Marsha tradutor Turco

À l'hôpital St Pancraz, vite!

Etrafta gezen Gestapo var mı bak. Eğer Marsha gelirse yukarı çıkartma.

C'est un coup dur, Marsha.

Ne şanssızlık, Marsha.

Marsha, je veux te dire...

Marsha, sana sadece şunu söylemek istiyorum...

Un ascenseur direct jusqu'au 9e étage d'un grand magasin qui transporte Mlle Marsha White en route pour des emplettes tout à fait ordinaires.

Bir alış-veriş mağazasında, dokuzuncu kata ekspres asansör... Bayan Marsha White'ı en olağan, alelade, sıradan bir işi için taşıyor.

Mlle Marsha White, au 9e étage, le rayon des articles spécialisés, en quête d'un dé en or.

Bayan Marsha White dokuzuncu katta... Özel Ürünler Bölümünde altın yüksük arıyor.

Vous avez dit "Marsha"?

- Bana Marsha dediniz.

Tu crois tromper qui, exactement?

Kimi kandırdığını sanıyorsun, Marsha?

Souviens-toi, Marsha...

Hatırlıyorsun, Marsha.

- Souviens-toi. - Ouvre les yeux!

- Hatırlıyorsun, Marsha.

Marsha chérie.

Marsha, tatlım.

Viens avec moi.

Gel haydi, Marsha.

C'est très égoïste de ta part, Marsha.

Biliyorsun, Marsha. Bu çok bencilce, tatlım.

- Comme si quoi, Marsha?

- Sanki ne, Marsha?

Tu t'es bien amusée?

Eğlenceli miydi, Marsha?

Marsha White, dans son état le plis naturel

Marsha White, normal ve doğal haliyle.

Marsha... 13 ans et demi.

Bir şişe çevirme partisinde onu öpmüştüm.

Lors de son périple, le groupe a rencontré Marsha Winfield...

Çin diyarı boyunca olan gezi...

Fais attention, Marsha.

Bir dakika.

Hé, vieux, je ne savais pas que Marsha ferait ça. Ça ira.

Bunu yapacağını bilmiyordum.

- Que fais-tu, Marsha? - Quoi?

Ne oluyor burda?

- Où est l'aspirine, Marsha? - Dans ton tiroir.

Aspirin nerde, Marsha?

Fais attention, Marsha.

Dikkat et, Marsha.

Allez, Marsha, dépêche-toi.

Haydi Marsha, devam et.

Marsha, remets le badge avec ton nom.

Marsha, isim künyeni tak.

- Marsha est là?

- Marsha orada mı?

Où est Marsha?

Marsha nerede?

Votre mère est Marsha MacNeil, l'actrice?

Ünlü aktris Marsha MacNeil gerçekten annen mi?

Bonsoir Marsha, comment ça va?

Merhaba, Marsha. Nasılsın?

Non, nous pouvons beaucoup apprendre de Marsha.

- Hayır. Marsha'dan birçok şey öğrendik.

Marsha adore cuisiner.

Marsha yemek pişirmeyi sever.

Donna l'appelle "Marsha la Mangeuse d'hommes".

Donna ona Adam-yiyen Marsha diyor.

Tu es allé avec Marsha, c'est ça?

- Şu Marsha denilen kızla mıydın?

"Quist, Marsha."

"Quist, Marsha."

- Marsha! - Tu es fini, Doc.

İşe yaramazsın, Doc.

Marsha Kirk y était, elle m'a tout raconté.

Marsha Kirk de oradaymış, bana her şeyi anlattı.

- C'est très intéressant, Marsha.

- Bu çok ilginç, Marsha. - Teşekkürler.

Oui. Quelle beauté!

- Bu bana Marsha Shenkin'la beni hatırlattı.

Et là, ils ont annoncé :

Marsha Shenkin.

Marsha. Marsha Shenkin.

- İyi geceler Willy!

Kate. J'étais très épris de Marsha Shenkin. Quand j'ai trouvé le courage de l'inviter à sortir,

1... 2... 3... 4... 5...

Marcia se tape Marvin. C'est le chef de nuit.

Marsha ile gece görevlisi Marvin arasında bir şeyler var.

On revient de chez Marsha.

Marsha halandan eve dönüyorduk.

Notre fils de 14 ans. Quant à Marsha, nous pensons l'envoyer dans l'école privée. Je pense qu'on y apprend davantage.

Marsha'yı özel okula gönderecektik çünkü bazı nedenlerden, yeterince öğrenemiyorlar, sanırım.

Paul, Jamie, voici Masha. Mon cousin s'appelle Marsha.

Benzin istasyonu kartı bile alamıyor.

J'ai invité Frank et Marscha.

Frank ve Marsha'yı davet ettim.

Quoi donc, Marsha?

Tuhaf olan nedir, Marsha?

Marsha...

Marsha.

Marsha, trésor, tu veux bien arrêter?

Marsha, yapma.

Marsha Blair chante faux.

Bazen sadece dinliyorum. Mesela, Marcia Blair bir tek notayı bile düzgün söyleyemiyor.

Sayonara, Melmac, et sayonara, Rhonda.

Marsha Shenkin'a gerçekten vurulmuştum.

Ça me rappelle ce qui m'est arrivé avec Marsha Shenkin.

Ne kötü!