Translate.vc / Francês → Turco / Langham
Langham tradutor Turco
110 parallel translation
Mais tu as ton charme, Clive.
Yeşil kendi Clive Langham tarzında yakışıklı biriydim.
Note ça, Clive Langham!
Ateş et Clive Langham! Yık yere!
Tout doux... Ta tension...
Dikkat et Langham.
Crac, boum, au tapis!
Bam, güm, çat! Anca gidersin Langham.
Dix sur dix, Clive Langham!
10 üzerinden 10, Clive Langham.
Habillez ce guignol!
Ne dediniz Bay Langham? Giydir şu yaratığı!
N'habillez pas le corps, mais l'âme qui l'habite.
- Emredersiniz Bay Langham. Mütevazı dış görünüşünü değil, içindeki adamı ortaya çıkarın Bay Jennings.
Ce que je cherche... c'est un code moral.
Aradığım şey şu Bay Langham ; Bir ahlâk dili.
J'ai pris quelques notes, puis j'ai picolé sec et cauchemardé.
Sürekli uyanıp durdum ve bir köşeye bir şeyler yazdım. Söylemeye gerek yok, daha çok içtim ve kabuslar gördüm. Üzüldüm Bay Langham.
Avec joie, cher Langham!
Çok hoşnut olurum sevgili Langham!
À l'hôtel Langham. Sous le nom du comte von Kramm.
Langham Oteli'nde, tabii Kont Von Kramm olarak, unutmayın.
Le Dr Brent Langham.
Dr Brent Langham.
Il restait le Dr Singh, le Dr Healy et le Dr Brent Langham.
Geriye kalan üç kişi, Dr Singh, Dr Healey,... ve şu Dr Brent Langham'dı.
Et le Dr Langham?
Ve Dr Langham?
- Le Dr Langham était épileptique.
- Dr Langham saralıydı.
Le Dr Langham aurait orchestré sa propre disparition au moyen d'un duplicateur?
Yani bu Dr Langham'ın kopyalama cihazını aldığını... -... ve kendisinin ortadan kaybolması işinde kullandığını söylüyorsun.
Il a peut-être fourni le duplicateur contre de l'argent.
Muhtemelen Dr Langham bu kopyalama cihazını para karşılığı verdi.
Il faut à tout prix que vous retrouviez le Dr Langham.
Neye malolacağı umurumda değil. Şu Dr Langham'ı bulmanı istiyorum. Evet, efendim.
Le Dr Langham a sûrement changé d'identité.
Dr Langham'ın yeni bir kimlik aldığını varsayabiliriz.
Le Dr Langham prenait des médicaments très particuliers.
Dr Langham primidon ve carbamazepin içeren özel ilaçlar kullanıyordu.
Le Dr Langham, je suppose.
Dr Langham, sanırım.
- Vous avez trouvé le Dr Langham.
- Dr Langham'ı buldunuz.
C'est le seul qui peut innocenter le colonel O'Neill.
Aynı zamanda Dr Langham Albay O'Neill'ın suçsuzluğunu kanıtlayabilecek tek kişi.
Le Dr Langham n'était pas très enthousiaste. ll a fallu le motiver.
Dr Langham bizimle beraber Yıldızgeçidi Komutanlığı'na gelmek konusunda isteksizdi. - Onu biraz ikna etmek gerekti.
Ils retiennent le Dr Langham.
Dr Langham ellerinde.
C'est ce qu'a estimé notre specialiste... Debra Langham.
- Debra Langham.
J'ai vérifié les deux identités trouvées sur les lieux. Janine et Mitchell Langham de Chico,
Olay mahallinde bulduğumuz iki kimliği doğruladım.
Tout deux dans la cinquantaine, pas de famille dans l'État.
Chico'dan, Janine ve Mitchell Langham. İkisi de 50'li yaşlarda şehirde bir yakınları yok.
Le légiste pense qu'ils ont été abattus avec un fusil puissant, les Langham à bout portant, notre amnésique et la victime non identifiée, à distance.
Kontrol ediyorum. Adli tıp görevlisi, Langham'ların yakın mesafeden güçlü bir silahla vurulmuş olduklarını, kimlikleri belirsiz kadınımızın ve erkeğimizin ise uzak mesafeden vurulduğunu düşünüyor.
Ils étaient là par hasard, ce n'était pas planifié.
- Langham'ları ayrı tutmalıyız. Bence onlar yan ürün, öldürülmeleri planlanmamış
Et lorsque les Langham sont arrivés sur les lieux, mauvais endroit, mauvais moment.
Belli ki, ilk iki kurban hedefti. Langham'lar, yanlış zamanda, yanlış yerde sahneye çıkmışlar.
Le tueur a abattu les Langham, s'est enfui sans prendre leurs papiers, sans même s'apercevoir qu'une des premières victimes était seulement blessée.
Katil, Langhamlar'ı vurunca çıldırmış. Kimliklerini alma zahmetine girmemiş. İlk kurbanlarından birinin ağır yaralı olduğunu fark etmemiş.
Vous, suivez le parcours où les Langham se baladaient.
Denemeye değer. - Tamam.
Janine et Mitchell Langham.
Janine ve Mitchell Langham.
Leurs voisins ont dit que les Langham voulaient emprunter le parcours Morningstar.
Komşuları, Langhamlar'ın sabah yıldızının izini takip ederek yürüdüklerini söyledi.
Pourquoi avoir tirer sur ces quatre personnes, M. Willis? - Je n'ai rien fait. - Rappelez-vous que deux d'entre eux... les Langham, étaient des dommages co-latéraux.
- Son gelen iki kişiyi- -... Langham'ları ayrı tutalım, yanlış zamanda yanlış yerdeydiler.
Quand les Langham sont-ils arrivés?
İzleri yok ediyordum.
Dr Langham.
Dr. Langham.
Je me suis renseignée sur Langham.
Langham'ı sorup soruşturdum.
- Langham est médecin.
- Langham bir doktor.
Mais j'ai déjà vu cela entre vous et Langham.
Ama bunun Langham'la aranızda çoktan başladığını gördüm.
Notre enfance, M. Langham...
Buna ihtiyacı var, ihtiyacı var.
Elevés comme des porcs!
Bay Langham, çocukluğumuzda domuzlar gibi yetiştirildik.
Puis-je vous aider?
Bay Langham ve Bay Woodford için ne yapabilirim?
Maintenant, regarde ça Clive Langham.
Şu Clive Langham'a bir bakın.
Ressemblera-t-il à Langham Senior?
Sence ihtiyar Langham'ı andırıyor mu?
Nous ferons de notre mieux.
Gelmiş geçmiş en güzel hafta olacak Bay Langham.
Voici Debra Langham, notre consultante en recrutement.
- Bu Debra Langham, işe alma danışmanımız. - Adam Carter.
Les Langham avaient un casier? - Non.
Langham'lara dair bir kayıt var mı?
- On peut laisser les Langham de coté.
- Yok.
- Léonard et des Langham.
Gidip, Leonard ve Langhamlar'a, kimliği belirsiz kadınımızın...