Translate.vc / Francês → Turco / Luger
Luger tradutor Turco
143 parallel translation
Il portait un Luger. Archer n'a pas été tué avec un Luger.
Ama Archer'i öldüren silah, onun üstünden çikan silah degil.
Oui, et quand Shorty a sauté, il avait deux calibres 45, un fusil, un 22 automatique, son Luger, un couteau de chasse, un couteau Bowie
Evet, Bücür atladığında iki taneydi. 45 kalibre tabanca, 44'lük tüfek 22'lik Luger'i, avcı bıçağı, testere sırtlı avcı bıçağı ve bir balta.
Un Luger allemand, chargé.
Tam dolu, Ülger P08.
Qui veut un Lüger?
Luger isteyen var mı?
- Je veux mon automatique.
- Luger'ımı istiyorum.
Mon automatique.
Luger'ımı istiyorum.
J'ai fait le plan de la maison... et déniché un vieux Luger à San Francisco...
Evin planını çizdim. Rehinciden aldığım eski bir silah da var...
Je m'attendais à un parabellum.
Bir "Luger" bekliyordum.
Souvenir de guerre. Un Luger.
Savaş yadigarı bir Luger'le.
Capitaine Posen, adjoint du colonel Von Luger.
Yüzbaşı Posen, Von Luger'in emir subayı. En kıdemli İngiliz subayı olduğunuz için,
Colonel Von Luger.
Ben Albay Von Luger.
Von Luger l'a dit : "Tous les oeufs pourris dans le même panier".
Von Luger'in dediği gibi : "Tüm çürük yumurtalar bir sepette."
Beurre danois, Von Luger.
Danimarka tereyağı Von Luger'den.
Le beurre de Von Luger!
Von Luger'in tereyağı.
Oui. Et mon revolver, et mes pilules de cyanure.
Luger tabancam, siyanür haplarım, şişirilen Batman kostümüm de yanımda.
Ce n'est pas une Luger?
- Bu bir Luger değil mi?
J'ai amené cinq Smith, deux Luger, un Magnum.357.
Beş Smith, iki Luger ve bir 357 Mag.
Lüguer, si je ne rentre pas, va voir ma femme.
Luger, eğer geri dönmezsem, karımı ara.
Je l'ai eu contre un Luger.
Bunun için levazım subayına bir Luger verdim.
Un Luger 45.
.45 Luger.
Des balles Ich Lüge!
Gerçek Luger mermileri.
Parfait. Peter Luger serait mieux.
Bence Peter Lugor daha iyi olur.
Chouette Luger.
Güzel Luger ( Alman silahı ).
Vous avez rejoint le bureau de l'inspecteur Wes Luger.
Çavuş Wes Luger'a ulaşmış bulunuyorsunuz.
- Qu'est-ce que tu veux, Luger?
- Sen ne istiyorsun, Luger?
C'est le nouveau partenaire de Luger.
Luger'ın yeni ortağı o.
Je suis le Sergent Colt, et voici le Sergent Luger.
Ben Çavuş Colt. Bu da Çavuş Luger.
Luger, ne t'inquiète pas pour ces trucs de bombes.
Luger, bu bomba türü şeyler için endişelenme.
Inspecteur Luger.
Ben Çavuş Luger.
Lâchez votre arme, Mr. Luger!
At silahını, Bay Luger!
Jetez votre arme, Mr. Luger!
At silahını, Bay Luger!
Voici le Sergent Luger.
Bu da Çavuş Luger.
C'est dur de te faire comprendre, Luger.
Bunu senin anlaman çok zor, Luger.
Luger.
Luger.
Un Luger allemand?
Alman Luger?
Il m'a tiré dessus 2 fois et j'ai pris le Luger dans mon bureau et j'ai tiré.
İki el ateş etti, ben de masadaki silahla cevap verdim.
La poignée du Luger a une surface rugueuse.
Luger'in kabzası düz bir yüzey değil.
Billy braquant le Luger...
Billy Luger'i bana çevirdi...
En voyant ce Luger... j'ai réagi... j'ai ouvert un tiroir et pris mon revolver.
Silahı gördüm ve eğildim. Silahımı almak için çekmeceyi açtım.
C'est quoi ce truc de "noirpiot"?
Hey, Luger. Bu sersemle derdin ne?
Tu déconnes, Luger.
- Suratında her iki rengi de ister misin?
Et des mitraillettes qui appartenaient à Herman Göring.
Herman Goering'e ait birkaç tane inci işlemeli Luger var.
Tu as un Luger?
Bir Luger'in var mı?
- Je suis prêt à tout pour un Luger.
- Bir Luger için ölüyorum.
Quand j'aurai trouvé mon Luger, vous serez tous ridicules.
Alınca benim Luger'im hepinizi utandıracak!
J'ai promis un Luger à mon frère.
Kardeşime bir Luger getireceğime söz verdim.
- J'ai tué un Boche qui a un Luger!
- Ölü Alman'ın Luger'i var gibi!
Et ton Luger?
Luger'ini aldın mı?
Un parabellum?
Bir "Luger" ha?
Un Luger.
Bir Luger.
- Luger, grouille.
Luger, acele et, be adam!