Translate.vc / Francês → Turco / Jure
Jure tradutor Turco
19,976 parallel translation
Et l'enfant, celui de Randall, sera conçu, et après cela, je te le jure. Je te jure de t'aider à le saigner à mort.
O zamana kadar Randall'ın çocuğu rahme düşer ve sonra sana yemin ederim kanını akıtırken sana ben yardım edeceğim.
S'il me touche, je jure devant Dieu que je deviens dingue.
Bana dokunursa, vallaha çıldırırım.
Je jure sur ma mère que Bill a trafiqué ce lait, aucun doute.
"Annemin mezarı üzerine yemin ederim ki..." "... süte uyuşturucu katan, Bill. Bunda hiç şüphe yok. "
Signer, jurer sur peu importe ceux ou ce sur quoi on jure à cette occasion, accepter le pardon, puis retourner à nos affaires.
İsimlerimizi imzalar, o durum için her kimse veya her neyse ona yemin eder affı kabul eder doğruca hesaplaşmaya giderdik.
Je jure. Je n'aurais jamais fait une telle chose.
Yemin ediyorum, ben böyle bir şey yapmam.
Je le jure solennellement.
Yemin ederim yaptım.
Envahissez ma vie privée de nouveau, et je jure...
- Jason Bourne?
Je le jure.
Yemin ederim.
Je le jure devant Dieu.
Tanrı şahidim olsun ki sevdim.
Oui, je jure tout le temps.
Elbette küfür ediyorum.
Il jure.
Oh, küfür edebiliyor.
Mais il a bon cœur, je te jure.
Fakat yemin ederim onun kalbi her zaman doğru yerde.
Je jure avoir entendu quelque chose.
Yeminle bir şey duydum.
Ouais, mais on allait revenir pour toi, papa, je te jure.
Senin için geri döneceğiz, Baba. Söz veriyorum.
- Je le jure.
- Ediyorum. - Lütfen oturun.
- Elle pisse debout, je te jure.
Kadın ayakta işiyor.
- Je le jure.
Ediyorum.
- Je le jure.
- Ediyorum.
Je le jure.
Yemin ediyorum.
'Je le jure devant les dieux,'hurle Odyssée'Si ça devait m'arriver et que je suis réduit à l'état de bête, je préfèrerais me donner la mort.'"
'Tanrılar yüzünden,'diye bağırdı Odysseus,'Eğer bu benim kaderim olsaydı ve bir canavara dönüşseydim, kendi ellerimle canımı alırdım...'"
Je le jure.
Ciddiyim.
Je te jure, ce sera bientôt fini.
Sana yemin ederim bitti sayılır.
Dis-moi où tu es, ou je te jure que je vais détruire...
Ne sikimde olduğunu söyle yoksa yemin ederim mahvederim...
Je le jure, il m'a...
Yemin ediyorum, tehdit...
Je le jure.
Vallahi bilmiyorum.
- Je jure devant Dieu que non.
- Yemin ederim bilmiyorum.
- Vraiment? - Je le jure devant Dieu.
- Gerçekten mi?
Elle était en bikini, je te jure!
Yemin ederim, üzerinde bikini vardı.
Je te jure, je suis tellement malade de ses humeurs.
Yemin ederim bu triplerinden çok sıkıldım.
"je te ferais pas ça, je le jure."
Tony de'Asla sana böyle bir şey yapmam'diyordu.
T'as une carte à jouer. Tu me donnes quelque chose, qui me permette de récupérer ma famille, ou je jure que je te remets à Joey Marks dans l'instant.
Başka çaren yok, eğer bana ailemi geri almamı sağlayacak bir şeyler söylemezsen yemin ederim seni tereddüt etmeden Joey Marks'a teslim ederim.
Et arrête d'être méchant avec moi, ou je te jure que je vais tomber amoureux de toi!
Bana karsi bu kadar kaba olmayi kes artik yoksa yemin ederim ki sana asik olacagim.
Je vais l'envoyer. Je jure devant Dieu que je vais l'envoyer.
Yemin ediyorum gönderirim bak!
Je te jure que dès que j'aurai accompli mon devoir de juré, je lui expliquerai avec des mots qui ne l'énerveront pas, contrairement à ta façon de faire, qui va lui donner envie d'arracher tes parties génitales et les recoudre sur ton front comme une licorne.
Söz veriyorum, bu akşam jüri görevinden dönünce ona anlayacağı şekilde açıklayacağım. Eğer sen kendi yolunla yaparsan, seni boynuzlu ata benzetmek için çükünü koparır ve alnına diker.
Ils ont juré de me suivre quand ils me pensaient vivant.
Ben hayattayken beni izlemeye yemin etmişlerdi.
Je suis venu reprendre notre engagement, celui sur lequel nous avons juré nos vies.
Anlaşmamızı sürdürmek için geldim. Hayatlarımız üzerine ettiğimiz yemini.
J'ai juré à Anne que les termes seraient honorés.
Anne'e bu şartların yerine getirileceğine yemin ettim.
Chaque nom dans ce livre appartient à un homme qui a d'abord juré son service au capitaine Flint, pour défendre Nassau contre la Couronne.
Bu cilde adını yazdıran herkes bir adama ait. Önce hizmetlerini Kaptan Flint'e sunacağına yemin etmiş kişiler. Nassau'yu Kraliyete karşı korumak için.
J'ai juré de ne pas faire ma demande sans ça.
Biz küçük parmak yemini etmiştik.
Et je me suis juré que si jamais je trouvais ma vocation, je consacrerais ma vie à parler pour eux, les sans voix.
Ve yemin ederim, şimdiye kadar sesimi bulduysam.
Pendant le temps passé ici, je me suis juré de ne pas m'attacher.
Burada olduğum sürece yapmam dedim. Bilemiyorum. Duygulara kapılmam dedim.
Je servirai ton alliance comme je te l'ai juré, mais je ne prendrai certainement pas part à ceci.
Yemin ettiğim gibi ittifakımıza hizmet edeceğim ancak bu işin bir parçası olmayacağım!
Tu as juré de venger Bayen.
Bayen'ın katilini bulmaya yemin etmiştin?
Je le jure devant Dieu.
Tanrı üzerine yemin ederim.
Votre ennemi juré.
Can düşmanınız.
Vous souhaitez manipuler le temps d'une façon que nous avions juré d'empêcher.
Korumaya yemin ettiğimiz zamanı değiştirmek istiyorsun.
Je m'étais juré que cela ne nous arriverait jamais, à ma famille et moi.
Benim ve ailemin başına bunun asla gelmeyeceğine dair kendi kendime söz vermiştim.
J'aurais juré qu'il a hoché la tête.
Ve başıyla onayladığına yemin edebilirim.
La fonction de juré est censé être un sacrifice.
Jüri görevinin gerekliliklerindendir zaten bir şeylerden feda etmek.
- Vous essayez de vous défiler de votre devoir de juré? - Pardon?
- Jüri görevinden kaçmaya mı çalışıyorsun?
Ce sont mes vrais vêtements, et je n'essaierai jamais de me défiler de mon devoir de juré.
Bunlar benim normal kıyafetlerim ve ben asla jüri görevinden kaçmaya çalışmadım çalışmam.