Mayo tradutor Turco

Mayo.

Mayo.

Mayo, c'est bien.

Mayo, tamam.

De la mayo et des achards.

Mayo ve çeşni.

Peut-être que si je sortais la mayo et le casse-noix, ça le ferait sortir.

Ayakları altına tereyağı mı sürsem ne...

Un appel pour vous de la clinique Mayonnaise.

Mayo Klinik'ten gelen telefonunuz için bekleyin.

Ici le Dr Brody de la clinique Mayonnaise.

Ben Mayo Klinik'ten Dr. Brody.

Passez Jambon sur la 5, et gardez Mayonnaise.

Hamm'i beşe bağla, Mayo'yu beklet.

Vous n'en portez pas quand vous prenez un bain.

Yıkanırken mayo giymiyorsunuz, değil mi?

- T'as pas de maillot plus petit?

- Daha küçük bir mayo bulamadın mı?

Bien. Je vais acheter un maillot.

Peki, ben gidip bir mayo satın alacağım.

On était à la plage. Je suis allée acheter un maillot.

Cumartesi sabahı plajdaydık, ben bir mayo almaya gittim.

Mayo, t'es un enfoiré. Je t'arrête pour détention de stupéfiants.

Mayo, seni bağımlı pislik, uyuşturucu bulundurmaktan tutuklusun.

Vous travailliez avec Gus Levy, Bill Mayo et Dom Bando, non?

Gus Levy, Bill Mayo ve Dom Bando ile çalışıyordun, doğru mu?

Alors ce sera Levy, Marinaro, Mayo.

Sen olmazsan Levy, Marinaro, Mayo olur.

Gus Levy, Joe Marinaro, Bill Mayo.

Gus Levy, Joe Marinaro, Bill Mayo.

- J'appelle Marinaro et Mayo.

- Marinaro ve Mayo'yu arayacağım. - Hayır, hayır, hayır.

Si vous faites venir Marinaro, vous essaierez Mayo.

Marinaro'yu ikna edebilirsen, Mayo'yu denersin.

Entre vous, Marinaro et Mayo, vous pouvez convaincre Levy.

Eğer Marinaro ve Mayo'yu ikna edebilirsen, belki sonra üçünüz birlikte, Levy'i de ikna edebilirsiniz.

D'accord. Je vais appeler Mayo.

Tamam, şimdi de Mayo'yu arıyorum.

Appelez Mayo de Virginie.

Mayo'yu Virginia'dan ara.

Oui, je ne veux pas appeler Mayo.

Evet, aslında Mayo'yu aramak istemiyorum.

Mayo...

Mayo...

Mayo.

Benim, Mayo.

L'inspecteur Mayo vient de se tuer avec son arme.

Bay Vincente, Dedektif Mayo kendini vurmuş.

Je ferai pas mon Mayo, ni mon Ciello.

Ben ne Mayo'yum, ne de Ciello.

Y a pas de maillots de bain?

- Bir şey değil. Ödünç bir mayo alabilir miyim?

Si, au premier étage.

Yukarıda, gardıropta fazla mayo olacaktı.

Et si je faisais du bronzage intégral?

Hiç mayo bulamayıp, çıplak güneş banyosu yapsam, suç olur muydu?

Deux bras bronzés, deux jambes bronzées... et un petit carré d'étoffe... qui les sépare.

İki bronz kol, iki bronz bacak. Ve arada küçük bir parça mayo.

Zack Mayo, chef!

Zack Mayo, efendim!

Tu t'es blessé là?

Burada yaran mı var, Mayo?

Où l'as-tu fait faire?

Nerede yaptırdın bunu, Mayo?

Les seules que tu emporteras d'ici. Mayo... nnaise.

Buradan giderken yanında sadece onlar olacak, Mayo... nez!

Au pas de course, Mayo-nnaise!

Daha hızlı, Mayonez!

Très drôle, Mayo.

Çok komik, Mayo!

Si vous pouvez répandre votre merde, vous pouvez me faire 50 pompes. Seeger! Mayo!

Seeger, Mayo, Worley!

- Mayo?

- Ya sen, Mayo?

- Dans 5 minutes, inspection.

- Denetlemeye 5 dakika kaldı, Mayo.

J'inscris mon nom sur ce mur, Mayo!

Başaracağım, adımı o duvara yazdıracağım!

Bon Dieu, Mayonnaise!

Lanet olsun, Mayo... nez!

Miss Lynette Pomeroy, je vous présente l'aspirant Sid Worley, et l'aspirant Zackery Mayo.

Bayan Lynette Pomeroy! Subay adayları Sid Worley ve Zachary Mayo'yu takdim edebilir miyim?

Et Mayo, c'est quoi?

Ya Mayo?

D'où êtes-vous, Mayo, le macaroni?

Nerelisin, makarnacı Mayo?

Vous avez une petite amie, Mayo le macaroni?

Evet... Kız arkadaşın var mı, makarnacı Mayo?

Je vous reconnais. Mayo le macaroni.

Seni hatırlıyorum, makarnacı Mayo!

Mayo? Puisque t'es le caïd de la semaine, c'est toi le suivant.

Mayo, geçen haftanın yıldızı sen olduğuna göre, sıra senin!

Tu devrais réussir.

Bu işte iyi olmalısın, Mayo.

Qui sait quand tu vas faire la culbute, Mayo?

Bu program, nerede çelme takar hiç bilinmez, ha Mayo?

Dans cette classe, il se trouve que c'est toi, n'est-ce pas, Mayonnaise?

Bu dönemin jokeri de sensin galiba, ha Mayo... nez?

Une boum, c'est comme Ia mayo.

Parti mayonez gibidir, tutmazsa tutmaz!

Pas de maillots...

- Mayo bulamadım.