English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Lucius

Lucius tradutor Turco

519 parallel translation
Mon arrière-grand-père a été le premier à donner du fil à retordre au gouverneur.
Büyük büyükbabam Lucius, Kuzey Carolina'nın valisine kibrit şakası yapan ilk insandır.
- Le baron Itsk!
Lucius.
Lucius!
Lucius. Uyan, hadi.
Porte une lampe dans mon cabinet, allume-la et reviens ici.
Bir ışık götür okuma odama Lucius. Yanınca gel beni çağır.
Je te reproche d'avoir condamné et honni Pella pour corruption.
Beni dost saymadığını şununla belli ettin. Sardislilerden rüşvet alıyor diye Lucius Pella'yı lekeleyip vurdun yere.
Lucius, apporte du vin.
Lucius, bir testi şarap getir.
Lucius, ma tunique!
Lucius, gece kıyafetimi getir! - İyi geceler Lucilius.
Regarde, Lucius, le livre que j'ai tant cherché!
Bak Lucius, buradaymış o kadar aradığım kitap.
Petit!
Lucius!
Lucius! Réveille-toi!
Lucius, uyan!
As-tu rêvé, pour crier ainsi?
Niye bağırdın Lucius? Rüya mı gördün?
Le nom de Luke Hennaberry vous dit-il quelque chose?
Lucius Hennaberry adını hatırlıyor musunuz?
Pour être bien gouvernés, votez Mandiboy!
İyi bir hükümet için Lucius P. Mandiboy'a oy verin.
Bienvenue à la noble Claudia Maria... veuve de Lucius Caius Marius... dont l'exécution récente nous a tous profondément émus.
Hoş geldiniz Lady Claudia Maria... geçenlerde idam edilmesi hepimizi derin üzüntüye boğan... Lucius Caius Marius'un eski eşi.
Lucius, vous êtes revenu à vos poissons!
Hey Lucius, yine balığınlasın bakıyorum.
- À plus tard... si tout va bien.
- Sonra görüşürüz Lucius... Umarım.
Lucius, on a Ia solution.
Lucius, sanırım çözümü bulduk.
Lucius.
Lucius.
Lucius, passez-moi les chiffres et Ies cartes, s'iI vous plaît.
Lucius, şu grafik ve haritaları verir misin, lütfen. Teşekkür ederim.
Pour être exact, Où sont les chiffres, Lucius?
Kesin olmak gerekirse... Rakamlar nerede Lucius?
Dites au commandant de parer à appareiller.
Lucius, Kaptan yola çıkmaya hazır olsun.
Venez, Lucius.
Haydi, Lucius.
- Là, Lucius.
- Evet, Lucius. Tam burada.
Lucius, je vais prendre une grave décision. Je vous voudrais à mes côtés.
Lucius, hayatımın en önemli kararını vermek üzereyim ve senin de orada olmanı istiyorum.
- Lucius, que s'est-il passé?
- Lucius, sana ne oldu?
- Lucius, nous avons réussi!
- Lucius, biz başardık.
- Lucius...
- Lucius...
Son père, Lucius, le pire vantard qui soit, était si riche qu'il se fichait que je ne le sois pas.
Babası Lucius bütün zamanların en kibirli adamı. Öyle zengindi ki benim zengin olmamamı umursamadı. Anladın mı?
Ils m'ont fait venir parmi eux.
Tess ve Lucius beni adeta evlat edinmeye karar verdi.
Lucius a même fait construire la maison où Tess et moi vivions.
Evlendiğimizde Tess'le oturduğumuz evi bile Lucius inşa ettirdi.
Je ne sais pas ce que je vaux, loin de Lucius.
Lucius'tan uzakta ne kadar iyi olduğumu bilmiyorum.
Demain, Lucius Cotta demandera que je sois roi.
Yarın Lucius Cotta, Senato'da kral ilan edilmemi teklif edecek.
Glorieux César, toi qui as été nommé Lucius Alius Aurelius Commodus, le vénérable, le pieux, le bienfaisant, pacificateur de la terre entière, et invincible.
Şanlı Sezar! Lucious Eileus Maurilius'un adıyla, Commodus Ogastus Pius Felix, tüm dünyayı barıştıran, mağlup edilemez!
- Lucius, ne tire pas sur eux!
- Lucius, ateş etme sakın.
Désolé, Lucius.
Üzgünüm Lucius.
Lucius!
Lucius!
Lucius, ça va?
- Lucius, iyi misin?
Lucius, retourne à ton piano.
Lucius, piyanonun başına dön.
Votre arrière-grand-papa, Lucius Quintus McCaslin, n'a-t-il pas pris l'esclave Molly Beauchamp, qui a engendré Acey, qui a engendré Maydew, ma mère, puis moi?
Büyük, büyük babanız Lucius Quintus McCaslin Aunt Molly Beauchamp adındaki köle kızı almadı mı? O da Acey'i, o da annem Maydew'u, o da beni doğurmadı mı?
Lucius, je ne crois pas qu'on t'ait déjà laissé seul à la maison.
Lucius seni daha önce hiç evde yalnız bırakmadık.
Tu as fière allure, Lucius. Redresse-toi, pour voir plus loin.
Zarif görünüyorsun Lucius ama dışarıyı görebilmek için dik otur.
Que disais-tu, Lucius?
Şimdi, sen ne diyorsun Lucius?
Lucius...
Lucius...
On va bien s'amuser, Lucius. Ce seront les plus beaux jours de notre vie.
Çok iyi vakit geçireceğiz Lucius, belki de hayatımızın en iyi vaktini.
J'ai autant le droit de venir que toi et Lucius.
Lucius ve senin kadar benim de seyahat etmeye hakkım var.
- Demande à Lucius, il est plus jeune.
- Lucius çıksın, benden genç.
Lucius, reste où tu es.
Lucius olduğun yerde kal.
Lucius, dès que tu sens une prise, accélère.
Lucius kalkınca gaza bas.
Reste pas bouche bée, concentre-toi sur ta conduite!
Aval aval bakma Lucius, otomobile konsantre ol.
Lucius.
- Itsk?
Debout!
Lucius!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]