Translate.vc / Francês → Turco / Mba
Mba tradutor Turco
420 parallel translation
Agrafeuse, dix stylos L'intégrale des Mille et Une Nuits Os de chien, télécommande
Zımba, on tane kalem, Arabian Nights'ın karton kapaklı baskısı köpek kemiği, uzaktan kumanda
Peu importe combien de champagne tu bois... tu es toujours en forme le lendemain matin.
Şampanyayı sünger gibi emiyorsun ama ertesi sabah her nasılsa zımba gibisin.
Frère Umetani, vous utilisez ça aussi?
- Zımba gibisiniz.
En plus d'être une agrafeuse à plein-temps, il peut aussi donner la grippe à un chat.
Tam zamanlı zımba makineliğinin yanı sıra kediye grip bulaştırabiliyor.
Après avoir fait un MBA et mon droit.
- Hukuk mastırı yapmadan önceydi bu.
Agrafeuse, M. Clark.
Zımba, Bay Clarke.
- Agrafeuse, Mme Worral.
- Zımba, Bayan Worral.
- Agrafeuse, Mme Zambesi.
- Zımba, Bayan Zambesi.
Et il y a des trous d'agrafe dans le coin.
Şurada köşede iki zımba deliği görüyorum.
- L'agrafeuse.
- Zımba dedim.
Tais-toi, blabbering langue, la langue poinçonnage, massue langue, langue marteau, langue rivet.
Hişt, fısıldayarak, boşboğazlık yapma, zımba dili, çekiç dili, perçin dili.
Je me sens super bien.
Ben zımba gibiyim.
- C'est quoi, ça?
- Nokta zımba.
C'est étonnant ce qu'elle a fait avec quelques coussins, du papier et une agrafeuse.
Karım. Birkaç yastık, duvar kağıdı ve zımba ile çok güzel şeyler yaptı.
Cette machine est puissante.
- Uzaktan izle. Bu bebek zımba gibi!
Super. Une souffleuse à feuilles.
Bakın, bir tel zımba!
J'ai plus d'agrafes.
Birkaç tane daha zımba teli lazım.
Ces diplômés de Harvard, c'est de la merde.
Bu Harvard MBA tiplerinin çoğu saçmalıktan başka bir şey yapmaz.
Des agrafes!
Zımba!
Il y a deux fautes, les colonnes sont tordues et l'agrafe est de travers.
İki yazım hatası var, kolonlar kaymış ve zımba yatay değil dikey.
J'ai deviné le problème quand j'ai compris que le MBA devenait rapidement un diplôme dévalué.
Eski tür işlerin değer kaybettiğini gördüğümde bir sorun olduğunu anladım.
Avec même, les marques d'agrafes.
Bunu kanıtlamak için zımba teli izlerin bile var.
Aujourd'hui, ils ont mis "Jump" de Van Halen.
Bugün Van Halen'ın "Jump" ını ( zımba ) çaldılar
Une agrafeuse pour toi.
Sana da bir zımba.
Agrafeuse RL 90, je vous prie.
RL 90 zımba, lütfen.
Qu'on y enfonce une punaise.
Üstüne bir zımba atalım.
Du 3 pour la paroi péritoine et des agrafes pour la peau.
Peritonum kasları için 3,0 Vicryl ve cildi için zımba.
Désolé, je...
Maalesef yok, zımba gibiyim!
J'ai une agrafeuse dans le cul. "
Kıçımda bir zımba var. "
Agrafe.
Ama... Zımba.
- Vous avez passé un MBA.
- İşletme yüksek lisansı yaptın.
Renforcer la zone de section avec des points de Lembert à la soie de 4-0.
Zımba çizgilerini ipek iplikle Lembert dikişleriyle güçlendiriyorum.
... a volé l'agrafeuse de mon bureau...
Masamdan tel zımba almış...
GUNTHER OBTINT SON MBA ET DEVINT PRESIDENT DE LA FOX
GUENTER İŞLETME MASTERI YAPARAK FOX NETWORK'ÜN BAŞINA GEÇTİ
Lizzie, donnez-moi de quoi retirer les agrafes.
Lizzie, sana ihtiyacım var! Zımba çıkarıcı ver bana!
Un sèche, un se perd, et il m'en reste un - Tu y as vraiment réfléchi - Oui
... bir sürü tükenmez, 2 numara kurşun kalemler, üç fosforlu kalem, bir silgi bir zımba çıkarıcı ve bir klasör.
Avec moi, vous aurez plus qu'une cadre commerciale brillante.
Beni seçerseniz 200 bin dolarlık Wharton MBA'inden fazlasını edineceksiniz.
Les études de maîtrise dans la gestion commerciale, c'est dur, Naina!
MBA zor bir iş, Neyna!
C'était uniquement ça qui t'absorbait?
Seni meşgul eden bir tek MBA mi?
Pourquoi tu ne fais pas les études de MBA ici?
Neden burada okumuyorsun?
Si. Mais vu que tu l'as poussée à avoir son MBA, tu devrais te dire qu'elle sait ce qu'elle fait.
Bir yanlışlık yok ama onu işletme mastırı yapmaya sen zorladığına göre ne yaptığını bildiğine de güvenmelisin bence.
- Il me fallait l'agrafeuse.
- Zımba lazım oldu.
- Votre MBA, vos talents culinaires.
Mastırını almaya çalışıyorsun, çok iyi aşçısın.
Pince agrafeuse.
Gastrointestinal zımba.
Agrafe à peau.
Zımba.
Je mène mes hommes au front et j'agrafe mes propres documents.
Bana güvenmek zorundalar. Onları bir savaşa sokuyorum, ama zımba işlerini hala kendim yapıyorum.
Je suis formé pour. J'ai un MBA de Bradford...
Ve ben bu konuda eğitim aldım.
Moi aussi, je suis formé.
Bradford'dan MBA'im var. Aslında ben de eğitimliyim.
Non!
Tel zımba mı? - Hayır!
Ôtons les points de suture.
Artık şu zımba tellerini alalım.
Sauf pour l'agrafeuse.
Tel zımba olayı hariç.