Translate.vc / Francês → Turco / Jazz
Jazz tradutor Turco
1,545 parallel translation
Non, je déteste le Jazz.
- Hiçbir şey, gerçekten istiyor musun? - Bizim için, eğlenceli olacak.
- Tu détestes le Jazz?
- Evet, elbette. Sen söyleme.
On laisse tomber le jazz pour voir de la boxe?
Coogan dövüşüne. Boks izlemek için mi cazdan vazgeçiyorsun?
Il y a un club de jazz tout en haut.
Üst katında caz çalan harika bir yer var.
Tu n'aimes pas le jazz?
Ne oldu? Caz seversin sanmıştım.
Je voulais jouer du trombone de jazz.
Caz trombonu çalmak isterdim.
T'aime le jazz?
Jazz sever misin?
Vous aimez le hot jazz?
"Hot jazz" sever misin?
Pourquoi avez-vous arrêté ce morceau de jazz?
Caz müziğini niçin kapattınız?
Dans ce bar, on ne passe pas de jazz.
Burada, Pit Stop'ta kimse caz çalmaz, tamam mı?
Lâche-moi, espèce de taré de pilote de Formule 1 accro du jazz!
Bırak beni, Formüla Bir'ci caz manyağı!
Je gêne personne. J'apporte le café et ma musique est un doux mélange des années 70 et de jazz.
Satıcılar, onlara kahve getirmemden... ve 70'lerin şarkılarından... cazdan oluşan parçalar çalmamdan rahatsız değil.
Jazz ou classique?
Caz mı, klasik mi?
- Surtout du jazz.
- Genelde caz.
Free jazz.
Serbest caz.
Le jazz est américain.
Caz Amerika demektir.
Et maintenant, j'apprends que tu es pianiste de jazz.
Şimdi de bir caz piyanisti olduğunu öğreniyorum.
C'est un musicien de jazz, hein?
O da caz müzisyeni, değil mi?
Dans des clubs de jazz, chez elle.
Kulübe, oradan da evine gittim.
Du ballet jazz. Dans un justaucorps et des collants que je gardais par paresse.
Başta, kendi yolumu çizmek adına benim herhangi bir şekilde mankenlik yapmam fikrinden nefret ettiler.
Soul, gospel, RB, jazz, blues, tout ce que le Blanc nous a pris.
Soul, gospel, RB, caz, blues. Beyazların elimizden aldığı ne varsa.
Lorsqu'elle était petite, Claire a vu un cortège funèbre jazz.
Claire küçükken jazz ayinli bir cenaze törenine şahit oldu.
Un mélange de mambo, rumba, plena, jazz et merengue.
- Mambo, Rumba ve Plena'nın karışımı. Jazz, Merengue...
... et écouter un air de jazz époustouflant...
-... dinleyebilir...
Impro de jazz, vas-y. Illico.
Hemen serbest caz dansına başla.
Steve était tellement mignon, et... il aimait le jazz, l'escalade, et on allait dans des endroits supers, et j'enchaînais les orgas...
Steve yakışıklıydı, caz ve tırmanış severdi. Güzel yerlere götürürdü ve yatakta... Bunu duymaya ihtiyacım yok.
Il a un répertoire qui va du jazz à Chopin.
Repertuarı Jazz'dan Chopin'e kadar uzanıyor.
Tu aimes le jazz?
Caz sever misin?
J'aime le jazz.
- Ben caz severim.
- Les Jazz ont gagné.
Ben, Jazz kazanmış, haberin var mı?
Le jazz.
Caz müzik.
Si tu invites des gens, dis-leur que c'est un groupe de jazz.
Misafirlerin geldiğinde ilahi grubu olduklarını söyle.
Non. C'est un groupe de jazz.
- Hayır, onlar ilahi vokal grubu.
- C'était pas un groupe de jazz, hein?
- O ilahi vokal grubu değildi galiba. - Değildi.
Tu me manqueras, quand tu te feras tuer et jeter dans la poubelle par le groupe de jazz.
İlahi vokal grubu seni öldürüp çöplüğe atınca seni özleyeceğim.
Alors Carol... tu aimes le jazz?
Carol, caz sever misin?
Ce que j'adore, c'est que c'est de la musique classique, avec une chorégraphie de jazz.
Bunun güzel tarafı, klasik müziği caz koreografisiyle kaynaştırması.
J'aime le jazz et The Goons.
Caz müziği ve Goons'u dinlemeyi severim.
Tu sais, un fond de jazz, la peau de tigre devant un feu crépitant.
Bilirsin, yumuşak caz, şömine ateşi, zebra derisi bir halı.
Et le groupe de jazz du dessous?
Bir de aşağıdaki müzik grubu vardı.
Je rentre à l'appartement, je vais essayer de dormir quelques heures avant que Paris rentre et passe le reste de la nuit à jouer de la trompette jazz.
Gizlice eve girip, Paris eve gelip, gecenin kalanında caz trompeti çalmayı öğrenene kadar birkaç saat uyuyabilecek miyim diye... bakacağım.
Bon. Plein de jazz.
Burda bir sürü jazz var!
Jazz. Soft.
Hafif.
Mais une balle en caoutchouc c'est un surfeur de 28 ans ou un saxophoniste de jazz qui conduit un bus Volkswagen ou un type vraiment mignon qui n'arrive même pas à épeler son nom.
Ama top, 28 yaşındaki bir sörfçü, ya da bir V.W. otobüsü süren caz saksafoncusu, ya da soyadını bile heceleyemeyen çok yakışıklı bir çocuktur.
Il aime le jazz.
Jazz sever.
Tu vas aller à un brunch jazzy comme punition pour le vacarme que tu fais.
Yaptigin tum gurultuye intikam olarak Jazz gec kahvaltisina gidiyorsun!
Allez Lisa, montrons à ces légendes comment on swingue dans les banlieues.
Tamam Lisa, varoslari nasil salladigimizi su jazz efsanelerine gostermenin zamani geldi..
Parce que jouer avec des jazzmens à toujours été mon rêve.
Cunku hayatim boyunca Jazz sanatcilariyla calmak istedim!
C'est Jazz!
Juzz degil Jazz!
JAZZ!
Jazz!
J'ai toujours voulu un surnom Jazzy!
- Hep bir Jazz takma adi istemistim..