Translate.vc / Francês → Turco / Marion
Marion tradutor Turco
884 parallel translation
- Marion!
- Marion!
Marion, ne pars pas!
Marion, gitme!
Elle se souviendra!
Marion hatırlar!
Que les hostilités commencent!
Pekâlâ, Marion, aç kapıları.
Marion, sois raisonnable.
Marion neden mantıklı olamıyorsun?
Et je sais qui est le coupable!
- İster inanın ister inanmayın kimin yaptığını biliyorum! Marion lütfen.
Bon Dieu, Marion, qu'est-ce que tu as?
Senin neyin var böyle Marion?
- Marion! Marion, reviens!
Marion geri dön!
Je vous arrête pour les meurtres de Joseph Higgins et Marion Bates, et tentative de meurtre sur Frederica Linley.
Esther Sanson, sizi Joseph Higgins ve Marion Bates'i kasten öldürmekten ve Frederica..... Linley'e cinayete teşebbüsten tutukluyorum.
La quatrième ressemble à ma fille Marion.
Dördüncüsü, tıpkı kızım Marianna'ya benziyor.
As-tu une petite amie?
- Kız arkadaşın var mı Marion?
Marion, je suis sûr que tu écriras ce livre.
Marion, inan bana, sanırım sen o kitabı yazacaksın.
Je m'appelle Marion Hotchkiss.
Benim adım Marion, Marion Hotchkiss.
C'est une três belle histoire.
Çok güzel bir hikaye Marion.
Mais si, Marion!
Tabii ki hoşlanıyorum Marion.
Marion, bois un coup.
Marion, haydi içsene.
Marion.
Marion.
Calme-toi, Marion.
Sakin ol Marion. Sakin ol.
Marion s'en est remis.
Marion üstesinden geldi.
Tiens, Marion, je te le rends.
Marion, işte bana verdiğin kitap.
Je ne sais pas.
Bilmiyorum Marion.
Et toi, Marion?
Peki ya sen?
Nous eûmes peu de blessés, mais nous perdîmes... celui qui devait raconter la guerre... le caporal Marion Hotchkiss, Sœur Marie.
Gelen zarar azdı, ama geride, büyük Amerikan savaş romanını yazabilecek olan çocuğu bıraktık Onbaşı Marion Hotchkiss, Rahibe Mary.
La famille de Marion.
Marion'un ailesi.
Un regard plus appuyé... plus long.
Marion, uzun bir bakış lütfen.
On va remettre ça, Marion.
Bak, Marion, bir daha deneyelim.
Tu es au musée d'art moderne.
Marion, Çağdaş Sanatlar Müzesi'ndesin.
Aie un regard qui comprend.
Derin, Marion. Daha derin, Marion.
Voyons, Marion peut être cérébrale.
Yok canım. Marion çok derindir. Bak.
Plaçons Marion dans un autre décor.
Farklı bir arka plan olursa Marion daha iyi görünebilir.
Marion est déjà dans l'ambiance.
Marion bile daha iyi görünüyor.
Vous supposez qu'elle sait lire.
Ona mı? Marion'un okuyabildiğini varsayalım.
Vendez-lui des livres et qu'on en finisse!
- Özür dilerim, ama... - Şşş. Evet, Marion'a kitapları anlatın da gidelim artık.
Je vous en prescris aussi, des médicaments, chaque année.
Sana da az reçete yazmıyorum, Marion.
Vous êtes sûre?
- Marion tüm kasabaya yaymış.
- Lesquelles? - Michael, j'ai menti si longtemps.
Gittiğin akşam Marion Partridge aradı.
- Je n'avais pas le droit de dire ça.
Marion'a inandım.
Le soir où tu es parti, Marion Partridge a appelé. Allison et Norman...
Ben Allison'un annesiyim ama hiç evlenmedim.
J'ai cru Marion. J'ai cru ce coup de téléphone.
O ölünce buraya döndüm ve yalan söyledim.
J'ai acheté une petite propriété à Marion, une jolie petite ville.
Marion'da küçük bir mülküm var. Güzel, küçük bir kasaba.
Vous allez adorer Marion.
Bu kasabaya bayılacaksınız.
Je tiens à te voir.
Marion, seni her fırsatta görmek istiyorum.
Puis-je avoir l'acte de M. Cassidy?
Marion, Bay Cassidy için o tapunun fotokopisini çıkar.
Mais qu'y a-t-il?
Ne var, Marion?
Marion n'est pas encore arrivée? Elle est toujours en retard le lundi matin.
Hayır ama Pazartesi sabahları hep biraz gecikir.
C'est fait. Elle ne sait pas davantage où est Marion.
Kızkardeşini işyerinden aradım - Music Makers müzik mağazası - ve o da Marion'un nerede olduğunu bilmiyor.
- C'est toi!
- Peşimdeki sendin! - Marion!
- Qu'est-ce que tu lis?
Marion, ne okuyorsun?
Qui sont ces gens?
- Marion, buraya. - Kim bunlar?
- Marion?
Marion...
Oui, M. Lowery...
Evet Bay Lowery? Caroline, Marion hala gelmedi mi?