Translate.vc / Francês → Turco / July
July tradutor Turco
162 parallel translation
Je fais ce que je peux, Julie, mais mes-nerfs vont lâcher.
Yoruldum, July, inan bana, lakin sinirlerim çok gergin.
Oui, et viens, July, elles vont s'étouffer dans leur visons.
Evet, temmuz gelince de kürk mantolarla ter dökecekler.
Que tu ne pourras pas marchander, voler, acheter ou demander ta sortie de ma prison.
- Dilenerek, borçla, hırsızlıkla rüşvetle veya duayla kodesimden sıvışamazsın, demek. July!
Mes amis m'appellent July.
Dostlarım bana July der hanımefendi.
On va loin encore?
Daha ne kadar gideceğiz July?
Clyde Anderson n'est plus là.
Clyde Anderson bizimle değil July.
"As-tu parcouru le Mexique avec July Johnson?"
"July Johnson'la Meksika'yı boydan boya aştın mı?"
Je pourrai dire "J'ai parcouru le Mexique avec July Johnson."
Ben de derim ki : "Evet July Johnson'la Meksika'yı boydan boya aştım."
Non, simplement...
Hayır July, sadece...
On rentre demain matin?
Sabaha eve gidiyoruz, değil mi July?
- Oui, mais vous ne comprenez pas?
- Biliyorum July, ama sen...
Va dire à July qu'on est prêts.
July'a söyle, hazırız.
Et 5 h ici, il fallait me réveiller.
Burada saat 5 : 00. July, niye uyutmuyorsun beni?
Il y a un vestiaire à l'étage, Miss Kate et Miss Julia vous attendent.
Bayanların soyunma odası üst katta. - Bayan Katie ve Bayan July sizi bekliyorlar.
Un jeune homme dénommé July Johnson.
July Johnson adlı genç arkadaş.
July!
July, dışarı çıkar mısın.
July, sors de là!
Seninle konuşmam lazım
July, quand comptes-tu attraper cet assassin de Jake Spoon?
July, ne zaman Jake Spoon'un peşine düşeceksin? Şey -
Ça compte pour quelque chose, July.
Şimdi burada bir şey Olması için duruyorsun, July. Olması gerek -
T'aurais jamais dû épouser cette femme avec le gosse.
O kadınla asla evlenmemeliydin, July.
July, je t'avais prévenu.
Seni bu konuda uyardığımı hatırlıyorsun, değil mi?
Je crois que tu préfères rester chez toi que de faire ton devoir, July.
Senin, üstün düşeni yapmak yerine evde oturduğunu düşünüyorum. Tam da böyle düşünüyorum.
Bien, July, que vas-tu faire pour Jake Spoon?
Tamam, July. Jake Spoon'a ne dersin?
Tu devrais y aller, July.
Tamam, belki de temmuzda dönerim.
July t'avait dit de t'occuper d'Elmira.
July'nin sana Elmira'yla ilgilenmeni söylediğini düşünüyordum.
Mais... c'est la femme de July!
Fakat... Fakat o July'nin karısı.
Un bébé? July a jamais parlé d'un bébé.
July bebek hakkında hiçbir şey söylemedi.
Elle lui a rien dit mais je le sais.
Onun July'ye söylediğinden emin değilim.
July a rien dans le crâne.
July arkasından ne çevrildiğini hissedemeyen birisi.
Retrouve-le et dis-lui que sa femme s'est enfuie.
En iyisi July'yı bulalım Ona karısının kaçtığını söyleyelim.
July est parti au Texas, Peach.
İyi de July Teksas'a gitti, Peach.
Je peux trouver le Texas, mais comment trouver July?
Teksas'ı bulabilirim. Ama July'yi nasıl bulurum?
Elle en vaut pas la peine, mais July est gaga d'elle.
Fakat July ona çok düşkün.
J'ai quitté July.
July'yi terk ettim.
Et moi, July Johnson. Je viens de l'Arkansas.
Ben de Arkansas'tan July Johnson.
July, allez montrer au capitaine ce qu'on a.
July, sen ve Cholo Kaptan'a nelerimiz olduğunu gösterir misin.
- Appelez l'agence Bellflower August.
- July, Bana Çan Çiçeği Ağustos Ajansı'nı bağlayın.
July, August.
Temmuz, Ağustos.
- July, Comme le mois.
- Ben July, aylardan biri gibi.
- July?
- July?
Hé, July.
Hey, July.
July, elle est si....
July, o öyle...
July, t'as pris toute la couverture.
July, battaniyenin hepsini sen aldın.
Je suis July, comme le mois.
Ben July, aylardan biri gibi.
- July c'est un très joli nom.
- July güzel bir isim.
July Johnson.
Ben July Johnson, Bay Grimes.
Arrête!
Dur July!
Ça n'a plus aucun sens.
Bunun artık anlamı yok July.
Les Indiens?
- Yerliler mi July?
Je reste avec vous.
Seninle kalıyorum July.
Essuie ta bouche, July.
Dudaklarını yala, July.