English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Memoire

Memoire tradutor Turco

9,920 parallel translation
Je vous regarde tous, je pense au chemin parcouru, et je pense à ceux qui ne sont plus parmi nous, Il me revient en mémoire un mot hébreu que j'utilisais à l'université.
Sizlere bakıp, ne kadar yol katettiğimizi görünce ve artık aramızda olmayanları hatırlayınca mezuniyet törenlerinde kullandığım İbranice bir kelime geliyor aklıma.
Bonne mémoire.
Hafızanız çok iyi.
Je dois ma mémoire à ces jours passés en tant que surveillant en chef du Comté de Culpeper.
Hafızamı Culpeper County'de saha şefi olarak çalıştığım zamana borçluyum.
Un Highland, si ma mémoire est bonne.
Highland, eğer hatırlarsan.
Ne tombe pas. Comme je marchais encore et encore, Les paroles de mon père, me sont revenus en mémoire
Yürürken tekrar tekrar babamın sözlerini duyuyordum.
Des milliers de bits de données font constamment des va et vient de la mémoire vers le disque dur.
... bir konsola istemeden kaydeden biri var. Binlerce bit bilgi....... sürekli hard disk ile ram arasında..... gönderilip geri alınır.
- J'ai pas la carte mémoire!
- Hafıza kartı yok!
Quand il a lancé son centre d'aide aux victimes à la mémoire de sa femme, Lucy.
Eşi Lucy anısına başlattığı işinden beri.
Pourquoi souiller sa mémoire en le tuant là où vous avez été heureux?
Neden en mutlu olduğunuz yerde cinayet işleyerek onun anısına saygısızlık ediyorsun?
Et M.I.R.A. garde en mémoire tout nos mouvements.
- M.I.R.A. tüm hareketlerimizi kayda alıyor.
Quelqu'un a-t-il pu modifier sa mémoire?
Birisi hafızasını değiştirmiş olabilir mi?
Personne n'a modifié ma mémoire.
Kimse hafızamı değiştirmedi Bay Castle.
Ma mémoire est parfaite.
Hafızam mükemmel vaziyette.
Son noyau de mémoire est un système fermé.
Hafıza işlemcisi kapalı sistem tasarlandı.
Tout ce qu'elle a appris sera effacé, mais toute la mémoire enregistrée restera intacte.
Öğrendiği her şey silinecek ama kayıtlı verileri bozulmadan kalacak.
Ça a aussi activé une décharge dans les circuits de sa mémoire.
Ayrıca M.I.R.A.'nın hafıza devrelerinin de silinmesini tetiklemiş.
En tuant le seul témoin... M.I.R.A. et sa mémoire.
Tek görgü tanığını öldürerek, M.I.R.A. ve onun hafızasını.
Sans les données de la mémoire, impossible de savoir lequel.
Evet ama hafızası kurtarılamadığından hangisi olduğunu öğrenmenin hiçbir yolu yok.
C'est une... théorie fascinante, mais sans la mémoire de M.I.R.A., vous n'avez pas de preuves.
Bu büyüleyici bir teori ama M.I.R.A.'nın hafızası olmadığı için elinizde kanıt yok.
Peut-être que si vous le regardez à nouveau en personne, cela pourrait rafraîchir votre mémoire.
Bir de yüz yüze görüştürelim. Belki bu bir şeyler çağrıştırır.
Eh bien, peut-être que ceci te rafraîchira la mémoire.
Pek, belki bu hafızanı canlandırır.
Il n'y a pas de carte mémoire.
Hafıza kartı yok.
Quelles sont les chances qu'elle retrouve la mémoire après un truc pareil?
Böyle bir olaydan sonra hafızasının geri gelme olasılığı nedir?
C'est le cas, ce qui veut dire que cela va bien au-delà d'une seule mémoire.
Uyuşuyor ve bu demek oluyor ki tek bir hafızadan çok daha fazlası var.
Celui qui a fait ça a effacé aussi sa propre mémoire.
Bunu yapan kişi aynı zamanda onların hafızalarını da sildi.
Réalisez-vous... qu'en utilisant des moyens mnémotechniques pour ça, vous pouvez améliorer votre mémoire pour qu'elle soit photographique voire même eidétique?
Dava dosyalarına ipucu bırakıldığında, o ipuçlarının o grafiğe, hatta eidetik hafızaya eşit bir anımsama kapasitesi yaratabileceğini biliyor muydun?
Donc t'es en train de dire que c'est moi qui ai déconné avec la mémoire de tout le monde?
Yani demek istediğin herkesin hafızasını ben mi mahvettim?
Avec vos pensées, votre mémoire, votre personnalité.
Düşüncelerinizle, anılarınızla, kendi kişiliğinizle.
Votre clone retournera ensuite à notre entrepôt pour un recyclage de bio-masse, mais pas avant que toute la mémoire et les expériences acquises ne soient téléchargées et transférées via sous-espace jusqu'à vous.
Sonrasında klonunuz tesisimize biyokütle geri dönüşümü için geri dönecek ancak bütün yaşanan tecrübe ve anılar arzu edilmesi halinde alt uzay yardımıyla sizin beyninize transfer edilir.
nous avons tous eu la mémoire totalement effacée.
Hepimizin hafızası silinmişti.
Même si je n'ai pas ma mémoire, Je peux peut être t'aider à comprendre certaines choses.
Hafızamı kaybetmiş olsam da belki de bu durumu anlamanı sağlayabilirim.
Réveille cette mémoire manquante?
Kaybolan anılardan belki?
et quoi que je voulais faire, je suis sur que c'était plus intéressant que de foutre en l'air la mémoire de tout le monde.
O zaman neyin peşine düşmüş olursam olayım, gemidekilerin hafızasını silmemden daha önemli bir şey olduğuna eminim.
Ce n'est même pas ta mémoire.
Bu senin anın bile değil.
parce que nous avons perdu la mémoire
.. çünkü hepimiz hafızalarımızı kaybettik.
Vous effaceriez ma mémoire et ma matrice de personnalité actuelle.
Benim hafıza depolarımı ve mevcut kişisel matriksimi sileceksiniz.
C'est une action que tu as répété tellement de fois, cela crée cette mémoire a long terme dans ton cerveau, si puissant que piloter ou réparer ou ça, devient automatique.
Bir şeyi o kadar çok tekrarlıyorsu ki uzun süreli hafızanda yer ediyor. O kadar güçlü bir şey ki, uçmak olsun tamir etmek olsun artık otomatik olarak yapıyorsun.
Mémoire musculaire. Tuer, voler...
Cinayet, hırsızlık...
C'est le programme que tu as écrit pour nous ôter la mémoire.
Bu yazdığın ve hepimizin hafızasını yok eden program.
En gardant ces faits en mémoire, on doit mettre de côté les fausses rumeurs d'un tueur en série, un nommé "Diable Rouge", traquant ce campus et tuant les étudiants bon gré mal gré.
Bu gerçekleri aklınızda bulundurarak, bu kampüste dolanıp, öğrencilerimizi delice öldüren Kırmızı Şeytan adında bir seri katil olduğuna dair kötü söylentilere son vermeliyiz
Car j'ai une bonne mémoire.
Çünkü hatırlardım.
Un des ingrédients les plus important dans la cuisine, c'est la mémoire.
Yemeklerindeki en önemli malzemelerden biri hatıralardır.
Sa mémoire de goûter les choses et de la manière dont elles sont faites, et de prendre ces souvenirs et de les réinterpréter dans un style plus moderne.
Onun tat hafızası ve ortaya çıkarış şekli... ve o hatıraları alıp modern bir şekilde... yeniden yorumlamasıdır.
Je suis resté éveillé pendant des heures et des heures... tout cela parce que certaines idiotes reste dans ma mémoire.
Saatlerce uyumadım. Hepsi şapşal ufak bir kızın kafamı kurcalaması yüzünden.
J'avais promis de ne révéler tes secrets à personne, mais il faut que tu cherches dans ta mémoire et que tu trouves le code secret pour qu'on puisse pirater le réseau secret du gouvernement.
Seni işe aldığımda sırlarını saklayacağımı söylemiştim ama şimdi beyninin derinliklerine ulaşmalı ve devletin gizli bilgisayar ağının gizli şifresini söylemelisin.
Peut-on pirater, son GPS RAM machin truc et retracer sa mémoire?
- O zaman GPS RAM şeyini hackleyip hafızasını geriye doğru takip edebilir miyiz?
Et ensuite, on peut pirater la mémoire machin truc de son GPS.
Ve, evet, sonra GPS şeyinin hafızasını hackleyebiliriz.
Tout ce qui me reste en mémoire.
Bana kalan bir tek beynim var.
A-t-il des trous de mémoire?
- Bilinç kaybı yaşıyor mu?
Et si le capitaine croyait que c'était pour l'aider à se rappeler des absences, comme un redémarrage de mémoire?
Peki Yüzbaşı bilinç kayıplarında yaşananları hatırlatacak bir şey içtiğini düşünse? Hafızasını yeniden başlatacak bir şey?
Est ce que ça rafraichit votre mémoire?
Bu hafızanızı tazeler mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]