Translate.vc / Francês → Turco / Kellogg
Kellogg tradutor Turco
340 parallel translation
Finlay?
- Kellogg. - Burada.
Wilkes, allez à l'hydrothérapie.
Wilkes, Kellogg'dan kaplıca nöbeti devral.
Tout votre équipement est de chez Kellogg's?
Bütün ihtiyacını Kellogs'tan mı sağlıyorsun?
On l'amène à l'inspecteur Kellogg.
- Kellogg?
Je suis une nympho qui s'est faite baiser depuis un an et demi par des gars comme Kellogg, McClain, Delaney...
Kellogg, Mc Olain, Delaney gibi adamlar tarafından bir buçuk yıldır sikilen bir kadın gibiyim...
Je ne suis pas Kellogg, McClain ou Delaney!
Ben Kellogg, McOlain ya da Delaney değilim.
Pourquoi vous ne lui avez pas dit à propos de Delaney et Kellogg?
Neden onlara Delaney ve Kellogg'dan bahsetmedin?
J'ai gagné le concours des corn-flakes Kellogg's.
Kellogg's Mısır Gevreği yarışmasını kazandım.
Oh, oui! Kaki, Képi, Kipling, Khomeini, Kellog's Born Flakes.
Kedi, kral, Kipling, Kuveyt, Kellogg's, büzel kız.
Tout ce que je peux faire, M. Kellogg, c'est vous donner un autre gars qui fera asseoir votre tigre dans l'auto à côté de la fille en maillot.
Bay Kellogg, sizin için yapabileceğim tek şey, bir kaplanı, içinde bikinili bir kadın olan arabaya sokacak başka bir adamımı vermek olabilir.
L'autre jour il me fallait citer le pacte Briand-Kellog.
Kellogg-Briand Paktı'na başvurmam lazımdı.
Les Cornflakes Kellogg's!
Kellogg Mısır Gevrekleri.
Outre "mes" livres, ce sont... des lectures indispensables.
"Benim" kitaplarım değil Bay Kellogg. Almanız gereken diğer 1 2 kitap gibi onlar da temel kitaplar.
Dans le traité de Fleeber Fusils et Gorgonzola... quel point commun évoquai-je entre Das Kapital... La Critique de la Raison Pure... et cette scène du Parrain 2, M. Kellogg?
Fleeber'ın Silahlar ve Provolone incelemesindeki gibi Karl Marx'ın Das Kapital'ı, İmmanuel Kant'ın Saf Mantığın Eleştirisi ve Baba II'deki Tahoe Gölü sahnesi arasındaki farklar ne?
Clark Kellogg.
- Bay London, ben Clark Kellogg.
On est des clandestins.
Gizli görevliyiz Bay Kellogg.
Ces hommes... sont des crapules.
- Bu adamlar zebani, Bay Kellogg.
Je cherche Clark Kellogg. Dans quelle chambre?
Clark Kellogg bu odalardan birinde mi?
J'ai besoin... de Clark Kellogg.
Clark Kellogg'a bir saniye ihtiyacım var.
Elle a besoin de Clark Kellogg!
Clark Kellogg'a ihtiyacın mı var?
Debout, Kellogg!
Kalkın Bay Kellogg!
M. Kellogg, vous m'impressionnez.
- Acele etme. Çok etkilendim.
Avec sa charmante fille Tina, et son fiancé... M. Clark Kellogg, du Montana!
Yanında kızı Tina ve nişanlısı Clark Kellogg büyük Montana eyaletinden.
Cynthia Kellogg a offert de témoigner... pour l'affaire James Urbanski.
James Urbanski davasıyla ilgili bilgi vermek üzere gönüllü gelen Cynthia Kellogg'la konuşuyoruz.
Je suis tenue de vous informer de vos droits.
Kellogg, kural gereği, haklarınızı okumak zorundayım.
Enseigne Kellogg, je veux une liste de tous ses amis, de toutes ses relations, y compris les anciens de sa promotion.
Teğmen Kellogg, tüm akrabalarının, bilinen iş arkadaşlarının... özellikle de eski okul arkadaşlarının bir listesini istiyorum.
- Kellogg's, Smarties... - Tout à fait.
- Maden filan gibi..
Le Kellogg Memorial de Detroit était un vrai foutoir en soins intenses.
Detroit'teki Kellogg Anıt Hastanesi berbat bir akut bakım tesisiydi.
- Palmer Kellogg, tu le connais?
- Palmer Kellogg, tanıyor musun?
"Cher Kellogg's, j'ai créé la nouvelle génération de céréales."
"Sayın Kellogg's, yeni nesil kahvaltı gevreğini yarattım."
Est-ce que j'aurais aimé être bien né sur un beau boulevard?
Kellogg Bulvarındaki görkemli malikânelerden birisinde doğmuş olmayı ister miydim?
Tu connais une certaine Donna Kellogg?
Donna Kellogg adlı kızı tanıyor musun?
Oui, je connais Kellogg.
Evet. Kellogg'u tanırım.
Dites adieu à vos vieux amis, la tarte au chocolat, Bite'Ems, Eclairios, Chew'Ems, All-Fudge, Big Red Snack Foam, Milk Chuds, Eat'Ems.
Şimdi bu eski arkadaşlara elveda diyoruz : elveda Mud Pie, Bite'Ems, Eclairios, Chew'Ems, Kellogg's All-Fudge, Big Red Snack Foam, Milk Chuds, Eat'Ems.
Le lobby de Coke, Heinz, Smucker's, Kellogg's, Nestlé, Kraft, Hershey's, Sara Lee, Cadbury,
- Kola, Heinz, Smuckers, Kellogs, Nestle, Kraf
Bouffe tes Kellogg's et ferme-la.
Mısır gevreği ye o zaman.
Le premier bénéficiaire de contrats, c'était l'ancienne entreprise du vice-président Cheney, Halliburton, et sa filiale, Kellogg Brown Root.
En çok ihaleyi kazanan şirket Başkan Yardımcısı Chaney'nin eski şirketi Halliburton ve onun alt şirketi olan Kellogg Brown and Root.
Et on a remarqué que, en 1992, il y avait eu un contrat de 9 millions de dollars confié à une entreprise, Kellogg Brown Root, afin d'étudier l'idée suivante :
Ve 1992'de 9 milyon dolarlık bir ihaleyi fark ettik, ihaleyi Kellogg Brown and Root kazanmıştı.
Kellogg Brown Root se manifeste et se dit : "C'est une idée géniale."
Ardından Kellogg Brown and Roots, bu fikrin muhteşem olduğunu belirtti.
J'ai eu mon MBA en un an à Kellogg, et j'ai passé les 14 derniers mois à travailler pour Kurt Williams.
Kellog'da işletme mastırını bir senede tamamladım. Ve on dört aydır da Kurt Williams firmasında çalışıyorum.
Kellogg's. Ils l'ont acheté.
Kellogg's. Programı satın almış.
Kellogg's a commandé 26 autres épisodes.
Kellogg's 26 bölüm daha istedi.
Mais tard ce soir-là, elle trouva quelque chose qui clochait sérieusement.
Ama o gece çok hatalı bir şey olduğunu fark etti. KAZANAN Kellogg
Mills, j'ai voté trois fois plus pour vous que pour le président Kellogg.
Mills, senin için Başkan Kellogg'dan üç kat fazla oy kullanmıştım.
Alors que le président Kellogg et le sénateur Mills ont dépensé environ 195 millions de dollars chacun en frais de publicité,
" Başkan Kellogg ve Senatör Mills seçim kampanyaları için neredeyse 195 milyon dolarlık medya harcaması yaparken...
- Tu sais ce qu'on va faire avec ça? - Non, quoi?
Müfettiş Kellogg'a götüreceğiz.
Kellogg...
O sivil değil miydi?
Bonjour, M. Kellogg!
Marhaba Bay Kellogg.
Kellogg?
Kellogg mu?
Kellogg.
- Kellogg.
Prenez ma place, Mme Kellogg. - lci?
- Buraya mı?