Translate.vc / Francês → Turco / Loser
Loser tradutor Turco
1,317 parallel translation
C'est X-Box, loser, pas les Jeux olympiques.
Bu Xbox, Olimpiyatlar değil.
On doit parler. - Loser.
Konuşmalıyız!
- Barre-toi, loser!
Kendine gel, ezik çocuk!
Écoutez-ça. "Le loser de'Une famille en or'*, Les Dennis" "est de retour grâce à son rôle dans Aladin."
"Family Fortunes" ile başarısız olan Les Dennis Alaeddin başrolü ile..
Ce loser.
Şu ezik herif.
Hey, loser.
Selam, ezik.
- T'es vraiment un loser.
- Sen tam bir eziksin.
Ce sera le plus grand saut que j'ai jamais fait et ça prouvera à mon ex-femme que je ne suis pas un loser.
Şimdiye kadar yaptığım en yüksek atlayış olacak ve eski karıma benim bir zavallı olmadığımı gösterecek.
Loser!
Ezik!
Même en terminale, tu restes le plus grand loser de Newport.
Son sınıfa geçmiş olmana rağmen, Newport'taki en büyük gerzek hala sensin. Oh, hayır...
Techniquement, traîner ici quand ta femme t'a jeté dehors fait de toi un loser.
Karının seni kapı dışarı ettiği evin çevresinde dolaşman senin teknik olarak bir zavallı olduğunu gösterir.
Tu rêves, loser!
Çok beklersin, gariban!
c'est la meilleure chose qui puisse arriver à ce loser.
O eziğin başına gelen en iyi şey bu.
Je suis le seul à ne pas être marié ou casé, alors je passe pour un loser.
İçlerinde evlenmeyen veya ciddi bir ilişkisi olmayan tek benim. Beceriksiz durumuna düşüyorum.
Tu as tout prévu pour passer pour ce prince charmant et que moi je passe pour un loser.
Kendini "muhteşem prens", beni ise beceriksizmiş gibi göstermek için elinden geleni yaptın!
Et on va échouer et Wendy pense que je suis un loser.
Şimdi zayıf alacağız ve Wendy tam bir kaybeden olduğumu düşünecek.
Alors, Wendy ne va pas penser que je suis un loser complet.
O zaman,... Wendy tam bir beceriksiz olduğumu düşünmeyecek!
En fait, maintenant que je suis seule, je réalise à quel point tu es un loser, et je suis chanceuse de ne plus être avec toi.
Hatta, Şimdi ben yanlızım. Ne kadar büyük bir ezik olduğunun farkına vardım, ve senden kurtulduğum için şanslıyım.
Je refilerais les conséquences à un autre loser.
Yani, sonuçlara katlanacak başka bir enayi bulmam gerekiyor.
Je suis quand même contente d'avoir laissé tomber cet idiot de loser...
Yine de o aptalı terk ettiğime seviniyorum.
Quel loser.
Kaybetmeye mahkum bir adam.
Que tu es un loser qui masse des pieds puants.
Ayak okşayıcı aptal bir adam olduğunu...
C'est un loser.
O tam bir aptal
Devon Ryans est un loser.
Devon Rensler aptalın teki.
Je crois que le rose est vraiment ta couleur, espèce de loser!
Bence pembe tam senin rengin, seni aptal!
Aucune femme ne voudrait coucher avec ce loser!
O ezikle hiçbir kadın yatmaz ki!
Si on ne fait pas les bons choix dans la vie, on peut devenir un gros loser comme le papa de Stan.
Eğer hayatta doğru seçimler yapmazsanız, Stan'in babası gibi kaybedenlerden olabilirsiniz.
Quel loser.
Ne aptal bir adam.
Et j'ai vu Felicia qui levait les yeux au ciel : "Quel loser!"
Ve o konuşurken Felicia'ya doğru baktım Gözlerini kaybetmeye mahkum birine bakar gibi süzüyordu.
Mon pêre aussi me traitait de loser.
Babam da beni acınası bir zavallı olarak görürdü.
Tu me prends pour un loser?
Tanrım! Aniden bir piyon mu oldum?
J'en ai marre d'кtre un loser.
Kaybetmekten bıktım.
Tu n'es plus le loser que t'йtais en arrivant.
Buraya gelen o zavallı adamdan eser yok artık.
Ton pиre йtait un loser.
Baban zavallı biriymiş Willie.
Je vais pas te lвcher, loser!
Senin yakanı bırakmayacağım sersem!
- Es-tu à ce point un loser?
- Bu kadar mı zavallısın?
Le plus fûté des p tits-malin qui se fait secouer par un putain de loser qui entre ici et te sors sa merde à propos de ton Mac-boulot.
Zekilerin en zekisi, buraya gelip düşük maaş hakkında zırvalayan sikik bir zavallı tarafından sinirlendirildi.
Comme, faire impression, et peut-être qu'ils verront ce qu'Emma peut voir en moi au lieu de me sentir comme si j'étais un loser colporteur de burger qui ne pourrait pas aligner 2 pas.
İnsanlarda etki bırakmak ve böylece Emma'nın. bende, iyi dans bile edemeyen zavalli bir burger satıcısı yerine gerçekte ne bulduğunu görecekler.
C'est cool. "L" pour loser.
Alnında beceriksiz yazıyor.
De loser et malade?
Beceriksizler ve münzevilere mi?
Tu es un loser.
Tam bir eziksin!
Tout le monde pense que je suis un giga loser détraqué.
Herkes benim zavallı bir sapık olduğumu düşünüyor.
Une solitaire, une loser et une loque.
Yalnızım, moralim bozuk ve kafam karışık.
Perds pas ton temps à penser à une fille qui t'a largué pour un loser comme Steve Jenkins
Steve Jenkins gibi bir zavallı için sana tekmeyi basan kızla zaman harcama.
Réponds à ma question. Es-tu un loser?
Lütfen söyle, sen bir ezik misin?
Je t'ai posé une question : es-tu un loser?
Sana bir soru sordum - sen... bir... ezik... misin?
Vous voyez, un loser est une personne qui essaie, mais qui échoue.
Ezik olan birisi dener ama başaramaz,
Et lui, il dégageait une énergie de... de loser.
Nasıl desem... ezik birisiydi.
Comme un loser!
- Bir piyon gibiyim!
Excuse-moi, loser.
Affedersin, budala.
- J'ai décroché... loser! Enfin...
Her neyse.