English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Kaleidoscope

Kaleidoscope tradutor Turco

56 parallel translation
Travaille au noir comme serveuse au Kaléidoscope sur West 63e.
Akşamları garsonluk yapıyor. Batı 64'teki Kaleidoscope'de.
Joyce travaille au Kaleidoscope Kitchen.
Şuna bak. Joyce, Kaleidoscope Kitchen'da çalışıyormuş.
On m'a chanté vos louanges et celles du Kaleidoscope.
Şaşırtıcı şeyler duydum senin hakkında, Kaleidoscope hakkında.
- Kaleidoscope Kitchen.
- Kaleidoscope Kitchen.
Nous avons envoyé nos opérateurs au Kaleidoscope Kitchen, comme si c'était ceux de 48 Hours.
Kendi Kippie Kann elemanlarımızı "48 Saat" programının elemanları süsü vererek Kaleidoscope Kitchen'a gönderdik.
C'est pour la séance photos de Kaleidoscope avec Paolo?
Bu, Paolo'nun Kaleidoscop çekimi için mi hazırlandı?
~ Kaléidoscope
"Kaleidoscope"
Rentre les détails dans le Kaleidoscope.
Ayrıntıları Kaleydoskop'a gir.
Je pourrais commencer une recherche avec le Kaleidoscope.
Kaleydoskop'ta aratabilirim.
Deux jours avant ça, Le Kaleidoscope a trouvé le même van à l'extérieur de l'hôtel Baltimore. dans la ville de Los Angeles
Ondan iki gün önce de Kaleydoskop aynı minibüsü Los Angeles'taki Biltmore Oteli'nin önünde buldu.
La police et le Kaleidoscope les recherchent.
Yerel polis ve Kaleydoskop da adamları arıyor.
C'est la corolla de Mateo.
Kaleidoscope
Et le Kaléidoscope vient de la repérer il y a une heure garée ici.
Kaleidoscope bir saat önce burada park hâlinde olduğunu tespit etti.
On a signé le Suédois. Lancement en automne, ce qui sera compliqué.
Kaleidoscope of Life'ın İngilizce çevirisini yayınlayacağını duyurmaktan çok mutluyum.
Elle a grandi avec un microscope entre les mains, pendant que vous, vous jouiez avec un kaléidoscope,
Sizler çiçek dürbününden bakarken... O, mikroskoptan bakarak büyütülmüş bilirsiniz.
Et s'entremêle. C'est un kaléidoscope, tu comprends?
Her an değişen büyük bir model gibi.
un kaleidoscope... un kaléidoscope humain!
Sanki bir kaleydoskop gibi, tıpkı bir insan kaleydoskopu gibi.
Tout changeait sans arrêt... comme un kaléidoscope!
Akşam, kaleydoskopun dönüşleri gibiydi.
paraît qu'on voit comme un film, toute sa vie en kaléidoscope... ça, ça doit être quelque chose!
Derler ki ; ölürken film gibi bir şey görürmüşsünüz. Tüm ömrünüzün birkaç saniyeye sığdırıldığı bir film şeridi. Bu filmi dört gözle bekliyorum.
Parfois, nous ne faisons qu'un, figeant des petits moments... d'histoire dans un kaléidoscope... de couleurs et de tragédies.
Zaman zaman, bir renk ve öykü kaleydoskopunda tarihin küçük anlarını yakaladığımı düşünürüm.
avec un kaléidoscope d'images.
Kız oğlandan her şeyi geride bırakmasını ister.
Mais contrairement à Cusimano, un homme marié, qui a été, disons-le, victime de troubles préséniles des sens, d'un kaléidoscope illusoire de désirs...
Ama evli Cusimano'nun aksine ki Cusimano, kabul etmeliyim suçluydu. Erken bunadığı için hislerindeki sapmalardan sarhoş edici bir arzu ırmağına kapılmaktan suçlu.
On aurait dit un kaléidoscope brisé.
Sanki yere bir gökkuşağı düşmüş gibiydi.
Ça fonctionne comme un kaléidoscope.
Kaleydoskop gibi çalışıyor.
C'est mon kaléidoscope.
Altıncısının da eklemesini bekliyorum.
- Un fusil? Un kaléidoscope.
Kaleydeskop.
Comme un kaléidoscope de couleurs infinis
Sanki enva-î çeşit rengi barındıran bir çiçek dürbünü gibi..
Quand j'arrête de regarder la télé, tout se met à bouger comme à travers un kaléidoscope. Ma mère a pris du lithium carbonate, du Luvox, des Dalman et des Valium.
TV izlemediğim bir anda annem intihar etmeye kalkıştı.
Ici, les gaz volcaniques forment des fontaines sous-marines... et la vie sous-marine jaillit tel un kaléidoscope.
Burada volkanik gazlar deniz altı kaynakları oluşturur ve deniz, kaleydoskopik bir yaşam püskürtür.
Ils sont un peu comme un prisme ou un kaléidoscope, avec de multiples facettes et différents aspects.
Prizma veya çiçek dürbünü gibiler. Değişik tarafları değişik yönleri var.
Ils font une recherche au Kaléidoscope.
Her taşın altına bakıyorlar.
Et de son visage sont sorties des lignes rayonnantes qui formaient autour de sa tête un mandala scintillant, une sorte de kaléidoscope avec son visage au centre, ses yeux fixés sur moi, le reste de la pièce perdu dans l'oubli.
Ve "bam", Yüzünün etrafında, ışınsal çizgiler ve desenler... oluştu ve kafasının çevresine yayılmaya başladı. Yüzünün merkezde olduğu, dairesel... parıltılı bir mandala veya kaleydoskop. Gözleri gözlerime kilitlenmişti ve... odanın geri kalanı boşluğun içine doğru yok oluyordu.
Recherche les traces des frères Durrani, et lance le Kaléidoscope sur le van.
Durrani kardeşlerin izini sür, Kaleydoskop'la da o minibüsü ara.
Je vais aussi avoir de besoin de regarder dans cette bible de Gideon et dans ce kaléidoscope Jelly Bean.
Ayrıca bu Gideon İncili ve bu jelibonlu kaleydoskopa da ihtiyacım olacak.
Le kaléidoscope a trouvé quelque chose pour la plaque du tireur.
Ateş edenin plakasını araştırdık. - Nerede?
Met en route le kaléidoscope pour une reconnaissance facial et vérifie les caméras de sécurités dans la zone.
Yüz tanıma programıyla araştır ve bölgedeki güvenlik kameralarını kontrol et.
J'ai lancé un kaléidoscope qui cherche des sedans de ce model.
O yaş ve tipteki sedam model arabaları kaleydoskop araması yaptım.
D'accord, mais le kaléidoscope cherche déjà dans les parkings privés de la piste d'atterrissage.
Tamam, ama kaleydoskop şimdiye kadar özel hava pistlerinin park alanlarını taradı.
J'ai soumis l'image au kaléidoscope.
Sistemden arattım.
Le kaléidoscope vient de trouver la Lexus argentée de Robert Brown.
Sistem Robert Brown'un gümüş Lexus'unu buldu.
Ils l'ont trouvé en utilisant... un kaléidoscope.
Onlar... kullanarak buldum.
Je fais une recherche avec le kaléidoscope pour voir si je peux tracer sa route jusqu'à la plage.
Sahilde nereleri gezmiş diye arama yaptırıyorum.
Nous sommes en train de faire une recherche au kaléidoscope.
Şu anda arama yapıyoruz.
Profites-en pour jouer avec ton kaléidoscope.
Söz. Sana hava alanından aldığım çiçek dürbünüyle oynayabilirsin.
Un kaléidoscope?
Çiçek dürbünü mü?
Le kaléidoscope a trouvé la Nissan argentée de Kouris.
Kouris'in gümüş Nissan'ı hakkında bir ipucu bulduk.
Je suis très heureuse d'annoncer qu'Empirical est l'éditeur d'Anton Bjornberg pour Kaleidoscope of Life.
Empirical yayın evinin Anton Bjornberg'in...
Le kaléidoscope géant.
Kocaman bir çiçek dürbünü.
Nous avons fait une recherche avec le kaléidoscope pour Munir Al Zarzi aux alentours de la banque d'après les vidéos de surveillance du FBI, et trouvé ça.
- Bankanın yakınlarındaki FBI kamera görüntülerinde Münir Al Zarzi için kaleydoskop taraması yaptık ve bunu bulduk.
Quelque chose dans le Kaléidoscope?
- Kaleydoskopta bir şey var mı?
Merci, Kaléidoscope.
Teşekkürler, Kaleydoskop.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]