Translate.vc / Francês → Turco / Jâ
Jâ tradutor Turco
44 parallel translation
Jâ € ™ espà ¨ re que je n'ai pas à © tà © trop long.
Umarım çok bekletmedim.
Jâ € ™ arrête pas dâ € ™ espà © rer qu'entre nous à § a devienne sà © rieux mais...
İkimiz için beklemeye devam edeceğim, fakat...
- Jâ € ™ espà ¨ re juste que Nancy arrêtera de nous traiter comme des balletringues.
- Bu işi alacağımızı umut ediyorum. Nancy bizi gerçek iş adamları olarak görene kadar durmayacağız.
- Parce que jâ € ™ Ã © tais un cauchemar.
- Çünkü ben bir kabustum.
- Jâ € ™ à © tais dà © pressif
- Bunalıma girmiştim.
Jâ € ™ achèterai une nouvelle bouteille dans la matinée.
Yenisini alirim sabah...
Parce que la dernià ¨ re fois que jâ € ™ étais ici, câ € ™ était pas génial.
Çünkü en son buradayken... pek harika geçmemişti!
Jâ € ™ aime New York!
New York'u seviyorum!
Jâ € ™ adorerai vous offrir une réplique, mais les gros bonnets
Sert bir şekilde karşılık vermek isterdim ama gerçek zengin kimseler...
Bien, jâ € ™ étais dangereusement gras, spécialement dans le cou.
Yani çünkü ciddi derecede şişmandım, özellikle boyun bölgesinde.
Jâ € ™ ai tout dépensé.
Her şeyimi harcadım.
- Jâ € ™ allais te le demander.
- Ben de senden isteyecektim.
- Jâ € ™ ai tout dépensé pour le repas.
- Bütün paramı öğle yemeğine harcadım.
Jâ € ™ ai 0 dollars.
Ben de 0 dolar var. Tamam.
Jâ € ˜ ai besoin de reprendre 4,50 $.
Onun 4.50 doları bana gerek.
Jâ € ™ en ai envoyé 20.
Ben 20 tane falan gönderdim.
Jâ € ™ espà ¨ re celle oà ¹ je serre la main de Pierce Brosnan.
Umarım Pierce Brosnan'la el sıkıştığım fotoğraflardan birisini kullanmışlardır.
Jâ € ™ essaie.
Ben de deneyeyim.
- Jâ € ™ y suis arrivée.
- Evet, başardım.
Jâ € ™ y vais.
Halledebilirim.
Jâ € ™ étais juste... en train de me mettre dans la file derrià ¨ re vous.
Ben... arkanızda sıraya giriyorum.
Jâ € ™ allais juste...
- Üzgünüm. Ben...
- Excusez-moi, jâ € ™ ai le 45.
- Affedersiniz, 45 numara benim.
Jâ € ™ ai le 45!
45 numara benim!
Jâ € ™ ai eu ta soupe mais pas avant dâ € ™ avoir frappé cette ville en pleine gorge.
Çorbanı aldım ama şehrin boğazını yumruklamadan alamadım.
Jâ € ™ ai eu une révélation en allant chercher ta soupe.
Çorbanı getirmeye çalışırken bir şeyleri anladım.
- Jâ € ™ arrive chéri!
- Geliyorum, canım!
Madame, jâ € ™ ai besoin de réquisitionner ce véhicule.
Hanımefendi, bu araca el koymam gerekiyor.
Vous pensez que jâ € ™ aime rester assise lÃ, Ã vous donner formulaire sur formulaire?
Burada oturup sana form üstüne form vermekten hoşlandığımı mı sanıyorsun?
Jâ € ™ aime à § a.
- Hoşuma gidiyor.
Jâ € ™ étais justement en train de dire à mon fils que jâ € ™ ai toujours rêvé dâ € ™ être un musicien de rue.
Ben de az önce çocuğuma sokak müzisyeni olma hayalimden bahsediyordum.
- Jâ € ™ attends pour parler au capitaine.
- Ne? - Yüzbaşıyla konuşmak için bekliyorum.
Jâ € ™ ai lâ € ™ impression quâ € ™ on va devoir le faire.
- Sen halledersin. Pekala... Bunu yapmamız gerek gibi görünüyor.
Bien quâ € ™ une fois jâ € ™ ai dit à ma mà ¨ re que sa coupe lui allait... Et ce nâ € ™ était pas le cas.
Buna rağmen bir keresinde anneme "saçın güzel görünüyor" demiştim ve güzel görünmüyordu.
Jâ € ™ avais cette super semaine de planifiée, et tout sâ € ™ empirait, alors jâ € ™ ai coupé court au voyage.
Bu hafta sonunu harika planlamıştım ve sonra her şey ardı ardına kötü gitti ve.. ... seyahatimi erken bitirdim.
Je suis rentrée plus tà ´ t et jâ € ™ ai surpris mon copain.
Erken ayrılıp eve gitmiştim ve erkek arkadaşıma sürpriz yapmıştım.
Jâ € ™ ai dit à mes amis de faire quelque chose de vraiment stupide, et je dois aller les en empêcher.
Aman Tanrım. Arkadaşıma çok aptalca bir şey yapmasını söyledim ve onu durdurmak zorundayım.
- Ouais, jâ € ™ allais le faire.
- Evet, soracaktım.
Jâ € ™ avais tort.
Dinle, bunu yapamazsın.
Mais jâ € ™ avais tort.
Bu senin fikrindi. - Biliyorum.
Car je ne serais pas lâ homme que je suis aujourdâ hui sâ il nâ y avait pas eu les expériences que jâ ai eues ici.
Çünkü eğer burada yaşadığım deneyimlerim olmasydı bugün olduğum adam olamazdım.
- mais jâ ai quelque chose.
Kesinlikle arabana tuhaf bir şeyler yapmıştır...
- Jâ ai eu un, heu..
- Biz şey...
Jâ ai dâ autres amis.
Başka arkadaşlarım da var.