English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Mavi

Mavi tradutor Turco

11,528 parallel translation
Le gars avec la chemise bleue?
Tamam. Mavi gömlekli adama ne oldu?
Ça doit être elle dans cette Crosstrek bleue.
Mavi Crosstrek o olrnali.
Notre suspect se dirige vers le Nord sur Ontario Drive dans une Crosstrek bleue.
Süpheli Kuzey Ontario Yoluna gidiyor. Mavi bir Crosstrek icinde.
Ses cheveux sont bleu clair
- Onun saçı açık mavi.
Un viréo à tête bleue.
Bir mavi kafalı vireo.
Quand j'ai vu cette lumière bleue...
Mavi ışığı gördüğümde...
Je revisite ma période bleue.
Mavi periyodumu yeniden ziyaret ediyorum.
Tu vas la mettre dans une grosse boîte Tiffany bleue comme la bague que tu portes?
Parmağındaki yüzük gibi, büyük mavi bir Tiffany kutusuna mı koyacaksın?
Je marche aux contrats. Mais Spielberg vous veut dans La Couleur Bleue. Dans le nouveau film Pâte à modeler, pas vrai?
- Ama Spielberg "Mavi Renk" adlı yeni oyun hamuru filmi için sizi düşünüyor, değil mi?
Bon, voilà des gitanes bleues.
Bunlar mavi gezginler.
Ils étaient d'un bleu très pâle.
Soluk mavi rengindeydi.
Bluehawk est parti!
Mavi kartal durumu!
J'ai vu un homme... avec un doigt bleu. Un main normale, mais... un doigt bleu.
Bir adam vardı mavi parmaklıydı.
Qu'est qu'il veut dire par là, un homme avec un doigt bleu?
Ne demek istedi bu herif? Bir parmağı mavi adam da neyin nesi?
Spasmes des vaisseaux sanguins qui gênent le flux sanguin à un certain point, créant cette teinte bleue... qui est déclenché par le froid direct et une situation stressante.
Bu mavi renk, kan akışını aşırı düşüren damar kasılmalarının bir sonucu bu kasılmalar doğrudan soğuğa temas ve gerilimli durumlarda tetiklenir.
La main bleue dans le sac.
- Mavi elli.
C'est un schéma du Grace, soeur du Solace.
Grace gemisinin mavi resimleri. Solace ile eş gemi.
Calcaire de Pennsylvanie.
Pennsylvenia mavi taşı.
Le calcaire a été utilisé uniquement pour rénover une salle de cérémonie.
Mavi taş özellikle kongre merkezinin seremoni odasını yenilerken kullanılmış.
Combiné au fait que la pierre bleue de Pennsylvanie est si rare, je suis persuadé que l'ordinateur contenant les fichiers crucial du SVR a été caché par le colonel Mikhail Vostrov. à la mairie de Philadelphie.
Pennsylvania mavi taşının günümüzde ne kadar nadir olduğunu da hesaba katarsak bu kritik SVR dosyalarını içeren dizüstü bilgisayarın Albay Mikhail Vostrov tarafından Philadelphia Belediye Sarayı'na gizlendiğine inancım tam.
Ils ont confirmé que c'est de la pierre bleue de Pensylvannie.
Pennsylvania mavi taşı olduğunu doğruladılar.
Y a pas de fille en robe bleue, John.
Mavi elbiseli kız falan yok burada, John.
- Elle avait une robe bleue.
- Mavi bir elbisesi vardı.
Grands yeux bleus.
Kocaman mavi gözler.
On prend le Big Blue Bus dehors, à la maison.
Bu kadar yolu o iğrenç mavi otobüs ile geldik.
Et la Ford bleue sur Willard Street?
Peki ya Willard Sokağı'ndaki mavi Ford?
Blonde, la vingtaine, yeux bleus.
Sarışın, 20'li yaşlarda, mavi gözlü.
Elle a laissé du sang bleu sur sa banquette. Oh, diamant!
Koltuğunda mavi Synth sıvısı bırakmış.
Ça m'a encore coûté 50 $ pour faire laver cette merde bleue de ma banquette.
Arka koltuktan o mavi şeyi çıkartmam bir 50 kağıda daha patladı.
Les trois bouteilles. La bleue est l'infusion.
Üç şişeden mavi olan tentür.
Cette robe bleue et blanche.
Mavi beyaz elbiseydi sanki.
Le rose revient à la mode.
Pembe yine moda. Mavi...
Bleu... est-ce que le bleu revient à la mode?
Mavi de moda yine, değil mi?
Le bleu ne s'est jamais démodé, mais, franchement c'est à propos de comment elle est coupée, pas la couleur.
Mavi her zaman modadır ama asıl önemli olan kesimi, rengi değil.
Je regarderais juste les peintures
Ben olsam bol mavi kullanılan bir resim arardım.
Beaucoup de bleu.
Bolca mavi.
C'est assurément bleu.
Evet, kesinlikle mavi.
L'azurite est principalement utilisé pour le pigment bleu, et on trouve de ces hydrocarbures principalement dans les diluants.
Azurit, mavi pigmentlerin ana maddesi olarak kullanılır, ve bu hidrokarbonlar çoğunlukla boya tinerlerinde bulunur.
C'est un chef d'oeuvre du Tueur à la Peinture Bleue, Keith Greer, recueilli peu avant son arrestation et son suicide.
Bu Mavi Boyalı Katil Keith Greer tarafından yapılmış gerçek bir sanat eseri, yakalanmasından ve intiharından kısa süre önce alındı.
Tu vois cette lumière, la bleue?
Şu ışığı görüyor musun? Mavi olan?
Fille des champs, détestait l'hiver, deux frères et soeurs, parents séparés lorsque j'avais 6 ans, Barcelone est ta ville préférée?
Köylü kızıyım, kışları sevmem, iki kardeşim var, ebeveynlerim ben 6 yaşındayken boşandılar, vejeteryanım, en sevdiğim renk mavi ve en sevdiğim şehir Barselona.
Du lin avec un revers bleu... patriote.
Mavi keten... -... sanırım, 18.yüzyıla ait bir kreasyon. - Crane?
Code bleu, 19.
Mavi kod, 19.
Nous aurions attrapés le bandit si Bleue et son troupeau d'horreurs n'avait pas tendu un piège de poussière noire de fée paralysant nos haches
Eğer Mavi ve onun çirkin kaz sürüsü karanlık peri tozundan tuzak koymayıp baltalarımızı durdurmasaydı, haydutu yakalamış olurduk.
J'enseigne à l'école primaire, et quand un des enfants fait une crise parce qu'une fille ne veut pas partager ses crayons ou qu'un garçon a mangé le crayon bleu. Je leur fais faire des exercices de relaxation. Ecoute, je n'ai pas mangé de crayon, ok?
İlkokulda öğretmenlik yapıyorum ve kız öğrencilerimden biri boya kalemlerini diğeriyle paylaşmadığında ya da bir çocuk mavi boya kalemini yediğinde onlarla gevşeme egzersizleri yapıyorum.
Elle porte une robe bleue.
Mavi bir elbise giyiyor.
- "Boîte bleue", "Docteur"...
- Mavi kulübe, Doktor...
La zone bleue, c'est toutes les particules trouvées par Hodgins.
Mavi bölge, Hodgins'in bulduğu parçacıklar.
Bleus.
Mavi.
Comme "mon stylo a explosé dans ma main", ou comme Grand Schtroumpf bleu?
Elleri normaldi ama bir parmağı maviydi. Sanki "kalemimin tüm mürekkebi parmağıma bulaştı" gibi bir mavi mi ya da Baba Şirin mavisi mi?
Vous êtes donc un "Démon Bleu"
- Mavi Şeytan sizsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]