacterons.
Jabba'yla ödül avcısını bulunca haberleşiriz.
Luke Skywalker est retourné parmi les siens sur la planète Tatooine pour tenter d'arracher son ami Han Solo aux griffes de l'ignoble bandit Jabba le Hutt.
Luke Skywalker, arkadaşı Han Solo'yu iğrenç gangster Jabba'nın elinden kurtarmak için kendi gezegeni olan Tatooine'e döner.
Si je te dis ce que je sais sur Jabba le Hutt, tu feras un court-circuit.
Jabba hakkında bildiklerimin yarısını bilsen kısa devre yapardın.
Nous apportons un message à votre maître Jabba le Hutt.
Efendiniz Jabba için bir mesajımız var.
Il dit que nous ne devons donner ce message qu'à Jabba le Hutt.
Hediyeyi sadece Jabba'ya verebileceğimizi söylüyor.
Je connais votre puissance, Grand Jabba, et celle de votre colère contre Solo.
Saygıdeğer Jabba, çok güçlü biri olduğunu biliyorum. Solo'ya karşı olan öfken de bir o kadar güçlü olmalı.
L'illustre Jabba sera heureux de vous donner une prime de 25000.
Efendimiz Jabba hoşgeldiniz diyor ve ödül olarak size 25.000 veriyor.
Pourquoi Jabba paierait-il 50000?
Ulu Jabba niye 50.000 ödemesi gerektiğini soruyor.
Jabba offre 35000.
Jabba 35 bin veriyor.
- Au palais de Jabba.
– Jabba'nın sarayında.
Hé, Jabba.
Bak Jabba...
Je dois parler à Jabba.
Jabba'yla görüşmeliyim.
Sa Haute Magnificence, le Grand Jabba le Hutt, a décidé d'en finir avec vous immédiatement. Bien.
Uluların ulusu Jabba hemen yok edilmenizi emrediyor.
Mais si l'un de vous veut demander grâce, le grand Jabba recevra vos suppliques.
Ancak aranızdan biri af dilemek istiyorsa yüce Jabba sizin yalvarışlarınızı dinlemeye hazır.
C'est ta dernière chance. Libère-nous ou tu mourras.
Jabba bu senin son şansın.
Je vais à la fête de la tribu. Ce que ça me fait chier!
Jabba'daki gece şenliğine gidiyordum.
Les aborigènes l'ont surnommé... Jabba Jabba Da-Darada, ce qui veut dire
Yerliler ona Jabajada Arderdah derler, anlamı,
Tu te souviens de la scène... avec Jabba le Hutt?
Bir sahne vardı hatırlıyor musun Jabba the Hutt'lı olan hani?
Jabba avait fait prisonnière... la princesse Leia.
Jabba'nın mahkumu vardı Prenses Leia.
Je suis la prisonnière de Jabba. Et toi... t'as l'air bizarre.
Ben Jabba'nın mahkumuyum ve senin de yüzünde gerçekten çok garip bir ifade var.
Comme la fois où on est allé au Comic-Co, et qu'on s'est déguisés comme Jabba le Hutt?
Comic-Con'a gittiğimizde Jabba the Hutt gibi giyindiğimiz zaman ne olacak?
Tu étais la tête de Jabba, et tout ce qui me restait c'était ses grosse fesses de limace.
Sen Jabba'nın başı oldun ben de koca sümüğümsü kıçı.
Bien, de la tête de Jabba à la glace avec Dark Vador, Je passe un super moment.
Jabba'nın başı olmaktan Darth Vader'la dondurma yemeye yaşıyorum ben be.
Yann a été mis en congélation carbonique. Il a été emmené au palais de Jaba. C'est là que Lando compris qu'il avait fait fausse route.
Bu sadece, Han karbon dolu sandığa koyulduktan ve Boba Fett tarafından Jabba'nın sarayına götürüldükten biraz sonraydı ki böylece hatalarını görebilecekti.
Vous devriez faire avec Alan comme Han Solo avec Jabba le Hutt.
Han Solo, Jabba the Hutt'la nasıl başa çıktıysa sen de Alan'la o şekilde başa çıkmalısın.
Jabba.
Jabba.
- Jabba?
- Jabba?
- Jabba c'est la princesse?
- Jabba prenses olan mı?
- J'échange.
İdrar yollarında enfeksiyon olan hastayı, Jabba the Hut'la değişirim.
Tu viens d'une longue lignée de balaises, comme Jabba le Griffin.
Şişko değilsin Chris, sadece iri yarı Griffin soyundan geliyorsun. Büyük, büyük, büyük amcan Jabba Griffin gibi.
D'abord, il se la remet dans l'étui.
Jabba'nı kulübene sokana kadar olmaz.
Si je te dis ce que je sais sur Jabba the Hutt... tu feras un court-circuit.
"İşte buna benzemeliler" dedim. Senaryoyu çok güzel anlatan olağanüstü resimler çizmişti.
S'il était sur la bobine un, j'attrapais la bobine deux. "Monteur" Le premier qui finissait attrapait la bobine trois et ainsi de suite.
Jabba'nın teknesindeki idam sahnesinde dublörler en yırtıcı canavar "Sarlacc" ın ağzına doğru düştüler.
Le moins qu'on puisse dire, c'est que c'était un désastre. L'usine doit être construite... avant que la première boîte de petits pois soit envoyée au supermarché.
Jabba the Hutt'ı öldürmeye kendimi hazırlamıştım ama aklımdaki tek şey o an, üzerimdeki heryerimi ortaya çıkaran o köle kız kıyafetiydi.
Ce type c'est Jabba le Hutt avec une perruque.
Herif şişko Jabba the Hut gibi.
Jabba a essayé de la peloter, sans succès.
Jabba onu becermeye kalkmış, kız direnmiş.
Dis-le à Jabba.
Bunları Jabba'ya anlatırsın.
Conduis-moi à Jabba.
... Jabba... anlaşma yok... Beni hemen Jabba'nın huzuruna çıkaracaksın.
Tu sers bien ton maître.
... Jabba... Efendine çok iyi hizmet ediyorsun.
Vous auriez dû négocier, Jabba.
Benimle anlaşmalıydın.
je rêve de jabba le hutt!
Jack, "Jabba the Hutt" ı bekliyordum.
Je téléphonais à leur département de production, " C'est de la folie.
Galaksiler arası gangsterlerin en büyüklerinden bir tanesi - Bu gülüşü tanıyorum. - Jabba the Hutt.
Je venais de finir de filmer et j'étais épuisé... mais j'ai dû aller du tournage à la finition sans m'arrêter.
Neler oluyor? Jabba Luke'un altındaki kapağı açıp onu aşağı düşürdüğü yerde kocaman bir canavar vardı.
Ils construisaient des tireuses optiques et des caméras.
"Jabba'ya önden saldıracağına arkadan saldırıp zincirle onu boğsun".
"Superviseur des effets visuels" et je suis déçu qu'il ait été déçu.
Darbe Jabba'nın kafasınının açılmasına sebep olmuştu.