Translate.vc / Francês → Turco / Lobster
Lobster tradutor Turco
109 parallel translation
Chicago ne te plaira pas, trop de vent... et ils n'ont probablement jamais entendu parler de homard!
Seni uyarayım, Jedediah, Chicago'yu beğenmeyeceksin. Rüzgar gölden eser ve muhtemelen Lobster Newburg'ü hiç duymamışlardır.
On va manger un morceau?
Haydi Red Lobster da bir şeyler içelim.
Je suis au "Red Lobster" si tu changes d'avis.
Kararını değiştirirsen ben Red Lobster'da olacağım.
J'allais dîner avec mes parents, tous les jeudis soirs au Red Lobster.
Ailemle akşam yemeklerine giderdim. Her perşembe akşamı : Kırmızı istakoz.
J'ai jamais vu une famille d'Indiens, détendus au Red Lobster.
Ama Red Lobster restoranında yemek yiyen bir Kızılderili ailesi görmedim.
Mais je te le dis tout de suite, tu commences à gueuler partout des mots comme Thom McCann et Red Lobster et notre accord prend fin.
Thom McCann ya da Red Lobster gibi markalardan söz edersen anlaşmayı unut.
Le dimanche, on prend toujours le menu, ici, à la cabane du homard.
Pazarları Lobster Shanty de kahvaltımızı yaparız.
Au Red Lobster, déguster un homard en amoureux.
Kırmızı Istakoz'a romantik bir akşam yemeğinde kırmızı ıstakoz yemeye gidiyoruz.
Il m'a demandé de sortir au Red Lobster l'autre soir.
Beni geçen gece Red Lobster'a davet etti - Bir içki için.
J'emmènerais ma copine dans un super resto, genre "Le Homard Rouge".
O parayı kullanırdım, Kızımı, Red Lobster gibi akşam yemeğine çıkarırdım.
"Le Homard Rouge" c'est un resto à fruits de mer.
Red Lobster sert bir hip-hop çı.
Je vais me ressaisir au Red Lobster.
Red Lobster'a gidip kafamı toparlayayım.
Ma vie est foutue etje finirai par travailler au Red Lobster.
Hayatım bitti ve Kırmızı Istakoz'daki işime dönmek zorunda alacağım.
Red Lobster.
Kırmızı ıstakoz.
Si il mourrait, nous aurions fait péter le homard.
Ölecek olsaydı en azından Red Lobster'a falan giderdik
un bon pour un dîner pour deux au Lobster Barrel, sur la 17ème
Tabii ki, Mega Mart bardağı, 17. caddedeki Istakoz Fıçısı için iki kişilik akşam yemeği kuponu.
Un dîner pour deux au fameux Lobster Barrel Et une plaque
Istakoz Fıçısı'nda iki kişilik yemek kuponu,... ve bir de plaket.
Dîner pour deux au Lobster Barrel
Istakoz Fıçısı'nda iki kişilik yemek kuponu.
Ok, arrête de me parler du Lobster Barrel
Tamam, Istakoz Fıçısı'nı anlatmayı kes.
J'ai des bons de réduction pour Red Lobster.
Tamam.
Tu l'emmènes chez Red Lobster, où il y a les choux au cheddar.
Onu Red Lobstera cheddar bisküvisi yemeye götürüyorsun.
"C'était un rock lobster!"
O bir kaya ıstakozuydu
"Rock Lobster."
Kaya ıstakozu
"Rock Lobster!"
Kaya ıstakozu
Non, du resto de poisson.
Hayır, Red Lobster restoranındaki.
C'est pas celui qui avait été élu futur manager du Red Lobster? Il y avait un type en noir.
Red Lobster'e müdür olabilmek için en çok oyu alan adam değil miydi?
À Lobster Bay?
O biraz buğday tenli mi?
- Tu es à Lobster Bay?
Amca? Henüz oraya varmadın mı?
J'ai un repas pour deux gratuit au restaurant près de l'autoroute.
Red Lobster restoranından bedava yemek fişim var.
Nous avons Bubba Gump Shrimp *, et Red Lobster * là-bas.
Bubba Gump karidesimiz var, Kızıl İstakoz orada aşağıda.
Red lobster?
Red Lobster'dan mı?
Les Lobster, les Newberg et les Gimlets vont divorcer.
Istakozla votkanın boşanması lazım.
Rock lobster
Kaya ıstakozu
"Le Homard Rouge"?
Red Lobster mı?
Boulot / "Homard Rouge" / dodo.
İşten Red Lobster'a oradan da yatağa gidiyorum.
Zach avait découpé une pub pour la fête de la mer au Red Lobster, se demandant si, après la naissance des bébés, on aurait les crevettes à volonté au prix enfant.
Dün gece annem geldi ve Zack, Red Lobster'da deniz ürünleri festivali için bir ilan kesmişti. Bebekler doğduktan sonra gidersek çocuk fiyatına sınırsız karides yiyebilir miyiz diye konuşuyorduk.
Pourquoi t'as rien dit au Red Lobster?
Niye restorantta hiçbir şey söylemedin?
Red Lobster, Olive Garden...
Mesela Red Lobster. Olive Garden.
- Et mon restau?
- Onu Red Lobster'a götürecektim.
J'ai des invitations pour un resto.
Bende Red Lobster'dan bedava yemek fişi var.
Monsieur veut faire son snob en allant au Red Lobster.
Kodaman Bey illa Red Lobster'a gidecek.
J'ai déjà travaillé chez Red Lobster, alors je sais ce qu'ils font au poisson dans la cuisine.
Eskiden Red Lobster'da çalışırdım, dolayısıyla mutfakta balıklara neler yaptıklarını biliyorum.
Bébé, c'est un restaurant quatre étoiles, pas un Red Lobster.
Ama aşkım, burası Red Lobster değil. Burası dört yıldızlı bir restoran.
J'ai réservé une table au Red Lobster.
Biraz kirmizi istakoz aldim.
Ce système de carte, c'est une Lobster?
Şu kartlı ödeme cihazı, Lobster Kart için öyle değil mi?
- Elle peut faire pareil.
- Lobster? Aynısını bana yapması serbest.
C'est quoi, un Lobster Pup?
Istakoz yavrusu nedir?
Et un dîner pour 2 au Red Lobster
Ve bu da Red Lobster'da iki kişilik ücretsiz yemek kuponunuz.
Parle-moi du Lobster Barrel
Bana Istakoz Fıçısı'nı anlat.
On a obtenu le nom de domaine " lobster.
Bir kere bilgisayar girdi mi, artık... "Lobster. Com" adresini üstümüze almış durumdayız.
- Au Red Lobster?
Nereye götürüyorsun onu?