Translate.vc / Francês → Turco / Latex
Latex tradutor Turco
359 parallel translation
- Comment était le test au latex?
- Lateks fiksasyonu neydi?
Il y a 70 % de résultats faussement positifs au latex pour cette maladie.
SBE'de yüzde 70 oranında yanlış lateks olma olasılığı var.
Si on diagnostiquait la maladie d'Osler, que signifierait un test au latex positif pour la thérapie?
Eğer teşhis SBE olsaydı terapi sırasında pozitif lateksin herhangi bir önemi olur muydu?
Il m'a offert une combinaison en latex.
Kauçuk elbise yaptırdı bana İngiltere'de.
Une combinaison en latex? Qu'est-ce que c'est?
Kauçuk elbise ne?
On chauffe le latex avant de le verser.
Kauçuk madde burada ısıtılıp dökülüyor.
Il dit qu'il s'éclate et qu'il songe à adopter un look plus cuir et latex.
İyi vakit geçirdiğini ve adını Spike olarak değiştireceğini söylüyor.
"C'est du latex... "... incroyablement souple... "... élastique...
" Latexli pamuğun inanılmaz esnekliği ve... korsenin patentli yapısı... vücudu adeta okşuyor.
C'est en latex.
Lateks'li.
Au latex.
Latex.
Un fabricant de latex.
Lateks. Lateks üretimi, Bayan Sokol.
Vendeur de latex.
Lateks satışçısı.
La vente de latex et de ses produits dérivés.
Lateks satışı ve lateks ile ilgili ürünler.
- Tu es dans le latex.
- Lateks işindesin.
- Le latex?
- Lateks mi? - Evet.
- Oui. - Et je fais quoi, dans le latex?
- Lateks ile ne yapıyorum?
Je t'engage comme vendeur de latex?
- Seni, benim lateks satış elemanım olarak mı alacağım? - Evet.
Et tu veux devenir mon vendeur de latex?
Bir de benim lateks satış elemanım olmak istiyorsun.
Je vendrais du latex comme un rien.
- Lateksi böyle satabilirim.
D'abord, bouchez les fissures avec une pâte au latex et une truelle à reboucher.
- Hazırım! İlk olarak, çatlakları kapatmak için, latex bazlı karışımımızı ve malamızı alıyoruz.
J'ai toujours mes latex.
Kılıf takmadan yapmadığımı biliyorsun.
Sans latex, t'es niqué.
Kılıf takmazsan emin ol hastalık kaparsın.
Le latex.
Şunu tak!
Un bout de latex deroule.
- Çırılçıplak gözümün önündeydin.
À présent, c'est le trip latex.
Şimdi de... siyah kauçuk.
Pour le sexe Faut du latex
Seks yaparken neye ihtiyacınız vardır? Latekse.
300 000 pages de code... ou une heure interactive classée X de porno latex et bondage.
300.000 sayfa dolusu kod... ya da 60 dakikalık son derece müstehcen... sado-mazoşist enteraktif porno.
- Tu fais du latex.
- Lateks işindesin.
- Du latex?
- Lateks mi. - Evet.
Ils sont faits d'une sorte de latex... Mais ce n'en est pas vraiment...
Bir çeşit kauçuktan yapılmışlar ama gerçekte kauçuk değil.
La nouvelle méthode de Smirnoff pour marier le latex siliconé aux filaments de lécithine centripètes est un signe de Dieu! Il signifie que nous devons mettre fin à tous ces pécheurs pervers!
Smirnoff'un, silikon ve lateksi merkezcil laktoz iplikleriyle birleştirme metodu bu sapık günahkarları yok etmemiz için tanrıdan bir işaret.
Il y a une légère irritation, sans doute une allergie au latex.
Bazı tahrişler var muhtemelen lateks alerjisi kaynaklı.
Je t'en prie. Je sais combien tu adores enfiler du latex.
Plastiği ne kadar sevdiğini biliyorum.
Quand elle est anatomiquement correcte... une tenue latex enflamme les lèvres des filles.
Bu kadar dar lateks elbise kızların hem yüreğini yakar hem dudaklarını.
Pardon de te décevoir, mais... les lèvres en latex sont insensibles à tes charmes.
Seni düş kırıklığına uğratmak istemem ama öpücüklerin lateksli dudağa vız gelir.
Il est allergique au latex.
Latekse alerjisi var. Pekala.
Le ballonnet est en latex.
ET tüpünde lateks var.
Lily, passez-moi un tube sans latex.
Lily, latekssiz ET tüpü getir.
- Voici un tube sans latex.
- Latekssiz ET tüpü buldum.
Tu as fait un choc anaphylactique au latex.
Lateks yüzünden anafilaktik şoka girdin.
C'est un truc en latex que j'ai bricolé en travaux manuels.
Sınıftayım. Marketten çarpmıştım. Lateks karışımı.
- Je pars jeudi sur le "Safe Sex" Tour.
Perşembe gidiyorum. Latex Güvenli Seks Turu'na.
Et je ne parle pas de latex.
Kondom tarafını kastetmiyorum.
En latex, en polyuréthane, nervuré, lubrifié, à la menthe?
Lateks, poliüretan? Tırtıklı? Kayganlaştırıcılı?
Le latex ordinaire fera l'affaire.
Klasik lateksi seçelim.
De la poudre de gants en latex. Problème de police.
Plastik eldivenlerden gelen pudranın, polise ait olduğu tespit edilmiş.
En latex?
Lateks mi demek istiyor?
Carmel avait de la poudre de latex sur les doigts.
Carmel'in parmaklarında, lateks eldivenlerindeki pudradan vardı.
On l'a retrouvée morte, habillée tout en latex.
Neden? Derilerle bağlanmış bir hindiye benzer halde ölü bulundu.
La fille dit, "Nue?" le garçon dit, "Ouais." La fille dit, "Oublie ça." Le garçon dit, "Ok, alors mets juste cette robe en latex et bat le vieux type avec ce balai en brosse. La fille dit," fort? "
Kız "çıplak mı?" der, oğlan "evet" der, kız "unut" der, oğlan "tamam o zaman şu kauçuk kıyafeti giyip yaşlı adamı döv" der kız "hangi sertlikte?" der.
Une membrane en latex qui empêchera que le pétrole se répande en cas d'accident. C'est une idée.
Kötü bir fikir değil.