Translate.vc / Francês → Turco / Macro
Macro tradutor Turco
100 parallel translation
Comment la touches-tu, tu es un voleur, vagabond, voyou, macro!
Ona dokunma, seni hırsız! Üç kağıtçı! Serseri!
Macro! Oh!
Pezevenk!
Je m-me suis dit que c'était une b-blague.
Macro'nun yetkisini ona verecektim, ama o günden sonra vazgeçtim.
J'ai donc renoncé à lui donner le commandement de Macro.
O zaman ne diye kafamın içinde atlar tepişiyor böyle?
Sertorius Macro, le second de Sejanus.
Sertorius Macro, Sejanus'un yardımcısı.
- Que fais-tu là, Macro?
- Macro, ne işin var burada?
Qu'est-il arrivé à mes enfants?
Macro, çocuklara ne yaptılar?
Je n'oublierai pas ce que tu as fait, Macro.
Bunu unutmayacağım Macro.
Eh bien... certes, c'est inhabituel mais... comme l'a dit Sertorius Macro, c'est la nature même des miracles.
Elbette, bu olağandışı, ama, Sertorius Macro'nun dediği gibi mucizelerin doğasında vardır bu.
Il a envoyé Macro pour s'assurer qu'il s'ouvrait bien les veines.
Macro'yla muhafızlarını yolladı, bileklerini kesene kadar başında beklediler.
Revenir ici m'est odieux, Macron.
Yine burada olmaktan nefret ediyorum, Macro.
Nerva, mon ami... prends garde à Macron, après ma mort.
Sevgili dostum Nerva! Ben ölünce Macro'ya dikkat et.
Aussi, quand je serai mort... prends garde à Macron.
Yani ben gidince, Macro'ya dikkat et.
Oui, et ton ami est Macron.
Dostun da, Macro.
Et le destin a décrété que quand tu mourras, Macron me tuera.
Sen ölünce, sadakat azalacacak, Macro da beni öldürecekti.
Même Macron mort... comment continuerais-je à vivre avec ce... reptile?
Zaten Macro ölseydi bile, bu sürüngenle yaşamaya nasıl devam ederdim ben?
Pourquoi pas...
- Niçin Macro'dan başlamıyorsun?
Superbe spectacle, Macron!
Mükemmel! Çok zekice, Macro. Mükemmel!
Macron, place-toi là.
- Ah, güzel. Ah, Macro! Sen tam şurada durur musun?
Chaerea, arrête Macron.
- Chaerea, Macro'yu tutukla.
Gardes, arrêtez Macron!
- Muhafızlar, Macro'yu tutuklayın!
Et Macron?
Ama ya Macro?
N'es-tu pas un ordinateur plus grand encore que le Macro-Pantagruelectronicon de Maximégalon, capable de compter tous les atomes d'une étoile en une milliseconde?
Milliard Kocabeyin'den daha harika değil misin?
le Macro-Pantagruelectronicon!
Milliard Kocabeyin mi? Adını bile anmaya değmez.
- Macro-scan.
Kısa menzilli tarama.
- Macro-scan, M. Chekov.
Kısa menzilli tarama, Bay Checkov.
Macro-Tacot - Je n'étais jamais venu ici.
- Daha evvel Los Angeles'a gelmemiştim.
Là-bas, bouffe macro-maso, hein?
Güzel. Orada herkes ot, yiyor değil mi?
C'est un macro. ll peut tuer.
Buradaki de bir makro. Öldüren bu.
Chez mes parents, demain, essaie d'éviter le look macro sur le retour.
Bizimkilerin evine gelirken 1970'lerin pezevengi gibi giyinme.
Donne-moi une macro-ration.
Bir tane makro-erzak ver...
Une copie réglo d'un macro 59 de l'armée chinoise.
Makarov 59 kopyası. Standart basım. Çin ordusu.
Enfin, quelle est la différence entre macro-économie et micro-économie?
- Ve son olarak makro ekonomi ve mikro ekonomi arasında ne fark vardır?
La macro-économie est l'étude des systèmes et comment ils sont reliés... et la micro-économie est l'étude des zones individuelles d'activité...
- Mikro iktisadiler tüm ekonominin taslağıdır birbirleriyle ilişkilerini açıklarlar. Makro iktisadiler ise tek bir alanın ekonomik aktivitesidir.... anonim şirketler gibi.
Maintenant que c'est fini, je vous les rendrai lundi. Et lundi, nous commencerons notre projet sur la macro-économie.
Ve bu bittiği anlamına geliyor bunları Pazartesi geri alacaksınız ve pazartesi yeni projemiz makro-ekonomi'ye başlayacağız.
Mais j'ai l'habitude des défis. lnvasions extraterrestres, infestations macro-virales, voyages temporels.
Ama seninle, yüzleştiğim zorlukları paylaşacağım- - yabancı saldırıları, makro virüsler.
Vous avez poussé plus loin. Je suis passé de la micro à la macro.
Mikro değil makro baktım.
Seth cohen, Ton ami macro du voisinnage a eu une petite conversation avec Marissa, tout est arrangé!
Seth Cohen. Senin arkadaş canlısı komşu çöpçatanın, hizmetinde. Marissa'yla ufak bir konuşma yaptım.
Le pivotement LCD est épatant pour les plans en plongée ou en macro, au sol.
Dönen LCD ekranı yukarıdan veya zemin hizasında makro çekim yaparken çok işe yarıyor.
Tu fais les passes ou le macro?
Numara yapmaya devam mı edeceksin yoksa hile yapmaya başlayacak mısın?
- chez le Macro.
- görmeye götürün.
Le macro va te botter les fesses.
Disgör senin canına okuyacak salak.
- C'est quoi, un macro?
- Disgör de ne demek oluyor?
- Le Macro.
- Disgör.
MACRO
Disiplin Görevlisi
En tant qu'ex-conseillère de l'année, on lui avait proposé le poste de Macro, mais elle est enceinte.
Michelle eski bir Yılın Tall Oaks Danışmanı... olması dolayısıyla bu yıl Disgör olarak işe alınmıştı, ama hamile kaldı.
- Ton nom. Macron!
- Macro!
Macron!
Macro!
Demande-le à Macron.
- Bunu Macro'ya sormalıyız, Efendimiz.
Non, Macron
Hayır, Macro.
Macron?
- Macro'dan mı?