Translate.vc / Francês → Turco / Las
Las tradutor Turco
6,706 parallel translation
Eh bien, le soleil de Las Vegas transformera cette botte de plexiglas en four.
Vegas güneşi pleksiglas kutuyu fırın gibi yapacak.
N'importe quel hétel é Las Vegas tuerait pour avoir Burt Wonderstone.
Vegas'ta her otel Burt Wonderstone'u kapar!
J'allais la voir é Las Vegas.
Vegas'a onu ziyarete gelirdim.
Un homme qui a laissé derriére / es pail / ettes et le glamour de Las Vegas afin de poursuivre une trajectoire différente.
Las Vegas yıldızlığının pırıltısı ve görkemini arkasında bırakıp farklı bir yola giren bir adam.
Comment diable avez-vous pu avoir un spectacle sur scéne é Las Vegas?
Sen nasıl Las Vegas sahnesine çıktın?
J'ai joué sur les plus grandee scènes de Las Vegas.
On yıl boyunca Vegas'taki en büyük salonda oynadım.
Vous m'avez vu dans le Merv Griffin Show, ou sur scéne, au fabuleux Casino Stardust de Las Vegas.
Muhtemelen beni Merv Griffin Show'da ya da canlı olarak Las Vegas'taki muhteşem Stardust Kumarhanesi'nde izlemişsinizdir.
Mon enterrement de vie de garçon a eu lieu au Casino Le Mirage, à Las Vegas.
Bekarlığa veda partimi Mirage, Las Vegas'ta yaptım.
J'ai besoin d'ajouter un exemplaire unique bien à moi.
Kendime ait şaşılası muhteşem numunemi eklemem gerek.
Sa mère part à Las Vegas, ce week-end.
- Hayır. Annesi hafta sonu için Vegas'a gitmiş.
Puissent les Valkyries te guider à travers le champ de bataille d'Odin et chanter ton nom avec amour et furie, que nous l'entendions des profondeurs du Valhalla et sachions que tu as pris ta place à la table des rois.
Savaşçı bakireler seni karşılasın... ve Odin'in muazzam harp meydanına götürsün. Adını aşk ve hiddetle zikretsinler ki... Valhalla'nın derinliklerinden yankılandığını duyabilelim... ve krallar masasındaki hak ettiğin yeri... aldığını bilelim.
Tu vas vivre à Las Vegas.
Las Vegas'a taşınıyorsun.
Si, adorable.
Evet, tapılası. Kendne bir bak.
Content de te revoir.
"Hava Bakım Hangarı Las Vegas, Nevada" Geri dönmene sevindim dostum.
- Il est trop las.
- Çok yorgun ama.
L'embarquement du vol 514 pour Las Vegas a commencé.
Las Vegas'a olan Uçuş 514'ün genel alımları başlamıştır.
A Las Vegas, on n'a pas connu pareille chaleur depuis dix ans.
Az önce edindiğimiz bilgiye göre, bugünün Las Vegas'ta son 10 yılın en sıcak günü olması bekleniyor.
Dans une chapelle de Vegas.
Viva Las Vegas Düğün Şapeli.
Chéri, Baker est un trou paumé, pas loin de Las Vegas.
Tatlım, Baker Las Vegas'ın bağırsağının tam ortasında bir yer.
Un bookmaker à Las Vegas pense que ce cheval a une chance sur 20 de gagner.
Vegas'taki bir bahisçi o atın kazanma şansının 20'de 1 olduğunu düşünüyormuş.
Vous êtes las de votre routine de Pain de Mie faite de racisme accidentel, et vous vous rêvez en badboy vous bourrant la gueule sans cette salope qui vous regarde de travers?
Sıkıcılığınızdan, tesadüfi ırkçılığın Beyaz Ekmek'inden yorulup bir sürtük size tepeden bakmadan bir godoşun getirdiği Henny'i yudumlamak mı istiyorsunuz?
Las Vegas.
Las Vegas.
Mais maintenant, Las Vegas, c'est Disneyland pour adultes.
Fakat bugün ; Vegas yetişkinlerin Disneylandı haline geldi.
C'est Vegas, pour un week-end.
Las Vegas'tayız Kris, hafta sonu partisi için.
- À Vegas!
- Las Vegas'tayız!
Juste un mariage à Las Vegas.
İlla Vegas'ta düğün yapmak istedi.
Je ne voulais pas de Las Vegas.
Çılgın ve vahşi bir Vegas gecesi yaşamak falan istemedim
C'est Las Vegas.
İşte Vegas böyle bir yer..
On va être en conflit permanent.
Sürekli aynı sorunla karşılaşıyorum.
Car en découvrant votre espèce si précieuse, il a refusé d'en emporter un spécimen.
Çünkü senin pek değerli türünle karşılaşınca numuneleri toplamayı reddetti.
Il nous a amené dans la mauvaise galaxie!
Bu yüzden böyle kötü sistemlerle karşılaşıyoruz.
Demain, une foule record regardera Bobby Fischer face au champion russe,
Daha neler yapabileceğini bize göstermedi. Yarın ; Amerikan Bobby Fischer, Rus dünya şampiyonu Boris Spassky ile final maçında karşılaşırken, rekor bir kalabalık onu izleyecek.
- On a beaucoup de clients.
- Bilirsin, bir çok müşteriyle karşılaşıyoruz.
On se rencontre.
Karşılaşıyoruz.
On l'entend pas tous les jours!
- Evet, çok sık karşılaşılmaz.
Mais en thérapie, si.
Evet ama terapide karşılaşılır.
Demande aux bâtards qui nous ont enfermés...
Bunu bizi buraya koyanlara sor, bir gün karŞılaŞırsan tabii.
Il y a des crimes en haute mer.
Açık denizlerde oldukça fazla suçla karşılaşıyoruz Komiser.
On skypait parfois quand j'étais à Kandahar.
Kandahar'dayken arada Skype'laşırdık.
Les New-yorkais rencontrent tous les jours des problèmes.
New York'lular her gün zorluklarla karşılaşıyorlar.
Et si vous faites une rencontre qui va tellement au-delà de votre propre expérience qu'elle en est
Ya kendi deneyimlerinizin çok ötesinde bir şeyle karşılaşır ve bunu mantığınızla açıklayamazsanız?
Même chez ses alliés.
Hatta tehdit teşkil eden müttefikleri de aynı sonla karşılaşırdı.
Vos amis s'intéressent souvent à la même fille que vous.
Ama sen de biliyorsun ki burası aslında küçük bir şehir ve çekici bir kızla karşılaşınca... arkadaşlarından birinin onunla daha önce yatmış olma veya yatma isteği olma şansı oldukça yüksektir.
Il y a deux gars dans une forêt, et ils tombent sur un ours.
Ormanın birinde iki kişi bir ayıyla karşılaşırlar.
MOTEL LE CRABE BLEU Ce genre de soirée apporte toujours des surprises.
Bu akşam durmaksızın sürprizlerle karşılaşıyoruz.
L'envoi d'informations subversives avec des moyens interdits débouche sur un examen complet pour infraction à la loi.
Yasak bir kanaldan darbe kaynaklı iletiler gönderiliyor. Kuralları yıkarsanız derin tarama ile karşılaşırsınız.
Je vois des cas difficiles toute la journée.
Bu yüzden tüm gün çok zor vakalarla karşılaşıyorum.
Les terroristes assurent leurs arrières avec un interrupteur.
Kapatma düğmesi olmasa, teröristler bir sürü sorunla karşılaşırdı.
Peut-être que l'on se croisera à nouveau.
Belki bir gün bir yerlerde karşılaşırız.
Tu t'enregistres dans un motel, au milieu de nulle part, et tu y rencontres cette grande stripteaseuse experte en armes qui voudrait enseigner en primaire au Kansas.
İzbe bir yerde bir otele yerleşiyorsun ve Kansas'ta ikinci sınıf öğretmenliği yapmak için can atan bu 1.80'lik striptizciyle karşılaşıyorsun.
Oui, on leur dit peut-être bonjour dans la rue.
Hatırladım, sokakta karşılaşınca merhaba deriz.