Translate.vc / Francês → Turco / Limbo
Limbo tradutor Turco
106 parallel translation
- Où c'est, M. Roberts? - Elysée est la plus grande île des Limbes.
Elysium, Limbo adaları'nın en büyüğüdür.
Le mec s'appelle Limbo.
Adamın adı Limbo.
Limbo.
Limbo?
- Occupons-nous de Limbo.
Limbo'yu yakalayalım.
On va danser! C'est la danse du bâton!
Gerinin, hazırlanın, yere sağlam basın limbo zamanı!
Et quand je t'ai invitée à ma soirée limbo déshabillée?
Ya seni davet ettiğim çıplak limbo dans partisi?
Super, on danse le limbo.
Oooo. Limbo.
À la Jamaïque, vous seriez le roi du limbo.
Jamaika'ya gidip, limbo dansçısı olman lazımmış.
Sa mère avait un balai et on a dansé.
Janie'nin annesi iki sandalyenin arasına süpürge sapını koydu ve limbo yaptık.
Jusqu'où peux-tu descendre?
Limbo! Ne kadar eğilebilirsin?
Etes-vous prêt à danser?
Limbo'ya hazır mısın?
Comment aurais-je pu attirer tous les regards alors que tu dansais le limbo en robe à paillettes et soutien-gorge pigeonnant?
Doldurulmuş sütyenin ve pullu elbisen dururken ben nasıl ilgi odağı olabilirdim ki?
Que tout le monde danse le limbo!
Hadi herkes limboya!
Levez la bimbo, il est l'heure du limbo!
Kaldırın yavruyu, gösterelim limboyu!
Je suis sur le quai de la gare des Limbes. J'ai mon cœur dans ma valise.
Limbo Central inde bir - - platformda duruyorum- - kalbim ve ruhum bavulumun içinde paketlenmiş olarak- -
- Tout le monde a dansé le limbo.
- Herkes limbo dansı yaptı en sonunda.
200 livres sur le Père Liam Rice à la compétition de limbo.
Peder Liam'dan limbo yarışmasında 600 lira kazandım.
Place au limbo!
Herkes! Limbo zamanı!
- J'amènerai la barre pour le limbo.
- Limbo çubuğunu da getiririm. - Yaşasın!
Ca vous dit un limbo déshabillé?
Çıplak limbo dansı konusunda ciddi misiniz?
Pour choisir un successeur, c'est le limbo qu'il faut.
Bir varis seçmenin en mantıklı yolu limbo yarışmasıdır.
Je vais me retrouver plus bas qu'une barre de limbo au carnaval.
Karnaval zamanındaki limbo sopasından daha düşük seviyeye düşürecekler beni!
Et ce jour-là, elles rasent le sol!
Ve limbo sopaları gerçekten çok düşüktür.
Rétractée, elle peut être utilisée comme lampe torche ou scanner ou tout ce qui vient à l'esprit, et déployée, elle fait une bonne quarterstaff ou, uh, une barre pour danser le limbo.
Kapalı konumda, ışın silahı yada taraycı ve bunlar gibi işler için kullanılabilir, ve açlınca, süper bir savaş mızrağı olabilir, uh, limbo çubuğu.
- Tu danseras le limbo en un rien de temps.
- Yakında limbo yapıyor olacaksın. - Evet, sırık olarak.
C'est ici, la soirée limbo?
Limbo partisinin olduğu yer burası mı?
Mon mari, ça fait 20 ans que tu ne pratiques plus le limbo olympique.
Kocacığım! 20 yıldır Olimpiyat düzeyinde bir limbocu değilsin!
L'équipe jamaïcaine de limbo semble pouvoir se passer de toi.
Jameika'nın sensiz epey iyi bir takımı var.
C'est pour ça que l'équipe est retenue à l'aéroport.
Limbo takımı bu yüzden havaalanında tutuklandı.
- Voilà un corps de limbo-man!
- İşte bu bir limbocu vücudu!
Athlètes, veuillez prendre place pour le 500 mètres de limbo masculin.
Sporcular, Iütfen yerlerinize geçin. Erkekler için 500 metre limbo yarışı.
Limbo-eurs, à vos marques.
Limbocular, yerlerinize.
Limbo!
Limbo!
Oui, le black-jack c'est par-là, et le concours de limbo, par-là.
Evet, aslında, blackjack bu tarafta ve limbo yarışması da şu tarafta.
Pas de concours de limbo.
Limbo dansı yarışmasına katılmam.
- Qui veut faire du limbo?
- Limbo yapalım mı?
- Limbo, limbo!
- Limbo, limbo.
- C'est plus facile pour le limbo
- Bu hiçbir işe yaramıyor. - Ne? Altında limbo yapmak daha kolay.
C'est chez moi, ici. Je ne devrais pas avoir à faire de limbo
- Burası benim yerim.
Oh oui, tes jours de limbo sont finis mon ami.
Limbo günlerin bitti dostum.
Pour tous nos auditeurs qui flottent dans les limbes, voici le Duke et le saxophoniste Coleman Hawkins qui vous jouent "Limbo Jazz."
Tüm Limbo sevenler için... "Duke" ve saksafoncu Coleman, "Limbo Jazz" ile karşınızda.
Les armées de Satan viennent de franchir les Plaines des Limbes!
Şeytanın ordusu Limbo Ovası'nı geçmiş!
Not now, Mike, we re doing the limbo!
Şimdi olmaz, Mike, limbo zamanı çünkü.
that s right, partiers. It s time to limbo, limbo, limbo. - So, okay.
Pekala millet. limbo zamanı, limbo, limbo, limbo!
... tu as proposé de faire un concours de limbo, un poker, et de créer un club secret réservé aux super fêtards.
- Ondan sonrası mı var? Limbo yarışması, poker oyunu başlatmaya ve sadece süper havalı parti insanları için gizli bir kulüp kurmaya çalıştın.
Et avec une égalité, c'est une sorte de... "cancer limbo".
Siz berabere kalınca, o da bir tür kanser çıkmazında.
Les horribles clichés de mariage qu'on évitera comme le bâton du limbo.
Uzak duracağımız korkunç evlilik klişeleri.
Mais je vois que tu ne sais rien faire sans elle, espèce de bébé.
O ise inatla çıtanın altında limbo yaptı.
Tu dors toujours?
Limbo yapmama gerek kalmamalı.
Surtout pas le limbo, vu que tu voulais faire passer les gens
Özellikle de limbo.
- sous la canne du grand-oncle de Zach.
Çünkü seçtiğin limbo sopası, Zack'in...